2018 yılı bağımsız kadın üyelerde milat olabilir mi?
Son birkaç yıldır gelişmiş ülkelerin başı çektiği bir akım var. Şirketlerin yönetim kurullarında kadın üye sayısıyla ilgili kota getiren ülkeler giderek çoğalıyor. Akımı başlatan ülke Norveç, dünyada yönetim kuruluna yüzde 40 kadın kotası getiren ilk ülke. Onu Almanya, İspanya, İtalya gibi ülkeler izledi. Öte yandan Avrupa Komisyonu da bu konuda bir tasarı hazırlığında. Avrupa Parlamentosu’nda yasalaştığı taktirde şirketlerde icrada görev almayan yönetim kurulu üyelerinin yüzde 40’ının kadınlardan oluşması bir anlamda zorunlu hale gelecek.
Peki Türkiye’de durum ne? Benzer bir kota zorunluluğu Türkiye için de gündeme gelebilir mi?
İngiltere’de 2010’da doğup tüm dünyaya yayılan ve Türkiye’de Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu’nun ev sahipliğinde başlatılan Yüzde 30 Kulübü inisiyatifinin yöneticileri yanıtlıyor soruları. Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat’ın aktardığı verilere göre kadın temsili konusunda Türk şirketleri, üst pozisyonlara çıktıkça işe alımda gösterdikleri cinsiyet eşitliği yaklaşımından uzaklaşıyorlar. SPK’ya kote halka açık şirketlerde aileden bağımsız yönetim kurullarında yer alan kadın oranı sadece yüzde 7. Ararat, SPK’nın bu konuda oranın yüzde 25’lere çekilmesine yönelik tavsiye kararı olduğunu ancak zorunluluk bulunmadıkça bu tür önerilerin etkisiz kaldığını söylüyor. Diyor ki; “Kasım ayında yaptığımız bir toplantıda SPK yöneticilerine notlarımızı sunduk. Onlara Türkiye’de kadın yönetim kurulu üyeliği konusunda bir arz sorunu bulunmadığını, şirketlerin gelenekselci yaklaşımlarının kırılması gerektiğini aktardığımızda bize zorunlu kota meselesine sıcak baktıklarını söylediler. Avrupa Komisyonu’nda yasal düzenleme onaylanırsa belki durum değişebilir.”
Bu yıl değişim için fırsat
Yönetim kurullarında daha fazla kadın üye bulunmasına yönelik 2018’in özel bir durumu var. Çünkü bu yıl SPK’ya kote olan şirketlerde bağımsız yönetim kurulu üyelerinin değişim dönemi. Yüzde 30 Kulubü Başkanı Ahmet Dördüncü, bu durumu şöyle anlatıyor: “SPK kanunlarına göre bağımsız yönetim kurulu üyeleri altı yılda bir değişmek zorunda. Bir bağımsız üye yine kurallara göre en az beş yıl boyunca o şirkette görev yapamıyor. 2012’de bağımsız yönetim kurulu üyeleriyle ilgili SPK yasası çıkmıştı. O yıl göreve başlayanlar bu yıl bırakmak zorunda.
Yani yeni üyeler gelecek. Bu halka açık şirketler için yeni kurula daha fazla kadın üye dahil etmeleri yönünde bir fırsat. Bizim de elimizde 287 yetenekli, yetkin kadın üye adayı havuzu var.”
"Kadınlar iş hayatımı zenginleştiriyor"
Yüzde 30 Kulübü’nün halka açık şirketlere yönelik bu yıl ilk kez düzenlediği “Yönetim Kurulunu Kadınlarla Güçlendirmiş İş Grupları Ödülü”nün sahiplerinden biri de Akkök Holding oldu. En az iki olmak üzere en fazla kadın üyeye yer veren şirketlere ödüller sunuldu. Ödülü alan Akkök Holding CEO’su Ahmet Dördüncü, kadınlara üst yönetimde önem veren bir şirkette çalıştığını ve bir CEO olarak bunun iş hayatını zenginleştirdiğini söylüyor. 2012’den bu yana iş hayatında daha fazla kadın yönetici görmek üzere çalışmalar yürüttüklerini belirten Dördüncü, “Kadınların yönetimdeki yerini hâlâ anlamayan aymazlar ne yazık ki aramızda çok fazla. Şirketteki deneyimlerime göre bir masanın etrafında patrona soru soran, sorgulayan üyeler genellikle kadınlar oluyor. Kadın ya da erkek bir üyenin görevi de bu olmalı. Patronlar da bundan rahatsızlık değil memnuniyet duymalı. Bunun kendisi için ne kadar kıymetli olduğunun farkına varmalı. Türkiye’nin en büyük üçüncü GYO’sunda (Akiş) beş kadın üye var. Biri de denetim kurulu başkanı. Ben yönetim kurulu başkanı olarak o bir karara imza attığında rahat uyuyorum. Benim için inanılmaz bir konfor alanı yaratıyor” şeklinde konuşuyor. Türkiye nüfusunun yüzde 50’sinin kadınlardan oluştuğuna dikkat çeken Dördüncü, şirketlerin böylesine parlak bir grubun farkında olmamasına inanamadığını ifade ederek, “Bugün bu masada olmamın bir nedeni de beni ben yapan kadınlara karşı borcumu ödemektir” diyor.
“Yönetim kurulları hakkıyla çalışmıyor”
Ahmet Dördüncü Türkiye’deki şirketlerde yönetim kurulu anlayışını da eleştirdi. Birçok şirkette yönetim kurullarının hakkıyla çalışmadığını savunan Dördüncü, “Büyük şirketler önemli bir yol katetti, halen istediğimiz gibi değiliz ama çok şey değişti. SPK’ya karşı sorumluluklarımız arttı. Yine de yönetim kurulu üyesi kafasını sallasın ve gitsin anlayışı maalesef hâlâ birçok şirkette var” diyor. Dünyada artık “bağımsız-bağımlı üye” kavramının kalmadığını, zaten bütün yönetim kurulu üyelerinin bağımsız olması gerektiği fikriyle hareket edildiğini aktaran Dördüncü şu bilgileri veriyor: “Amerika’da bağımlı üye yasak. Zaten artık dünyada holding kavramı kalmadı hatta yasaklandı. Türkiye, Brezilya ve Hindistan’da var. Bizim de halka açıklık oranlarımızı artırmamız gerekiyor.”
2017’de kadın üyeler azaldı
-Sabancı Üniversitesi Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat, 2012’den bu yana yönetim kurullarındaki kadın üyelik sürecini değerlendirerek,şu bilgileri veriyor:
-Bağımsız üye zorunluluğu, ilk yılı olan 2012’de erkek üye sayısını artırdı, kadınları azalttı.
-Biz de Yüzde 30 Kulübü olarak BIST’te yer alan şirketlerin yönetim kurulları ve üst yönetimdeki kadın oranını yüzde 30’a çıkarma hedefiyle yola çıktık.
-2010’da BIST'te yönetim kurullarında kadın üye oranı yüzde 12.5 ile İngiltere’deki FTSE-100 seviyesindeydi. 2017’de FTSE-100 yüzde bu oran 30’a çıktı ancak BIST şirketlerinde kadın yönetim kurulu üyesi 2016’da yüzde 14.7’ye, 2017’de 14.6’ya gelebildi.
-Türkiye'de kadın üyeler konusunda finans sektörü yüzde 15 ile başı çekiyor. Öte yandan dünya genelinde imalat sektöründe kadın görmüyoruz ama Türkiye’de oran 12.7.
-Bu yıl borsada yönetim kurullarında görev yapan 2 bin 700 direktörün sadece 386’sı kadın. Bunların sadece 201’i profesyonel. Diğerleri hissedar aileden.