2018 sonunda dünya ahvaline bakış

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Yılın son yazısını 2018’de dünyanın çeşitli bölgeleriyle ilgili kısa bilgilere/değinmelere ayırdım. Dünyanın ahvaline bakınca durumu “Durdurun dünyayı inecek var” diye özetliyorum.
Usuldendir, yılsonunda her yerde önce dünya ahvaline/ haline bakılır. Ardından da yeni yılın ilk gününde gözler ülke içerisine çevrilip yeni yıl beklentilerine değinilir. Ben de öyle yapacağım. Yılın son gününde bugün dünyaya bakacağım. Yarın ise ülkem için 2019 beklentilerimden söz edeceğim.

- UZAKDOĞU’DAN BAŞLAYALIM: Uzakdoğu deyince akla ilk gelen en büyük güç Çin oluyor. Bu ülke 40 yıldan bu yana devlet eksenli bir piyasa ekonomisi uyguluyor. Bununla hep yüzde 10’lara ulaşan bir yıllık büyüme sağlıyordu. Ama 2 yıldır büyümesi yüzde 7’lere indi. Bu yıl da yüzde 6’ya geriledi. Bunun yanı sıra 44 devlet ve 4 milyar insanı içine alan “Tek Yol, Tek Kuşak” projesini yürütüyor. Amerika ile ticaret savaşı ise “zor alır/zor satar” zorlamasını getiriyor. Uzakdoğu’nun ikinci büyüğü 1.3 milyar nüfuslu Hindistan, yüzde 7’lerde büyüme yakaladı. 18 ayda 3 merkez bankası başkanı değiştirdi. Politik zorluklar yaşamasına karşılık Çin yolunda yer alan Brahmaputra Nehri üzerindeki 5 kilometrelik köprünün inşası 20. yılında yılın son ayında törenle açıldı. Uzakdoğu’nun üçüncü büyüğü Japonya son yıllarda sıfıra yakın büyüme yaşıyor. Savunma harcamalarını artırmak için ABD’den anayasada değişiklik için onay bekliyor. Uzakdoğu’nun büyümede istikrarını koruyan ülkesi Güney Kore ihracatını güzel artırıyor. Yaşadığı olumsuzluk ise haftalık ortalama 52 saatlik çalışma söz konusu olan ülkede, 12 bin insanın buna dayalı intihar etmesi… Kuzey Kore, yıla “Dehşet dengesi” içinde başladıktan sonra, Güney Kore ile barışçıl adımlar atarak bütün dünyayı şaşırttı.

- UZAKDOĞU’DAN EN BATIYA AMERİKA’YA DÖNERSEK: Amerika hep “Umudun vadisi” oldu. Amerika Kıtası’nı zengin kuzey, vasat güney diye ikiye ayırmalıyız. Kuzey’de ABD yıla iyi başladı. Üretimi arttı, işsizlik düştü, borsalar coştu. Ama yıl sonunda bu rüzgar dindi. ABD para yönetimi parayı kısma kararı verdi. 2019’da bunun artacağı görülüyor. Yönetimin vergi teşvikiyle “Amerika’da üret” politikası da fazla yönlendirici olmadı. Kıtanın güneyinde Latin Amerika burnunu krizden çıkaramıyor. Büyüme performansları yüzde 2’leri aşamıyor. Piyasalar canlı değil. Dahası bölgenin sürükleyicisi Brezilya ve Arjantin süreğen bir kriz ortamı yaşıyor.

- İKİ KATMANLI AVRUPA: Kıta 41 ülkeden oluşuyor. Bu ülkeler “vasat” konumda. Balkanlarda atak yok, işsizlikleri fazla. Ufukta iç açıcı bir beklenti gözükmüyor. Avrupa içindeki ikinci katman 28 ülkeli Avrupa Birliği. 2019’da İngiltere’nin ayrılmasıyla sayıları 27’ye inecek. Ortalama 35 bin dolar gelirleriyle, satın alma güçleri var. Ama “Hava bozar” korkusuyla tüketici fazla açılmıyor. Devletler ise borçlanmanın sınırına gelmiş durumdalar. İtalya’nın durumu malum. Son Fransa olayları sistemin ülkenin tamamının refahını artırmak için verebileceği pek bir şey olmadığını ortaya koydu. Almanya’nın ise bütün Avrupa’yı sırtlaması beklenemez. Merkel’in ayrılma kararı da bunu gösterdi. Rusya enerji ve doğal kaynaklarıyla ayakta durmaya çalışıyor.

- ORTADOĞU KAOSTA: Bizim yanı başımızdaki Ortadoğu’da ise Suriye sorununa birçok ülkenin eli girdiği için bölgede çatışma ve kaos yaşanıyor. Yorumlarda çözüm yakın görülmüyor. On yıllar süreceği belirtiliyor. - AFRİKA KENDİ HALİNDE: Arap Baharı’nın ardından Kuzey Afrika, kendi halinde yeni bir bekleyiş dönemine girdi. Kıta Afrika’da ise yoksulluktan kurtulmak için arayışlar sürüyor. 2018’in kaybedenlerinin başında petrol gelirine karşı yoğun bir enfl asyon yaşayan Venezuella geliyor. Yılın kazananı ise dijitalize olan çok uluslu şirketleri. Kazançlarıyla orantılı vergi vermiyorlar, işçilik ödemeleri de sınırlı. Kar rekorları kırıyorlar. İnsanın dünya ahvaline bakınca, “Durdurun dünyayı inecek var” diyesi geliyor…

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar