2017’de 11 milyar giriş, bu yıl 2 milyar çıkış...
Yurtdışında yerleşikler geçen yılın ilk on ayında Türkiye’de net 3.2 milyar dolarlık hisse senedi yatırımı yaptılar. Aynı dönemde alınan devlet iç borçlanma senetlerinin net tutarı ise tam 7.7 milyar doları buldu. Böylece hisse senedi ve devlet iç borçlanma senedine geçen yılın ilk on ayında yapılan yatırım 10.9 milyar dolara ulaştı.
Bu yıla geldik, ocak ayındaki durum gayet iyiydi. Sonra rüzgar tersine döndü ve yabancılar çıkmaya başladı. Yılbaşından 19 Ekim’e kadar olan yaklaşık on ayın verilerine bakıyoruz, geçen yılı aramamak mümkün değil. Yurtdışında yerleşikler ya da kısaca yabancılar 19 Ekim’e kadar olan dönemde hisse senedinde net 1.4 milyar dolarlık, devlet iç borçlanma senedinde net 680 milyon dolarlık olmak üzere toplamda 2 milyar doları aşkın satış yapmışlar.
Yabancıların hisse senedi ve DİBS yatırımı öylesine ters yüz olmuş ki, 11 milyar dolar girişten 2 milyar dolar çıkışa dönüşen bir tabloyla karşı karşıya kalmışız.
Değişen ne?
Geçen yıl kur çok yüksekti de yabancı bu yüksek kurdan TL’ye dönmeyi mi tercih ediyordu, hayır. Tam tersine, dolar bu yılın ilk on aylık döneminin ortalamasında 4.70 ve geçen yılın aynı dönemindeki 3.60’lık ortalamaya göre yüzde 30 daha yukarıda.
Geçen yıl faiz çok yüksek, yani devlet iç borçlanma senetlerinin fiyatı çok düşüktü de yabancı bu düşük fiyatı kaçırmamak için mi akın ediyordu, hayır. Faizler geçen yıl bu yılın çok altında seyrediyordu.
Hisse senedinde ise durum farklı. Geçen yılın ilk on ayında borsa endeksi ortalama 97 bin düzeyinde oluşmuştu. Bu yılın ilk on ay ortalamasındaki endeks ise 104 bin. Ancak bu yıl hisse senetlerinin zaman içinde hem bir yandan mutlak değer olarak ucuzladığı gerçeği var, hem de döviz arttığı için yabancı açısından kur yönüyle oluşan bir ucuzluk var. Dolayısıyla ortalama hisse senedi fiyatını gösteren endeksteki artışın etkisini ortadan kaldıracak gelişmeler mevcut.
Buna rağmen sonuç ortada; yabancı hisse senedinden de çıkmış.
Üstelik yüksek kurdan çıkmak büyük kayıplara yol açabildiği halde yabancı burada kalmak istememiş. Hem hisse senedi satmış, hem devlet iç borçlanma senedi...
Salt ekonomik koşullar açısından bakıldığında Türkiye’ye girmek cazip görünüyorken, yabancı yatırımcı neden tersini yapmış olabilir?
Algı bozuldu çünkü algı! Bugün görece yüksek kurdan portföy yatırımı için gelmek iyi görünüyor ama belli ki yabancı “Ya kur yarın daha da yükselirse” demekten kendini alamıyor.
Aynı kaygılar kuşkusuz devlet iç borçlanma senetlerinde faiz daha da yükselirse, diye de yaşanıyor; hisse senetlerinin fiyatı daha da düşerse, diye de...
Daha çok kısa bir süre önce AKP ile MHP arasındaki ittifakın yerel seçim için bozulduğunun açıklanmasıyla birlikte döviz bir anda yüzde 3’ten fazla değer kazandı. Yani dövizde son dönemde yaşadığımız yataya yakın gidişin bir anda tersine dönebileceğinin işaretini birkaç saat içinde görüverdik. Demek ki hala bazı konularda pamuk ipliğine bağlı bir durumumuz var.
En yetkili ağızlar da kimi zaman yangına körükle gitmekten geri durmuyorlar. Yabancı da “Paramı niye riske atayım” diye düşünüyor haliyle.
İşte sonuç ortada... Daha geçen yıl, aynı partinin iktidarda olduğu bir yıl, yaklaşık 11 milyar dolar getiren yabancılar, bir yıl sonra bu kez 2 milyar dolar çıkarmışlar.
Tamam; kötü niyet, Türkiye’yi çekememe, manipülasyon... İyi de böyle bir tablonun oluşmasında bizim hiç mi kabahatimiz yok?
Ya da... Yabancılar geçen yıl Türkiye’yi çok mu seviyorlardı, Türkiye’nin kalkınması, refahı için niye böylesine çaba gösterip bize para akıtıyorlardı?
Bir yılda onlar mı çok değişti, acaba biz mi değiştik?