2017 tarım desteklerinin analizi

Ali Ekber YILDIRIM
Ali Ekber YILDIRIM TARIM DÜNYASINDAN [email protected]

Geçmiş yıllarda olduğu gibi, 2017 tarım desteklerini herkesten önce açıkladık. Üç gün üst üste destekleri bütün ayrıntılarıyla yazdık. Mesleki olarak elbette çok büyük bir haz duyuyoruz.

Son 10 yılın 8'inde tarım desteklerini herkesten önce açıklamanın, siz okurlarımıza bu önemli bilgiyi ilk kez sunmanın sevinci var. Fakat,bir yanıyla da desteklerin bu kadar geç açıklanmasının üzüntüsünü yaşıyoruz.

"Çiftçi ekim yapmadan destekleri bilecek", hatta "3 yıllık açıklanacak" denilmişti. Birçok üründe hasat yapılıyor, destekleri "atlatma haber" olarak açıklayabildik. Henüz resmi bir açıklama yok.

Genel olarak 2017 tarım desteklerine bakıldığında şu değerlendirmeleri yapabiliriz:

Milli Tarım söylemi desteklere yansımadı

Türkiye'de, bakan değişince tarım politikası, tarıma bakış açısı değişiyor. Bürokratlar görevden alınıyor yerine yenileri atanıyor. Yeni gelenler tarımı, sistemi, bakanlığı tanıyıp anlayıncaya kadar zaman geçiyor. Göreve gelen yeni bakan kendine göre bir söylem geliştiriyor. Faruk Çelik'in Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı görevine geldikten sonra geliştirdiği en önemli söylem; Milli Tarım Politikası oldu. Bitkisel üretimde havza bazlı destekleme, hayvancılıkta bölgesel bazda yetiştiricilik bölgeleri oluşturulması bu söylemin temel iki unsuru. Tarım destekleri de bu söylem doğrultusunda verilecekti.

2017 Tarım Destekleri Kararnamesi'ne bakıldığında bu söylemin ancak yüzde 10 düzeyinde yaşama geçtiği görülüyor. Geçen yıldan farklı bir iki değişiklik dışında desteklerde ciddi bir değişiklik yok.

Mazota yüzde 50 destek sözde kaldı

Başbakan Binali Yıldırım, İzmir Ödemiş'te 14 Ekim 2016'da Milli Tarım Projesi'ni açıkladığında "Çiftçinin kullandığı mazotun yarısı devletten" dedi. Bu söz daha sonra Başbakan ve Bakan Faruk Çelik tarafından defalarca dile getirildi. Seçim ve referandum malzemesi oldu.

Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik ile makamında 30 Ocak'ta yaptığımız röportajda, bitkisel üretimde yüzde 50 mazot, yüzde 40 gübre, yüzde 40 tohum, arz açığı olan 11 üründe prim ve alan bazlı olarak fide ve fidan desteği üzerinde bir çalışma yaptıklarını belirterek, girdi odaklı bir destekleme modeline geçebileceklerini söylemişti. Daha sonraki konuşmalarda da mazotun yüzde 50, gübren ve tohumun yüzde 40'ının destek olarak verileceğini dile getirdi. Kararnameye bakıldığında bu sözün yaşama geçirilemediğini görüyoruz.

Sadece mazot konusunda bir farklılaştırma var. Mazotta en yüksek destek dekar başına 36 lira ile çeltik ve pamuğa veriliyor. Bakanlığın geçmiş dönemde yayınladığı maliyet raporlarında pamukta dekar başına mazot kullanımı 20-22 litre civarında olduğu ifade edildi. Bu veriye göre pamukta mazot desteğinin en az 45 lira olması gerekiyordu. Bu desteğin 2018 Mart-Nisan ayında ödeneceği düşünüldüğünde amacına ulaşan bir destek olmadığı görülüyor.

Kaldı ki, arazi büyüklüğüne, kullanılan teknolojiye göre mazot tüketimi farklılık gösteriyor. Büyük çiftçi için kabul edilebilir bu destek küçük üretici için yetersiz kalacaktır.

Gübre desteği her yıl azalıyor

Gübre konusunda herhangi bir çalışma yapılmadığı anlaşılıyor. Fındık, çay, soğan yetiştiren de dekar başına 4 lira gübre desteği alacak, buğday, pamuk, mısır, patates üreten de 4 lira alacak. "Çiftçinin kullandığı gübrenin yüzde 40'ı desteklenecek" sözü başka bahara kaldı. Son 3 yıllık döneme bakıldığında çiftçinin aldığı gübre desteği büyük ölçüde azaltıldığı görülüyor. 2014 üretim yılında yağlı tohumlar ve endüstriyel bitki üretenler, yani ayçiçeği, mısır, pamuk, şeker pancarı üretenler dekara 7.5 lira gübre desteği, 7.5 lira mazot desteği aldı. 2015'te dekara 7.9 lira mazot, 8 lira 25 kuruş gübre desteği aldı. 2016'da bu destekler birleştirilerek 11 liraya düşürüldü. 2017 kararnamesinde gübre desteği sadece 4 lira.Çiftçinin büyük kaybı var.

Prim verilen 17 üründe 6 kuruşluk artış

Fark ödemesi desteğinde 17 üründen sadece iki ürünün desteği artırıldı.Pamukta kilogram başına 75 kuruş olan prim desteği 5 kuruşluk artışla 80 kuruşa çıkarıldı. Dane mısır desteği ise 1 kuruşluk artışla 2 kuruştan 3 kuruşa çıkarılıyor. Arz açığı olduğu ve bu nedenle destekleneceği söylenen ayçiçeği, aspir, kanola,soya gibi ürünlerin priminde hiç bir atış yapılmadı. Söylenenle uygulama bir türlü örtüşmüyor.

İthalata destek var, üretene yok

Bakliyat ürünlerinde gümrük vergisini düşürerek ithalatı destekleyen hükümet, nohut, mercimek, kuru fasulye destekleri artırılmayarak yerli üretici adeta cezalandırılıyor.

"Buğday ile koyun, gerisi oyun" sözü de sık sık dile getiriliyor. Destekleme kararnamesine bakıldığında buğday ve diğer hububat ürünlerin desteklerinde artış yapılmadığı görülüyor. Keza, küçükbaş hayvancılık desteklerinde de artış yapılmadı.

Hayvancılık konusunda kafalar karışık

Hayvancılık desteklerine gelince, 2017 destekleme kararnamesine bakıldığında bakanlığın kafasının epeyce karışık olduğu anlaşılıyor. Milli Hayvancılık Politikası çerçevesinde yetiştiricilik-mera hayvancılığı ilan edilen 30 ilde buzağı başına 750 lira destek verilecek. Bu desteğe bakılırsa yerli üretim teşvik ediliyor. Fakat, 2011'den bu yana uygulanan yerli besilik hayvanların kesimi sırasında ödenen destek ise kararnamede yok. Yani yerli besiciliği destekleyen, güçlü bir kayıt sistemi sağlayan, sağlıklı et üretimini teşvik eden kesimlik hayvan desteği kaldırılıyor.

Hastalıktan ari işletme desteğinin yüzde 100 artırılması, aşı desteğinin artırılması veterinerlik hizmetlerinin önemsenmesi Bakanlığın hayvan sağlığına, kaliteli süt üretimine destek vereceği anlamına geliyor. Fakat, hastalıktan ari işletme sayısı çok az. Bu destekten az sayıdaki işletme yararlanabilecek. Ayrıca, desteği almak için işletmesini "ari işletme " statüsünde göstermek isteyenler olacaktır. Şartların esnetilmemesi ve denetimlerin iyi yapılması gerekiyor. Çünkü bu iş sulandırılırsa ari işletmeler de bu özelliğini yitirebilir.

Hayvancılıkta en önemli girdilerden birisi yem. Yem desteklerinin artırılması bir yana belli kalemlerde düşürülüyor. Bakanlıkta her fırsatta dile getirilen "et meselesi ot meselesidir" sözü de lafta kalmış görünüyor.

Özetle, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının yeni söylemi olan Milli Tarım Politikası, havza modeli, 2017 tarım desteklerine yansımamış.eski tas eski hamam desteklemeler devam ediyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar