2016’da iç göçe metropolden kaçış ve güvenlik kaygısı damga vurdu
Bu köşedeki bir önceki yazımızda iç göç profilinde geçen yıl meydana gelen değişiklikleri teşvik bölgeleri temelinde ele almıştık. Bu analizde 2016’da teşvik bölgelerinin iç göç profilinde daha önce görülmemiş ölçüde keskin bir değişiklik meydana geldiği görülüyordu. En gelişmiş illerden oluşun 1. Teşvik Bölgesi’nde net göç alma hızı ciddi bir düşüş gösterirken, ikinci grup en yoksul illerden oluşan 5. Teşvik Bölgesi, net göç vermede başı çekerken net göç almada lider konumuna yükselmişti.
Bugün de iç göç yapısındaki değişime bölgeler temelinde bakacağız. Değerlendirmeyi Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 26 bölgeli Düzey-2 coğrafi bölge sınıflamasına göre yapacağız. TÜİK’in bu sınıflaması, illerin hem coğrafi konumu, hem ekonomik sosyal yapı düzeylerindeki benzerlik, hem de birbirleriyle olan ekonomik- sosyal ilişkilerinin daha yüksek olmasını dikkate alarak oluşturulmuş. Bu nedenle Düzey-2 coğrafi sınıflamasıyla yaptığımız karşılaştırma, daha farklı bilgiler ortaya çıkarabiliyor.
26 bölgenin verdiği göç, aldığı göç, net göç miktarı ve net göç hızlarında 2016 yılında 2015’e göre meydana gelen değişiklikleri, bölgelerin birbirlerine karşı göç alma-verme düzeylerindeki değişimlerle birlikte incelediğimizde öne çıkan başlıca sonuçlar şunlar:
► 2016’da iç göçteki değişime en fazla damga vuran gelişme İstanbul ve Ankara’dan “kaçış” eğiliminin öne çıkması oldu. İstanbul ve Ankara hem verdikleri göç en fazla artan bölgeler, hem de aldıkları göç en fazla azalan bölgeler oldular. Dolayısıyla İstanbul ve Ankara net göç dengesi olumsuz yönde en fazla bozulan bölgeler durumunda. 2015’te 50.5 bin net göç alan İstanbul 2016’da 71.3 bin net göç verdi. Ankara’nın aldığı net göç 51 binden 17 bine düştü.
► Bu iki merkezden kaçışın yapısına baktığımızda temel faktörün, her iki merkezde de geçim ve yaşam koşullarının giderek zorlaşması olduğu anlaşılıyor. Bu durum iki metropolden kaçışın iki şekilde yansıyor.
► Bir eğilim, İstanbul ve Ankara’nın çevresindeki gelişmiş veya orta gelişmiş illere kayma şeklinde. Büyük olasılıkla orta gelir grubunun iki merkezden göç tercihi bu yönde oluyor.
► İkinci eğilim ise özellikle İstanbul’dan yoksul ve sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeyi çok geri bölgelere artan göç şeklinde. Bu eğilimi de kent yoksullarının beslediği anlaşılıyor. Yaşamın ve geçim koşullarının giderek daha da zorlaştığı bu merkezlerdeki kent yoksulları, kendi yoksul illerine geri dönüyorlar.
► Bu arada özellikle İstanbul’dan aldığı göçle başta Doğu Karadeniz olmak üzere Karadeniz illerinin göç profilinin tersine dönmesi dikkat çekiyor. Karedenizliler İstanbul’u terkediyor.
► Aldığı göçteki azalma ve verdiği göçteki artışta üçüncü sırada Antalya, Isparta, Burdur geliyor. Bunda muhtemelen turizm sektörünün yaşadığı kriz önemli bir etken. Tarım sektöründeki sıkıntılar da ikinci bir etken olarak değerlendirilebilir.
► Güneydoğu’daki çatışmalı illerden göçte artış var. Ancak bu göçün eskiden olduğu gibi başta İstanbul olmak üzere Batı illerine değil genelde yakın çevredeki yoksul illere olduğu görülüyor. Bunda hem bölge halkının yoksulluğu, hem de Batı’da iş bulmanın da eskisinden zor olması bir faktör.