2016 yılında krediler son çeyrekte katlanarak artarken düşündürdüğü...
Borsa Finans servis şefimiz Ece Ceyhun’un araştırma haberi geçen yılın ilk üç çeyreğinde dokuz ayda kredi hacminin 126 milyar 400 milyon TL artarken, son çeyrekte 3 aylık dönemde neredeyse hemen hemen buna eşit olarak 125 milyar 900 milyon TL arttığını gösteriyor. Böylece yıl sonunda toplam kredi hacminin 1 trilyon 765 milyar, 163 milyon lira olduğu görülüyor.
Bu kredinin yüzde 70’ini oluşturan 1 trilyon 345 milyar 183 milyon lirası reel sektör kredilerini oluştururken, 419 milyar 900 milyon liralık yüzde 30’unu ise bireysel krediler oluşturuyor.
Yıl içersinde kredilerin hızlanarak arttığını, yılın çeyreklerine göre artış rakamları net olarak ortaya koyuyor. İlk çeyrekte kredi stokunda 24 milyar lira, ikinci çeyreğinde 57.5, üçüncü çeyreğinde 44.8 milyar artış olurken, dördüncü çeyrekteki artış 125.9 milyar olarak gerçekleşmiş durumda.
Son çeyrekteki kredi hacmindeki toparlanma ve hızlı artışa bazı faktörlerin etkili olduğu belirtiliyor. 15 Temmuz sürecinde ertelenen talep son çeyrekte realize olurken, borçlanmadaki sınırlamaların, kredi ve kart düzenlemeleriyle esnetilmesi etkisinden söz ediliyor. Buna bağlı olarak başlatılan kampanyalar son çeyrekte piyasa açısından itici bir güç oluşturduğu söyleniyor.
Rakamların ortaya koyduğu bir başka gerçek de, bankaların topladıkları mevduattan çok kredi kullandırdıklarını gösteriyor. Bankacılık sektörünün toplam mevduatı 1 trilyon 600 milyar 791 milyon lirayken, kullandırdığı kredi mektarı bunun yüzde 112’si olan 1 trilyon 808 milyar 2 milyon seviyesine ulaşmış durumda.
Ceyhun’un haberinde Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın’ın değerlendirmeleri de yer alıyor. Aydın, makro ekonomik ihtiyati tedbirlerin gözden geçirilmesi ve büyüme yönünde rasyonel adımlar atılmasının son çeyrekte yılı kurtaran hamleye neden olduğunu belirtiyor. Tüketici kredileri ve kredi kartlarındaki taksit artışının olumlu sonuç verdiğini söyleyerek, bunun son çeyrekte büyümeye olumlu yansıyacağı inancını açıklıyor.
Aydın, milli gelirin yüzde 70’i seviyesine gelen kredi hacminin yeni dönemdeki büyümesinin sürdürülebilirliğinin doğrudan büyümenin sürdürülebilirliğine bağlı olduğunun altını çiziyor.
Bu da kredi büyümesinin tüketimden ziyade, üretim için yatırım alanında büyümesinin sağlıklı olacağını gösteriyor.