2016 Euro'yu neden kaybettik?

Tuğrul AKŞAR
Tuğrul AKŞAR EKO-SPOR taksar@gmail.com

Geçen haftanın en önemli olaylarından birisi şüphesiz ki Euro 2016'nın yani, Avrupa Futbol Şampiyonası'nın ev sahipliğinin UEFA tarafından belirlenmesiydi.

Finale üç ülke kalmıştı. UEFA Yönetim Kurulu'nun 13 üyesinin katıldığı oylamada, ilk turda Fransa 43, Türkiye 38, İtalya ise 23 puan aldı. En az puanı alan İtalya elenirken, Fransa ve Türkiye finale kaldı.

Çok umutluyduk ve heyecanlıydık. Çünkü Türkiye Futbol Federasyonu yaklaşık bir buçuk yıldır bu işin üzerinde mesai harcamış ve şimdi de bunun semeresini almak istiyordu doğal olarak. Her şey yolunda gidiyordu. Hemen hemen oy kullanacak tüm ülkeler TFF yönetimi tarafından ziyaret edilerek nabız yoklanmış ve Türkiye lehine deyim yerindeyse bir lobi çalışması sürdürülmüştü. Final günü de yapılan canlı sunumla bu işi nasıl kotaracağımızı ve neden düzenlemek istediğimizi tüm açıklığıyla anlatmış, ev sahibini belirleyecek oyları kullanacak ülke temsilcilerinden oy istemiştik. Hatta bu amaçla Cumhurbaşkanı Gül oylama için Cenevre'ye kadar gidip bir konuşma da yaptı. Ayrıca Başbakan Erdoğan da görüntülü mesaj göndererek üyelerin Türkiye lehine karar vermelerini istemişti.

Ancak tüm çabalara karşın, sonuç ne yazık ki beklediğimiz gibi çıkmadı ve Euro 2016'nın ev sahipliği Fransa'ya gitti. Yani anlayacağınız Fransa bir kez daha bu şampiyonaya ev sahipliği yapacak. Yapılan oylamada 7 ülke Fransa lehine oy kullanırken, 6 üye de bize oy verdi.

Ve sonuçta; UEFA başkanı Platini Euro 2016 Futbol Şampiyonası'na ev sahipliği yapacak ülkeyi açıkladı. Açıklama öncesinde kulislerde İtalya'nın şansının düşük olduğu Türkiye ile Fransa'nın yarıştığı konuşuldu. Ağırlıklı olarak Türkiye'nin adı üzerinde duruldu.

Böylece Türkiye'nin uluslararası bir turnuva organizasyonunu düzenleme isteği üçüncü kez geri çevrilmiş oldu.

Oylama sonucunu açıklayan UEFA Başkanı Michel Platini 2106 Avrupa şampiyonası ev sahipliğinin Fransa tarafından yapılacağını bildirdi. Sonuca göre Türkiye ve İtalya'yı geride bırakan Fransızlar, 2016 yılında 24 takımla yapılacak Avrupa Şampiyonası'nı düzenlemeye hak kazandı.

13 kişilik UEFA heyetinden en çok oyu alan Fransa, 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası'nın ev sahipliğini kazanırken Fransa cephesinde büyük bir coşku vardı. Açıklamanın ardından sahneye çıkan Fransa Futbol Federasyonu Başkanı Jean-Pierre Escalettes, ''Bizim için çok güzel bir gün. UEFA'nın güvenini sarsmayacağız'' dedi.

Anımsanacağı üzere, Fransa daha önce ev sahipliği yaptığı 1984 Avrupa Şampiyonası ve 1998 Dünya Kupası'nda kupayı müzesine götürmeyi başarmıştı.

Euro 2008'i de final oylamasında kaybetmiştik

Türkiye, ilk kez 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası'na ev sahipliği için Yunanistan ile ortak başvuru yaptı. Türkiye-Yunanistan adaylığının yanı sıra Avusturya-İsviçre, Bosna Hersek-Hırvatistan, Danimarka-Finlandiya-Norveç-İsveç ve İskoçya-İrlanda ortak başvuru yaparken, Macaristan ve Rusya ise tek başlarına aday olmuştu.

Yedi adayın yaptığı tanıtımlardan sonra Rusya, Macaristan ve Bosna Hersek-Hırvatistan ortaklığı ön elemeyi geçemedi ve ilk tur oylamaya dahil edilmedi. İlk tur oylama sonunda Kuzey ülkeleri ittifakı (Danimarka-Finlandiya-İsveç-Norveç) ile İskoçya-İrlanda Cumhuriyeti ortaklığı elendi ve Türkiye-Yunanistan ortaklığı ile Avusturya-İsviçre ortaklığı finale kaldı.

Finalde EURO 2008 organizasyonu Avusturya-İsviçre ortaklığına verilmişti.

Euro 2012 İçin Türkiye ilk kez tek başına aday olmuştu

Türkiye, 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası'na ev sahipliği yapmak için ilk kez tek başına aday olmuş, EURO 2012'ye Yunanistan, İtalya, Polonya-Ukrayna ve Macaristan-Hırvatistan ortaklıkları da adaylık başvurusu yapmıştı.  Ön eleme oylamasında Türkiye ve Yunanistan elenirken, final oylamasında Polonya-Ukrayna ortaklığı EURO 2012 organizasyonunu kazanmıştı.

Fransa'nın 3'üncü ev sahipliği

UEFA Yönetim Kurulu'nun 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası (EURO 2016) oylamasında organizasyonu yapmaya hak kazanan Fransa, 3. kez Avrupa Şampiyonası'na ev sahipliği yapacak. Avrupa Şampiyonası'nı daha önce iki kez düzenleyen Fransa, EURO 2016 ile birlikte bu organizasyonu en fazla düzenleyen ülke olma unvanını eline geçirecek. İlki 1960 yılında yapılan Avrupa Futbol Şampiyonası'na şimdiye kadar Fransa (1960 ve 1984), İtalya (1968 ve 1980) ve Belçika (1972 ve 2000) 2'şer kez ev sahipliği yaptı. Bu ülkelerden Belçika, 2000'deki şampiyonayı Hollanda ile birlikte düzenledi.

AVRUPA ŞAMPİYONALARINA EV SAHİPLİĞİ YAPAN ÜLKELER

Avrupa Şampiyonaları'na ev sahipliği yapan ülkeler şunlar:

Avrupa Şampiyonası'nı düzenleyen ülkeler

1960 Fransa

1964 İspanya

1968 İtalya

1972 Belçika

1976 Yugoslavya

1980 İtalya

1984 Fransa

1988 Batı Almanya

1992 İsveç

1996 İngiltere

2000 Hollanda-Belçika

2004 Portekiz

2008 Avusturya-İsviçre

 2012 Polonya-Ukrayna ortaklaşa düzenleyecek .

Kaybettiren olası nedenler

Avrupa birliği sürecinde ülkemizin üyeliğine yönelik karşılaştığımız genel sorunların burada da karşımıza çıkması olası nedenler arasında görülebilir. Oylamaya katılan hiçbir ülke bu konuda herhangi bir resmi açıklama yapmasa da, bu konunun oy veren üye ülkeler arasında bir bilinç altı sorunu olduğu konusunda medyamızda bir yargı olduğunu görüyoruz. Bu gerçekten de dile getirildiği gibi önemli olabilir. Üye ülkeler ile aramızdaki tarihsel, kültürel, sosyal ve politik farklılıklar karar verirken Fransa'nın ağır basmasına neden olabilir. Bu konularda ben bu sütunlarda herhangi bir şey yazmak istemiyorum. Benim üzerinde durmak istediğim konu: Üye üç ülke arasında bu organizasyona iktisadi, mali, altyapı ve spor kompleksleri bakımından en hazır ülke hangileriydi? Ve biz bu süreçte ne aşamadaydık? Bunlara bir bakalım isterseniz.

Altı yeni stad ve stadlara şehirlerarası ulaşım

için harcanacak toplam tutar 8 milyar Euro

UEFA'ya verdiğimiz ve UEFA resmi sitesinde yayınlanmış bulunan öneriye göre ülkemizde 2016'nın sekiz farklı il ve dokuz farklı statta oynanması planlanıyordu. Bu kapsamda 2016'nın oynanması planlanan stat olarak TFF aşağıdaki öneriyi UEFA iletmişti. İstanbul'da Atatürk Olimpiyat Stadyumu, Galatasaray'ın halen yapımı devam etmekte olan Türk Telekom Arena Stadı, Bursa'da 31.700 kapasiteli, 2014'te tamamlanacak ve bütçesi 118,6 milyon Euro olan Yeni Bursa Stadyumu, Eskişehir'de yine 37.072 kişilik ve 125.1 milyon Euro bütçeli yeni bir stadyum, İzmir'de 41.540 kişilik ve 153.2 milyon Euro yatırım bütçesi olan yeni bir stad, Ankara'da 41.379 kişi kapasiteli ve 176.8 milyon Euro bütçeli yeni bir stat, Konya'da 31.817 kişilik ve 119 milyon Euro'luk yeni bir stat, Kayseri'de ilave 19,3 milyon Euro'luk ilave yatırımla 31.816 kişi kapasiteli Kadir Has Stadyumu ve Antalya'da 41.703 kişi kapasiteli ve 158,3 milyon Euro yatırım bütçesi olan yeni bir stadyumda turnuva oynanacaktı. Ancak ne yazık ki bu teklifimiz genel kabul görmedi.

Yine turnuva kapsamında bu stadyumlara ulaşım olarak ta hükümetin genel bütçeye koyduğu yatırım bütçesi yaklaşık 7,1 milyar Euro. Ve buna ilişkin tüm yol çalışmalarını ve gerekli alt yapının bitiriliş tarihi olarak ta 2014 öngörülmüştü. Yukarıdakilerin ışığında genel bir değerlendirme yapacak olursak; Türkiye bu organizasyonu tamamlamak için 1 milyar 57 milyon Euro stat ve 7.1 milyar Euro da ulaşım yatırım bütçesini hayata geçirecekti. Diğer ülkelerden İtalya'yı ve Fransa'yı ele aldığımızda ise, elenen İtalya 12 farklı kent ve farklı stadyumda turnuva maçlarını oynatmayı planlarken, bunun için toplam 750 milyon Euro civarında bir stat yatırım bütçesi öngörmüştü. Sadece yeni bir stat yapımının olacağı belirtiliyordu.

Fransa ise 12 farklı şehir ve 12 farklı stadyumda turnuvayı organize edebileceğini; bu amaçla beş yeni stat yapılacağını ve buna ilişkin yatırım bütçesinin 1.7 milyar Euro olduğunu; ulaşım ve konaklama bakımında ilave bir yatırıma gereksinim olmadığını belirtmişti.

Seçim yapılırken hangi kıstaslara bakılıyor?

UEFA yönetim kurlu turnuvanın hangi ülkede oynanacağına karar vermeden önce aday ülkelerden bir sunum ve turnuvaya ilişkin bir teklif hazırlamalarını istiyor. Hazırlanan teklifler UEFA tarafından bir ön incelemeye tabi tutularak, finale kalacak üç aday belirleniyor ve bu adayların teklifleri daha detaylı olarak ele alınıp inceleniyor. Bu inceleme esnasında UEFA her kritere bir puanlama yapıyor. Bu puanlama sonucunda en yüksek oyu alan ülke bu organizasyona ev sahipliği yapıyor. Bu kriterlere geçmeden önce şunu da vurgulamakta yarar görüyorum: FIFA örneğinde olduğu gibi futbolun daha da yaygınlaşması ve sportif açıdan fair playi sağlamak adına çok daha farklı ülkelere ve coğrafyalara turnuva organizasyonu verilebilmekte. Çünkü futbolun sosyalleşmeye olan katkısı çok önemli… 2002'de Kore ve Japonya'da Dünya Kupası; 2010'da Güney Afrika'da Dünya Kupası organizasyonu son yıllarda buna iyi bir örnek oluşturuyor. Bu bağlamda 2012'nin Ukrayna ve Polonya'ya verilmesi bizi bu noktada ümitlendirmişti. Çünkü bu tür uygulamalar 53 üyesi bulunan UEFA'nın yönetsel anlayış ve felsefesinin daha sağlıklı olmasına ve daha tabana yayılmasına olanak veriyor. Böylesi uygulamalar turnuvaya ve organizasyona farklı bir soluk getiriyor ve değişik bir renk katıyor.

Genel olarak UEFA ana başlıklar altında aşağıdaki konuların alt detaylarına göre puanlama yapıyor ve buna göre sonucu açıklıyor

1. Aday ülkenin bu konudaki vizyonu,

2. Aday ülkenin turnuvayı hazırlayabilmesi için ekonomik ve politik durumu,

3. Statların yapısı, kapasiteleri, turnuvaya hazır olup olmadığı,

4. Statlardaki güvenliğin sağlanması ve naklen yayına ne ölçüde olanaklı olduğu,

5. Stadyumlara ulaşım,

6. Konaklama sorunun çözülüp çözülmediği,

7. Teknolojik alt yapı,

8. Havaalanlarının statlara olan uzaklığı,

9. Fan Zone'ların yeri,

10. Emniyet ve Güvenlik genel durumu,

11. Aday ülke daha önceden bu tür organizasyonlar düzenlenmişse genel performansının değerlendirilmesi,

12. Sosyal-kültürel durum,

13. Bu planlama kapsamında yatırımların nasıl finanse edileceği ,

Biz ne kadar hazırdık?

Yukarıda açıkladığımız genel değerlendirme kriterlerine göre biz ne kadar hazırdık sorusunu yanıtlamamız gerekiyor öncelikle. Bu konuda önemli eksikliklerimizin olduğu diğer aday ülkelerle kıyaslandığında kendiliğinden ortaya çıkıyor. Bu eksikliklerimizi 2016'ya kadar tamamlayabilecek miydik? Bir başka soru olarak karşımızda duruyor.

2016'ya kadar çoğu projeyi hayata geçirebilir miydik? Temel sorun bu bence…Bu konuda ben başarılı olacağımızı düşünenlerdenim. Çünkü biz millet olarak ta az ve dar zamanda iyi işler çıkartan bir ulusuz. Fakat bir şanssızlığımız ise Ukrayna-Polonya olmuş olabilir. Çünkü, gerek Polonya'nın, gerekse Ukrayna'nın içinde yaşadıkları genel ekonomik ve sosyal kriz bu ülkeleri bu turnuvayı hazırlamada ciddi sıkıntıya soktu. Hatta bir ara UEFA'nın bu organizasyonu başka ülkeye kaydırabileceği de haber konusu olmuştu. Ülkemizin de bu kapsamda değerlendirilirken, Ukrayna-Polonya olumsuz örneği Yönetim Kurulu üyelerini etkilemiş olabilir…

Olayın sadece bir lobi çalışmasına bağlı olmadığını da buradan bir kez daha vurgulamakta yarar görüyorum. Tabi ki, oy verecek yönetim kurulu üyelerinin görüşlerini almak ve onlarla yakınlık oluşturmak bu işin önemli bir kısmını oluşturuyorsa da bu olayı salt bir lobi sorununa indirmemek gerekiyor. Bu kapsamda ben Şenez Erzik'in elinden geleni yaptığına kesinlikle inanıyorum. Ancak son noktada yine Türkiye'nin tercih edilmeme nedenlerini kesin olarak UEFA'dan öğrendikten sonra daha net bir analiz yapabiliriz. Bu konudaki genel yaklaşımın sadece magazinel kısmının medyaya taşınması, bizleri yanlış yerlere götürebilir. Buna dikkat etmek gerekiyor.

Sonuç

Sonuçta bu turnuvanın ülkemize verilmemesi bir taraftan futbolun yaygınlaşması ve sosyal gelişim açısından UEFA'nın yönetim anlayışı ve felsefesiyle çelişirken; diğer taraftan da ülkemizin maddi kazanımı ile prestij sağlama ve dünyadaki tanınılırlığı açısından kaçan bir fırsat olmuştur. Ancak Türkiye Futbol Federasyonu'nun bıkmadan bu tür organizasyonlara talebini devam ettirmesi gerekiyor.

Platini: " sarkozy'nin varlığı, dengeyi Fransa lehine bozdu"

Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) Başkanı Michel Platini, Fransa'nın 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası'na ev sahipliği yapmaya hak kazanmasında Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy'nin de payı olduğunu söyledi.

Platini, basına yaptığı açıklamada, UEFA Yönetim Kurulu'nun oylamasından önce Fransa'yı desteklemek için Cenevre'ye gelen Nicolas Sarkozy'nin ''dengeyi Fransa'nın lehine değiştirdiğini'' ifade etti.

Michel Platini, ''Cumhurbaşkanı Sarkozy'nin gelişinin önemli olduğunu ve dengeyi değiştirdiğini düşünüyorum. Oylamada sonuç 7-6 oldu. O yüzden gelmesi iyi oldu'' dedi. Platini, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün de Cenevre'de olduğunun hatırlatılması üzerine, ''Nicolas Sarkozy gelmeseydi, Türkiye kesin kazanırdı'' diye konuştu. UEFA Yönetim Kurulu'nun 13 üyesinin katıldığı oylamada, ilk turda Fransa 43, Turkiye 38, İtalya ise 23 puan aldı. En az puanı alan İtalya elenirken, Fransa ve Türkiye finale kaldı. Final oylamasında Türkiye 6 oy alırken, 7 oy alan Fransa, ev sahipliğini kazandı.

Fransız basını bu siyasi bir zafer Futbol ve iş dünyası kazanacak

Fransız basını, UEFA Yönetim Kurulunun, Cenevre'deki oylamada 2016 Avrupa Futbol Şampiyonası'nın ev sahipliğini kendilerine vermesini bugün birinci sayfadan manşetten okuyucularına duyurdu.

Le Figaro gazetesinde yayınlanan başmakalede, evsahipliğinin Fransa'ya verilmesi ''siyasi bir zafer''olarak yorumlandı.

Başyazıda, ''Eğer Türkiye kazansaydı Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy için yenilgi olarak değerlendirilecekti'' ifadesi kullanıldı.

Sarkozy'nin uzun süredir Türkiye'nin AB üyeliğine karşı çıktığı ifade edilen başmakalede, ''Eğer Türkiye kazansaydı bu Fransa için tokat gibi olurdu'' denildi.

Başmakale, UEFA kararı için ''çok siyasi'' değerlendirmesinde bulundu.

Bu arada UEFA Başkanı Michel Platini, Le Figaro'ye verdiği demeçte, ''Sarkozy'nin Cenevre'ye gelmesinin dengeyi değiştirdiği'' yorumunda bulundu.

Le Parisien gazetesi, eski milli futbolcu Zidane, Sarkozy ve Fransa'nın sunumunu yapan 10 yaşındaki Nathan isimli çocuğu zaferin mimarları arasında gösterdi.

Gazete, özellikle Sarkozy'nin Cenevre'ye gelmesinin, oy verenlerin gözünde önemli etki yaptığı yorumunu yaptı. Le Parisien, Fransa'nın sağlam dosyasının yanında, lobi gücüyle evsahipliğini almaya hak kazandığı değerlendirmesinde bulundu.

Liberation gazetesiyse, evsahipliğini Fransa'ya getireceği ekonomik yararları ön plana çıkardı.

Journal du Dimanche gazetesi, olimpiyatları düzenleme hakkını İngiltere'ye kaptıran Fransa'nın bu sonuçla moral bulduğu yorumunu yaptı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar