2014’ün tüketici trendleri
Uluslararası tüketici trendlerini izleyen ve aylık, yıllık raporlar halinde yayınlayan Trendwatching.com’u pazarlamayla ilgilenen ve bu köşeyi izleyen herkes artık tanıyordur sanırım. Her yılın başlarında tüketici trendlerinden söz etmek de artık gelenek haline geldiğine göre, yeni yılın bu ilk yazısında yine 2014 trendlerine bir göz atalım isterseniz...
Trendwatching.com, 2014 yılı için 6 önemli tüketici trendi tespit ettiğini söylüyor. Bunlar sırasıyla, “Suçluluk hissettirmeyen statü simgeleri”, “Kitle biçimlendirmesi”, “Çin’le daha yeşil ekonomi”, “Psikiyatri kliniğim”, “Verisiz hizmet” ve “Eşyaların interneti”.
1- Suçluluk hissettirmeyen statü simgeleri: Giderek daha fazla sayıda tüketici, tüketim alışkanlıklarının gezegene zarar verdiğinin farkına varıyor. Değiştiremedikleri tüketim alışkanlıkları ve ihtiyaçlarıyla suçluluk sarmalına giren bu tüketicilerin statü ihtiyaçlarını karşılamak, heyecan verici fırsatlar sunuyor. Örneğin lüks segment elektrikli otomobil Tesla, eski jean’lerden halı üreten Nudie gibi çevreyle dost statü sembolleri oldukça karlı bir pazar yaratıyor. Yapılan küresel bir araştırmaya göre (BBMG, GlobeScan and SustainAbility, Ekim 2013), dünyadaki tüketicilerin üçte birine yakın bölümü “Sorumlu tüketim”i destekliyor.
2- Kitle biçimlendirmesi: 2014’te daha fazla sayıda kişi, yeni ürün ve hizmetlerin şekillendirilmesi için verisini, profilini ve tercihlerini küçük ya da büyük grupların kullanımına açacak. Sosyal medya kullanımı, e-ticaret verileri, okuma-müzik listeleri, akıllı telefon, GPS verilerini kullanarak yeni ürün ve hizmetlerin geliştirilmesi için pasif veri akışını kolaylaştıran sistemlerin kullanımı artacak. Kitle biçimlendirmesi, belirli bir mekanda bir ürün veya hizmetin gerçek zamanlı şekillendirilmesi anlamına gelen “küçük ölçekli kitle biçimlendirme” olabileceği gibi, toplanan büyük verilere dayalı “büyük ölçekli kitle biçimlendirme” de olabilecek. Örneğin cep telefonu ve GPS verileri kullanılarak bir kentteki otobüs güzergahlarının yeniden tasarlanması gibi. Yapılan bir araştırma (Coleman Parkes, Nisan 2013) bir para ödülü veya daha iyi hizmet karşılığında, tüketicilerin yüzde 57’sinin verilerini paylaşmaya hazır olduğunu gösteriyor.
3- Çin’le daha yeşil ekonomi: Çin, önümüzdeki yıllarda daha yeşil tüketiciler için bir yenilik merkezi haline gelecek. Küresel ölçekte pek çok tüketici için Çin’in yeşil ekonomide geride kaldığı fikrinin aşılması, Çin’in batılı markalarla arasındaki son rekabet engelini de kaldıracak gibi görünüyor. Bir taraftan Çinli markalar yeşil ürünlerle tüketicinin karşısına çıkarken, batının önemli markaları da Çin pazarını daha yeşil ürünler geliştirmek için kullanıyor. Örneğin Çinli mobilya üreticisi Haworth’un Pekin’de açtığı showroom, ABD Yeşil Bina Konseyi’nin sertifikasına sahip. Benzer şekilde Pekin metrosu, pet şişe geri dönüşleri karşılığında indirim sağlayan bir program yürütüyor. Diğer yandan Hollanda merkezli aydınlatma ve elektronik devi Philips, akıllı yol aydınlatma sistemlerini Çin’deki uygulamalarla geliştirirken, Nike, Sangay’da tamamen atık malzemelerle inşa ettiği bir mağaza açtı. Pekin’in 150 km dışında 30 kilometrekarelik eko-şehir Tianjin, Çin ve Singapur hükümetlerinin ortak girişimiyle kuruldu. Bu ekolojik kentin 2020’de 850 bin kişiyi barındırması planlanıyor.
4- Psikiyatri kliniğim: İnsanların ruh sağlığını korumak ve stres kontrolünü geliştirmek için tıpkı vücut sağlığında olduğu gibi yeni teknolojiler ve yazılımlar devreye giriyor. İnsanların stres düzeyini düşürecek video oyunları, konsantrasyon ve odaklanma düzeylerini izleyerek en ideal ortamı sağlamaya yönelik cihazlar, rüyaları analiz eden telefon uygulamaları, ruh halini algılayarak ona göre müzik seçen kulaklıklar ve benzerleri...
5- Verisiz hizmet: Evet, tüketiciler daha iyi ürün ve hizmetler için bilgilerini paylaşmaya hazır, ama sürekli izlenme fikrinden de rahatsızlık duyuyor. Şirketlerin kişisel verileri toplaması ve kullanması pek çok hukuki soruna da neden oluyor. Pek çok şirket, verdikleri hizmetle topladıkları veri arasında gerçekten iyi bir denge kurmak zorunda. Bu nedenle önümüzdeki günlerde “En iyi hizmeti biz veriyoruz, ama hiçbir bilginizi de istemiyoruz” diyen B2C şirketlerine daha fazla rastlayacağız.
6- Eşyaların interneti: İnternete bağlı, birbiriyle ve sizle iletişim halinde olan cihazlar gelecekteki yaşantımızı şekillendiren en önemli unsurlardan biri olacak. “Eşyaların interneti”nin 2020’de küresel ekonomide 1,9 trilyon dolarlık bir değer yaratacağı tahmin ediliyor. 2009’da çoğu PC ve telefon olmak üzere 2,5 milyar cihaz internete bağlıydı. 2020’de bu sayının 30 milyara ulaşacağı ve bunların çoğunun da dayanıklı tüketim ürünleri olacağı tahmin ediliyor. Güvenlik, sağlık ürünleri, yaşamı kolaylaştırıcı pek çok uygulama “eşyaların interneti”nde bizi bekliyor.