2014’te umutlu olmak için....
Son bir kaç gününde önemli bir olumsuzluk yaşadığımız 2013 yılını sonlandırıp 2014 yılının ilk gününe adım atıyoruz. 2014 yılına umutlu bakabilmemiz ve iyi yaşayabilmemiz için, ben birey olarak, yapılması gerekenler konusunda düşüncelerimi siz okurlarımla paylaşarak, yeni yıla başlamak istiyorum.
Yeni yılda 2001 yılında hayata geçirdiğimiz ve bizim ekonomimizi disipline eden bu döneme uygun yeni bir kalkınma programına ihtiyacımız olduğunu bilerek, ekonominin kamu ve sivil bütün aktörlerinin katılımıyla bunun hazırlığına adım atmalıyız.
2014’te hukukun üstünlüğünü, herkese eşit mesafeli adaleti ve demokrasinin gereklerini yerine getirmeyi amaçlamalıyız.
Toplumda çatışma kültürünü ve ötekileştirmeyi artıran siyasal söylemlere siyasetçilerimizin son vermesini istemeliyiz. Bunun için Meclis Salı grup toplantılarının bugünkü yapısına son verilmesine çaba harcamalıyız.
İki belkide üç seçim yaşayacağımız 2014 yılında bu seçim söylemlerinin projeye dayalı ve çatışma yaratmayan, empati içeren özellikte olmasına özenle önem vermeliyiz. Popülizme dayalı seçim ekonomisi uygulamalarına karşı sivil toplum frenini hayata geçirmeliyiz.
Mütevazi hedefleri olan 2014 yılı için Orta Vadeli Programın, istenen sonuçları elde edebilmesi, hatta daha iyi sonuçlara ulaşılabilmesi için gayret etmeliyiz.
Yatırım, üretim, istihdam ve ihracatı artırıcı yerli üreticiyi koruyan gelişmeleri hayata geçirilmeliyiz.
Her alanda karar alınırken sadece Ankara merkezli değil, yurdun her yöresindeki o konunun ilgililerinin katılımının sağlanması, katılımcı yöntemlere önem verilmeyi amaçlanmalıyız.
2014’ün barış görüşmelerinin kesintisiz sürdüğü, geliştiği, silahlı çatışmanın gündem dışında kalındığı bir yıl olması için bu alandaki çalışmaları sürdürülmeliyiz.
AB tam üyelik müzakerelerinin yeni fasıllar açıldığı, açılmış fasılların kapandığı yılda, maların serbest dolaşımı önündeki tır şöförlerine vize sınırı ve geçiş belgesi gibi engellerin ortadan kaldırılması için siyasal girişimlerde bulunulup sonuç alınmasının önemli olacağı unutulmamadan gayret sarfetmeliyiz.
Bu yıl içinde “Övgüye kabız, yergiye amel” bir tutum yerine “Marifetin iltifata tabi” olduğunu unutulmadan iyi olan herşeyi övgü ile karşılayabilmeli ve alkışlamalıyız.
Hayatın önemli renklerini taşıyan,yaşama zevkimizi artıran kültür-sanat alanında, yar alan, üretim veren sanatçılarımızın çalışmalarını kolaylaştıracak, onların daha rahat ve kolay eser vermesini sağlayıcı yolda kararlar alıp adımlar atılmalıyız.
Bir ada devleti gibi izole olmadığımızı bilerek, uluslararası ilişkilerimizde dostluk ve barışı geliştirici, yararlı ekonomik ilişkiler içeren gelişmeleri yaşama geçirme yolunda hareket etmeliyiz.
Atılacak her ardımın önce bireyin refahını, özgürlüğünü artırması gerçeğinin bilinciyle, “Her şey vatadaşımız için” düşüncesiyle el birliğiyle bu konuya destek vermeliyiz. Kararlarımızda devleti değil, bireyi öncelikli görmeliyiz.
2014 yılının siz okurlarım için, ailenizle birlikte sağlık, refah ve işlerinizde başarı getiren bir yıl olmasını canı gönülden dilerim...