2014 sonrası hampetrol fiyatlarını ne düşürdü?
Petrol, karşılıklı karmaşık bağımlılığın uluslararası bir realitesidir. Küresel petrol rejimi 1960’lı yıllar ve 1973 sonrası için çok farklı bir seyir izlemektedir. Araştırmalar, 2014 mayısı sonrasında petrol fiyatlarının uzun vadeli değişimleri açısından farklı bir döneme girilip girilmediği üzerinde yoğunlaşmaktadır. Mayıs 2014 sonlarından başlayarak hampetrolün varili uzunca bir süre 100 dolar aşamamıştır. Bu durumda etkili gelişmeleri sıralarsak şu dinamiklere ulaşırız:
1. ABD’de kaya gazı üretimindeki artış söz konusudur.
2. Küresel hampetrol talebinde -uzun süreli olacağını tahmin ettiğimiz- düşüş gözlenmektedir.
3. Dağılan OPEC kartelinin uyum olasılığı azaldıkça, fiyatlar üzerinde gerileyen yönlendiricilik faaliyetleri dikkat çekmektedir.
4. OPEC dışı üretimin yukarı yönlü bir trendi hakimdir.
5. İran, küresel ekonomi için önceki yüzyılda Britanya’nın hakimiyetinde bir güçtür artık.
6. Küreselleşmenin petrol ile ilgili dengeleri simetriğe doğru kayma eğilimindedir.
7. Çokuluslu şirketlerle ülkeler arasında “hükmünü yitirmiş pazarlıklar” söz konusudur. Bir zamanlar oligopol yapıdaki yedi büyük petrol şirket daha küçük ve yeni kurulmuş şirketlerle kazançlarını paylaşmak zorunda kaldılar.
Petrol rejimini analiz ederken iki eksen sınırları göze çarpmaktadır:
i. Duyarlılık.
ii. Korunabilirlik.
OPEC kurulduğu 1960’lı yıllarda pasiftir. Hampetrolde pazarlık gücünü koordine edebilecek düzeyde değildir. Küresel tüketimin dörtte biri olan ABD, 1971 yılına dek kendi üretimiyle talebini karşılayabiliyordu. 1960-1971 döneminde kendi göbeğini kesen ülke olabilmek önemli bir güçtü. Çünkü Arap-İsrail savaşı sırasında petrol ekonomik yaptırım aracı olarak kullanılabilecek güçteydi. Üretiminde zirveye ulaşmış olan ABD’nin 1971 sonrasından itibaren korumasızlığı artmıştır. 1973 yılındaki Arap-İsrail savaşı, OPEC kartelleşmesini destekledi. ABD, koruma gücünü yitirmiş olsa da, Venezuella ve Endonezya’dan alıma girişti.
Dünya petrolünün kontrol mekanizmalarındaki değişim oldukça hızlıdır. Geçmişten gelen parametreler arz yanlı ve talep yanlı olmak üzere iki farklı boyutta yaşanmaktadır. Uzun vadede petrol bitecek ve karbon sonrası döneme girilecektir. Esas mesele karbon sonrasında neler olacağıdır. Nükleer, güneş, rüzgar, dalga, jeotermal, biyolojik kütle gibi sayısız alternatifin içinde hangisi öne çıkacaktır; bugünden bilemiyoruz. Tek bildiğimiz, “enerji yatırım geri dönüşü” (eroi) 1930’larda 1 enerji girdisiyle 100 varil petrol çıkartabiliyorken, şimdilerde aynı 1 enerji girişiyle sadece 17 varil petrole ulaşılabilmektedir.