2014 senaryosu
2014 için tahmin yapmak, bununla uyumlu senaryo oluşturmak zor. Bunun temel nedeni de önceki yıllarda geleceğe dönük öngörüler yapmayı kolaylaştıran siyasi istikrar algısının bu yılın başı itibariyle bozulmuş olması.
İstikrar algısının zayıflaması beklentileri bozan bir olgu. Beklenti bozulması iktisadi kararlardaki karamsarlık dozunu yükseltir. Beklenti bozulması ısrarlı olursa karamsarlık yaygın ve yerleşik hale gelir. Yerleşik ve yaygın karamsarlık ne kadar uzarsa o kadar çok değişkeni etkiler, bozar.
2014’e beklentileri bozan siyasi gelişmelerle başladık. Bunun risk algısını da bozduğuna bu günlerde tanık oluyoruz. Risk algısının bozulması riskten kaçınma ile sonuçlanır.
Bu tür gelişmeler ilk adımda karar vadesinin görece kısa, pozisyon değiştirmenin daha kolay ve hızlı olduğu finans kesiminde etkili olur. Önce finansal fiyatlar değişir. Yükselen risk algısı finansal fiyatları, örneğin faiz oranı ve döviz kurunu da peşine takıp, yükseltir. Beklenti bozulmasının yerleşip yaygınlaşması fiyat yükselmelerini de ısrarlı hale getirir. Bu tür fiyat hareketleri finansal miktarları da değiştirir. Mesela, ulusal ekonomiye gelen yabancı fonlar duraklar, geriler. Yani sermaye girişi yavaşlar, sermaye çıkışına döner. Böyle bir süreç finansal fiyatlar üzerindeki baskıyı daha da yoğunlaştırır. Bir kısır döngü oluşur.
Finansal fiyat ve miktarlardaki değişmeler kontrol altına alınamazsa reel sektör de bundan etkilenir. Bozulan beklentilerin devam etmesi ekonomide toplam talebi oluşturan tüketim ve yatırım harcamalarını etki altına alır. Tüketim harcamaları ertelenir. Yatırım projeleri askıya alınır. Daralan toplam talep büyümeyi yavaşlatır. Ekonomi daha az üretmeye, daha az gelir yaratmaya başlar. Üretim ve istihdam kayıpları olur. Harcamalar daha da daralır. Krizle sonuçlanacak bir reel kısır döngünün içine sürüklenme ihtimali çıkar ortaya.
Beklenti bozulması ne kadar hızla onarılır ve tersine çevrilirse olumsuz döngülerden kaçınmak da o kadar kolay olur. Hızlı tamir, sürecin sınırlı bir finansal türbülansla sonlandırılmasını sağlar.
Türkiye ekonomisinde 2014 yılında geçerli olabilecek senaryoların bu şablona uygun biçimde oluşacağını düşünüyorum. Yılın başında devraldığımız beklenti bozulması yıl içindeki gelişmeleri belirleyecektir. Hızlı davranılıp, koşullar normalleştirilir ve beklentilerin daha da bozulması engellenirse 2014 yılı senaryosu bir yıl başı türbülansı ve ekonominin geçici hız kesmesi senaryosu olarak kalır. Ekonomide beklenti bozan koşullar sürdürülür, risk algısı daha da tırmandırılırsa finansal çalkantı reel sektöre de bulaşır. O zaman 2014 senaryosunu ağır bir durgunluk senaryosu hatta belki de küçülme senaryosu olarak yazmak gerekir. Henüz beklenti bozan gelişmelerin ne yöne devindirileceğini bilmiyoruz. Ama bir avantajımız olduğunu düşünüyorum. Beklenti bozulması siyaset alanındaki gelişmelerden kaynaklanıyor. Siyasi nedenlerden kaynaklanan beklenti bozulmalarını düzeltmek hem daha kolaydır hem de daha hızlı yapılabilir.
Bu düzeltmeyi yapmak siyasi iktidarın işidir. İktidarın bu avantajı kullanmaya niyetli olduğuna dair henüz bir işaret yok. Umarım beklentilerdeki bozulmayı düzeltmeye yönelik girişimler hemen başlatılır. Biz de 2014 yılı senaryosunu kısa sürecek bir finansal türbülans çerçevesinde yazarız. Bu da matah bir senaryo olmaz ama küçülme senaryosundan evladır.