2013 de iyi geçebilir
2012'yi iyi geçirdiğimiz söylenebilir. 2011 büyümesine göre belirgin bir düşüş olsa da, bu düşüşün kontrollü olması teselli olabilir. Cari açığın düşmesi, kredi hacmindeki artış hızının yavaşlaması için kemerler sıkıldı. Başarılı da olundu. Merkez bankasından önümüzdeki günlerde bir faiz indirimi bekleniyor. TCMB'nin kemerleri fazla gevşeteceğini düşünmüyorum. Çünkü cari açık ve enflasyondaki düşüşlerin kalıcı olduğunu söylemek afaki bir yorum olur.
Bu yılki gelişmeler, faizlerin tarihin en düşük seviyelerine gerilemesine, borsa endeksinin rekorlar kırmasına yol açtı. 2011'de dünya piyasalarından negatif biçimde ayrışmıştık. İMKB, 2011'de en fazla kaybettiren borsa endeksiydi. TCMB'nin ilk başlarda pek anlaşılmayan politikası etkenlerden birisiydi. Bu yıl özellikle de not artışı hikayesi ile piyasalar hızla yükseldi. İMKB en çok kazandıran endekslerden birisi haline geldi. 2013'te iyi performansımızın devam etmesi için, mevcut politikalardan vazgeçmemek gerekiyor. Fitch'ten gelen not artışına sevindik. Bir kredi derecelendirme kuruluşu daha bizi ''yatırım yapılabilir'' seviyeye yükseltirse, farklı bir lige gireriz. Yepyeni kapılar açılır. Merkez bankasının dizginleri salıvermemesi gerekiyor. Rehavete kapılmazsak cari açıktaki düşüş sürebilir. Bölgemizde bir savaş gibi dışsal şoklar yaşanmazsa, enflasyon TCMB'nin hedeflediği seviyelere yaklaşabilir. Potansiyelimizin altında olsa da, 2013'te de bu seneye benzer bir büyüme rakamı görebiliriz.
Dışarısı da bize yardımcı olabilir. Avrupa tarafındaki gelişmeler olumlu sayılır. Yunanistan anlaşması genel anlamda bir başarıdır. İspanya, İtalya gibi ülkeler biraz daha nefes alabilir. Bu anlaşmadan sonra, 2013'ün kurtarıldığını düşünüyorum. Yunanistan'ın euro bölgesinden çıkışı gibi, sonuçları tahmin edilemeyecek bir olayın 2013'te gerçekleşme olasılığı düştü. Yunanistan'ın bir kez daha borçlarını ödeyememe durumuna düşmesi, gelecekte yaşanabilir. Ancak en azından 2013'te değil. Tabii her şeyi tozpembe görmeye de gerek yok. Yunanistan olayı, uzun dönemde euro bölgesinde politik açıdan sürdürülebilir gözükmüyor. Bir kur devalüasyonu olmadan, Yunanistan'ın borçlarını azaltabileceğine, tekrar rekabet gücü kazanabileceğine inanmıyorum. Yunanistan anlaşma yaparken, vergileri artırmayı, harcamaları kısmayı da taahhüt etti. Buna göre, Yunan ekonomisinde 2013'te de resesyon devam edebilir. Ekonomik kaos sürerken, Yunan politikacıların vereceği tepkiler, Yunanistan kaynaklı en büyük risk olabilir. Özetle; ekonomik açıdan olmasa da, finansal riskler açısından, Avrupa konusunda önümüzdeki döneme daha rahat bakılabilir.
2013'e yönelik olarak, Amerikan ekonomisi için kötümser olmayı gerektirecek bir durum yok. Mali uçurum tartışmaları devam ediyor. Amerikalı politikacılar pragmatiktir, çözüm yakındır görüşü dillendiriliyor. Aslında politikacı her yerde aynıdır. Lehman krizi, Yunanistan-Portekiz-İrlanda üçgeni, ABD'nin borç tavanı gibi son beş yıla damga vuran olaylara bakın. Başlardaki politik tepkisizlik, büyük sıkıntılara yol açıyor. Olaylar giderek kötüleşiyor. Akabinde müdahale geliyor. Bu açıdan, mali uçurum belirsizliği son dakikaya kadar devam edebilir. Hatta uzatma dakikaları da oynanabilir. ABD kısa bir süreliğine mali uçuruma da düşebilir. Sonrasında anlaşma sağlanır.