2012 yılında dünya ekonomisi

Taner BERKSOY
Taner BERKSOY EKONOMİ DÜNYASI tberksoy@pirireis.edu.tr

 

Yılın sonuna geldik. Yıl sonlarında biten yılı değerlendirmek, gelen yıla ilişkin ilk öngörüleri tartışmaya açmak  adettendir.  Ben de bu gün 2012 yılında dünyaya bakarak başlayacağım,  gelecek hafta da  Türkiye ekonomisini değerlendireceğim. ,
2012 yılı dünya ekonomisi için nasıl bir yıl oldu diye sorarsanız tek kelimeyle "yavaşlama yılı oldu" diyebilirim. 2010 yılının sonunda başlayan ve 2011'de hızlanan büyüme küresel krizden çıkışın göstergesi olarak kabul edildi. Ancak, kriz sonrasındaki canlanma ivmesi korunamadı. Büyüme hevesi yerini  yavaşlama beklentisine bıraktı. Ardından yaygın bir  durgunluk eğilimi gelişti.                                                      
Bu bağlamda 2012 yılı  dönüm noktası olmaya aday bir yıldı. Ya boy vermeye başlayan yavaşlama ile başa çıkılacak,  en azından yıl sonuna doğru yeniden canlanma ivmesinin yeşermesi sağlanacaktı; ya da dünya yavaşlama eğiliminin altında kalacak, canlanma umudu  sonraki yıllara aktarılacaktı.
2012 yılında dünya ekonomisinin yavaşlamayla başa çıkabildiğini, ikna edici bir canlanma ivmesini devreye sokulabildiğini söylemek zor. Tersine yavaşlama söylem ve eylemi yıl boyunca sürüp gitti.  Yeniden resesyona yuvarlanma tehdidi hiç ortadan kalkmadı. Yıl biterken yavaşlama söylemi hala gündemde yer buluyor.
İktisadi yavaşlama 2012 yılında küresel ölçekte yaygın bir eğilim haline geldi. Ekonomiler  büyüme ivmelerini kaybetti, şu veya bu ölçüde  yavaşladı.  Böylesine yaygın yavaşlamanın  dünya ekonomisinin merkezini oluşturan iki bölgedeki iktisadi sorunların yarattığı   bulaşma dinamiğinden kaynaklandığı söylenebilir.  ABD ve Avrupa Birliği  kendi durgunluklarını  finansal kaynak akışı, pazar boyutu ve beklenti biçimlenmesi gibi olağan kanallardan öteki ülkelere de  bulaştırdılar.  
                                                   *                 *                *
ABD ve AB de yaşanan durgunlaşmanın kaynakları, doz olarak olmasa da,  nitelik olarak birbirine benziyordu.  Bu bağlamda üç ana nedenin altı çizilebilir. Bunlardan birisi özel finansman alanındaki, özellikle de banka sistemindeki  kirlenmenin izlerinin silinememesidir. Finans kurumları üzerindeki kuşkunun yeterince giderilememesi banka sisteminin işlevselliğini önemli ölçüde engelledi ve özel kaynak akışını yavaşlattı. 
Kamu finansmanındaki zafiyet ikinci neden olarak öne çıktı. Bu ülkelerde kamu açıklarının abartılı boyutlara gelmesi ve bunun borç dinamiğini hızlandırması ciddi bir risk olarak algılandı ve büyümenin sürdürülebilirliğini kuşkulu hale getirdi.
Üçüncü etki de yavaşlama konjonktüründe uygulanabilecek uygun iktisat politikaları bileşiminin belirlenmesinde ortaya çıkan tereddüt ve siyasi uzlaşmazlıklardı. Ekonomiler durgunlaşırken iktisat politikalarını kararsızlaştırıp, aktif uygulamaya imkan vermeyen bu durum yavaşlamanın  2012 yılında göğüslenip, ters yöne çevrilmesini engelledi.
Bu üç etken dünya ekonomisinin 2012 yılını durgunluk  patikasında geçirmesine neden oldu. ABD ve AB büyüyemedi, öteki ülkelerin büyümesi için imkan da yaratamadı.
                                                   *                    *                    *
2013 yılının benzer bir manzara ile başlayacağını düşünüyorum. Öte yandan 2012'nin son haftalarında hem ABD'de hem de AB'de durgunluğu besleyene etkenlerde hafif bir çözülme olmaya başladığı söylenebilir. ABD ekonomisi yılın ikinci çeyreğinden sonra biraz hızlanmaya başlamıştı. Şimdi seçimlerin aşılmış olması,  tercihleri ve uygulaması bilinen bir başkanın yeniden görev alması ve bu bağlamda "mali uçurum" tehdidinin de ortadan kalkıyor olması ABD için 2013 yılında yavaşlamanın sonunun alınabileceğini söylüyor.
Avrupa Birliği için bu kadar iyimser olmak pek mümkün görünmüyor. Üye ülkelerde,  tekil olarak, önemli yapı sorunları var. Bunları tek hamlede aşmak zor. Üstelik,  Birlik olmaktan kaynaklanan atalet  bunu daha da zorlaştırıyor. 2013 yılında AB için yapılabilecek en iyimser yorum bu sorunların aşılması yönünde önemli adımların atılacağını söylemek olur. Yılın sonuna doğru Birlik içinde yakalanan birliktelik havasının böyle bir yoruma imkan verdiğini düşünüyorum.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Ekonomi kıskaçta 20 Aralık 2018
Normalleşme mi? 06 Aralık 2018
Kur’u temizleme 25 Ekim 2018
Yeni bir durgunluk mu? 18 Ekim 2018
Zaman mı kazanıyoruz 11 Ekim 2018
Tedbir gerekirdi 04 Ekim 2018
2019 yılı kritik 13 Eylül 2018
Adını koymadan 06 Eylül 2018