2012 senaryoları

Atılım MURAT
Atılım MURAT AYKIRI FİNANS amurat@etu.edu.tr

2012'de küresel ekonomi için en büyük riskleri Euro Bölgesi ve Çin oluşturuyor. ABD'de Cumhuriyetçiler vergi indirimlerinin uzatılmasının önüne geçmezse, ekonomi hafif bir hasarla kurtulabilir. Hane halkının eksikliğini devlet kapattığı sürece bir çöküş olmaz. Bütçe açığı nedeniyle ABD'nin iflas etmesi olasılığını tartışmaya bile gerek yok.

Euro Bölgesi'nden ışık gelmiyor. Uygulanan kemer sıkma politikaları, ekonomileri vurmaya devam edecek. Çin için olumsuz değilim. Birkaç ay öncesine kadar Çin ekonomisini övenlerin fikirleri aniden değişti. Ekonomide sert bir iniş bekleyenlerin sayısı artıyor.

Çin'e yönelik endişelerin odak noktasında gayriresmi kredi piyasası var. Bu piyasanın kontrolden çıktığı iddia ediliyor. Bu piyasanın büyüklüğü, resmi kredi piyasasının ve gizli bankacılık sisteminin yirmide birini oluşturuyor. Toplam içindeki payı oldukça düşük kalıyor.

Yerel yönetimlerin geri dönüşü olmayan kredileri de sorun yaratabilir. Burada devreye merkezi yönetim girebilir. Çin hükümeti yakın geçmişte, yerel yönetimlerin üzerindeki 500 milyar dolarlık sorunlu krediyi temizledi. Herkesin çökmesinden korktuğu gayriresmi kredi piyasasının büyüklüğü de 500 milyar dolar. Kumanda ekonomisinde sıra dışı tedbirler alınabilir. Çin hükümetinin mali kapasitesini ve bunu kullanma arzusunu göz ardı etmek yanlış olur. Uzun dönemde, devletin sabit yatırım çılgınlığı büyük sorunlar yaratabilir. Bu problemlerin 2012'de gündeme gelmeyeceğini düşünüyorum.

Piyasalar açısından; Çin, ABD ve Euro Bölgesi'nin merkezini oluşturduğu kur savaşı önemli. Yatırımcılar arasında euro-negatif düşünceler ağır basıyor. Kritik soru; euro hızla düşmeye devam ederse, ABD ve Çin buna seyirci kalır mı? Yuan; son bir yılda dolar karşısında yüzde 6, son yedi ayda euro karşısında yüzde 15 değer kazandı. Kur seviyelerinde bir denge tutturulmuştu. Bugün euro için çok daha düşük seviyeler öngörülüyor.

Çin, iki büyük pazarda daha fazla darbe almayı göze alamaz. Son bir yılda yuanın dolar karşısında değer kazanmasına izin verdiler. Bandı tekrar ayarlayabilirler. Bu, ABD'nin hoşuna gitmez. Tahvil alım programlarının esas amacı doların değerini düşürmekti. Senaryoya göre; dolar değer kaybedince, emtia fiyatlarındaki artış nedeniyle Çin enflasyonu artacaktı. Çin, politik baskılarla birlikte yuanın dolar karşısındaki değerini yükseltecekti. ABD bu açıdan başarıya ulaştı.

Fed politikalarını iyi anlamak gerekiyor. Fed, diğer merkez bankaları ile anlaşma yaparak yüz milyarlarca doları sisteme verirken, 'Sistemi Fed kurtardı', 'Son kredi merci Fed' yorumları yapılıyor. Fed sadece ekonomisini düşünüyor. Euroda düşüş baskısı sürerken, Çin'in hamle olasılığı varken, Fed de kozunu oynayabilir. Atağını yapabilmesi için, enflasyonun biraz gevşemesi gerekiyor. Fed; 'Amacımız doların değerini düşürmek' demez. Enflasyon düşerse önlem alırız, ifadesini kullanır.

Petrol fiyatında, 2011'in ilk dört ayında Libya kaynaklı bir yükseliş yaşanmıştı. Yeni bir dışsal şok yaşanmazsa, nisan ayına kadar ABD enflasyonunda bir gevşeme görülebilir. Nisandan sonraki ilk Fed toplantısı haziran ayında yapılacak. Direkt veya endirekt bir program gelebilir. Diğer yandan; Euro Bölgesi'nde deflasyonist baskılar artınca, Avrupa Merkez Bankası daha agresif likidite önlemleri açıklayabilir. Bir merkez bankacıya 'Deflasyon mu, enflasyon mu?' sorusunu sorarsanız, alacağınız yanıt 'enflasyon' olur. 

Olayların nasıl cereyan edeceğini bilmek zor olsa da, en azından neye bakmamız gerektiğini biliyoruz. Euronun değeri.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Dolar yükselir düşer 28 Ağustos 2019