2012, çelik sektörü için "istikrarın yılı" olacak
Küresel çelik sektörüne yönelik tüm gelişmelerin Çin'e bağlı olduğunu ifade eden Sowar, "Türkiye, Brezilya, Hindistan gibi ülkeler, çelik üretimi ve talebinin hızla arttığı ülkeler" diyor.Coğrafi konum ve yüksek verimliliğin Türk çelik sektörünün en önemli iki avantajı olduğunu kaydeden Sowar, sektöre yönelik temel sorunun yüksek enerji maliyeti oduğunu kaydediyor.
Ekonomik resesyon çelik fiyatlarını olumsuz etkiledi; fakat çelik üreticilerinin borçlarını ve maliyetlerini aşağı çekmeye başlamaları ile birlikte, 2012 yılında sektör ve fiyatlarda istikrar bekleniyor. Dünya çelik üretimi 2011 yılında yüzde 6.8 oranında artış kaydetti. 2011'i yüzde 17 üretim artışı ve 34.1 milyon tonluk üretimle kapatan Türk çelik sektörü ise, son 10 yılda Çin'den sonra üretimini en fazla artıran ülkelerden birisi. İmalat sanayinin yüzde 8'ini oluşturan çelik sektörü, Türkiye ekonomisi için çok önemli bir sektör.
DÜNYA'nın sorularını yanıtlayan Deloitte Küresel Çelik Endüstri Lideri Nicholas Sowar'a göre, 2012 yılı çelik sektörü açısından istikrar yılı olacak. "2012'de çelik sektöründe patlama beklenmiyor, ama iyi bir yıl olacağını söyleyebiliriz. Sektöre yönelik tüm gelişmeleri Çin belirleyecek. Öte yandan Türkiye, Brezilya, Hindistan gibi ülkeler, çelik üretimi ve talebinin hızla arttığı ülkeler" diyor.Coğrafi konum ve yüksek verimliliğin Türk çelik sektörünün en önemli iki avantajı olduğunu kaydeden Sowar, sektöre yönelik temel sorunun enerji maliyeti ve ucuz enerji kaynaklarına ulaşım olduğunu ifade ediyor. Sowar'ın çelik sektörünün geleceğine yönelik yorumları şöyle:
Herşey Çin'e bağımlı
"Küresel çelik sektörünün gelişimi Çin'e bağımlı. Çin 2004-2011 yılları arasında 700 milyon ton çelik üretimi gerçekleştirdi. Bugün dünya çelik üretiminin yüzde 50'sini Çin üretiyor ve yüzde 50'sini yine Çin tüketiyor. Çin'in yanı sıra, sektörü etkileyen diğer unsurlara bakacak olursak; Ekonomik resesyon bazı ülkeleri diğerlerine oranla daha olumsuz etkiledi. AB ve NAFTA olumsuz etkilenen bölgelerin başında geliyor. Dolayısıyla, bu pazarlara yönelik fırsatlar da oldukça sınırlı olacak. Öte yandan ABD seçimleri de çelik piyasalarındaki belirsizliğe neden olan unsurlar arasında. 2011 yılında gerek üretimin artması gerekse yeni metallere ulaşım sağlanması hedefiyle önemli yatırımlar gerçekleştirildi. Çeliğin ton fiyatı 200 doları buldu. 2012 yılı ise çelik sektörüne istikrar yılı olacak. Çok büyük bir patlama olacağını söyleyemeyiz, fakat güçlü ve iyi bir yıl olacağını ifade edebiliriz."
Türkiye'deki gelişmeler heyecan verici
"Türkiye'de olup bitenler gerçekten heyecan verici. İnşaat sektörü çok hızlı bir büyüme gerçekleştiriyor. Kentsel dönüşüm projeleri, altyapı yatırımları çok hızlı bir şekilde gelişiyor. 2005-2010 yılları arasında Türkiye'de çelik sektörü yüzde 25 oranında büyüme kaydetti. Kendi iç pazarının yanı sıra, Türkiye, Ortadoğu'da yaşanan gelişmelerde pay sahibi olmak açısından da çok iyi bir coğrafi konuma sahip. Türkiye aynı zamanda, AB'de de etkili olabilir. Türkiye'nin yanı sıra, çelik sektörü açısından önemli gelişmelerin yaşandığı diğer ülkeler Brezilya, Hindistan ve tabii ki Çin. Çin'in merkezinde olmasa da, doğusunda çok önemli altyapı çalışmaları devam ediyor. Bu ülkelerde çelik tüketimi açısından öncelikli olarak inşaat sektörü ön plana çıkıyor. Çelik sektörünün bir diğer önemli tüketicisi olan otomotiv sektörü de, inşaat kadar olmasa da, önemini koruyacak. Coğrafi konum ve yüksek verimlik Türk çelik sektörünün en önemli iki avantajı olarak ortaya çıkıyor. Sektöre yönelik temel sorun ise enerji maliyeti ve ucuz enerji kaynaklarına kolay ulaşım."
Sektörde dikey entegrasyon devam edecek
"Gelişen ekonomilerde tüketimin artması; son on yıldır hammadde fiyatlarında yaşanan
dalgalanmalar çelik üreticileri üzerindeki kar marjı baskılarını arttırdı ve sektörde dikey entegrasyonu gündeme getirdi. Bugün ekonomik ortamda yaşanan toparlanma ile birlikte, çelik üreticileri yeniden dikey entegrasyon modeline yönelmeye başlıyorlar. Bu model, maliyet kontrol edilmesi, kar marjının artırılması açısından önem taşıyor. Küresel ekonomik kriz sürecinde, Çinli çelik üreticilerinin odak noktası maliyet yönetimi ve üretim kalitesini artırmak oldu. Dikey entegrasyon, tedarik zincirinin güçlenmesi açısından önem taşıyor."
Sektöre denge gerekli
"Dünyanın en büyük çelik şirketi Arcelor-Mittal, geçtiğimiz günlerde Avrupa'da bir fabrikasını kapatma kararı aldı. Şirket böylece geçen yazdan bu yana üç fabrikasını kapatmış oldu. Bunun çok doğru bir karar olduğunu düşünüyorum. Küresel çelik üretiminde kapasite fazlası mevcut. Birinin bu durumu görmesi gerekiyor. Aksi takdirde fiyatlar aşağı iner. Bir dengeye ihtiyacımız var. Bu yüzden Arcelor-Mittal çok doğru bir iş yaptı."
İki büyük sorun: Ucuz enerji tedariği ve çevre
"Çelik sektöründe yaşanacak trendleri yine Çin belirleyecek. Çin'deki büyüme oranları çelik fiyatlarına da yansıyacak. Bu arada sektöre yönelik önemli bir konsolidasyon beklentisi var. Bugün Çin'de 100 adet çelik şirketi faaliyet gösteriyor. Öte yandan çelik üretiminin yüzde 70'i üç büyük şirketin elinde. Sektörde ciddi bir denge kurulmasına ihtiyaç var.
Bugün herkesin hedefi yeni maden kaynaklarına ulaşmak. Bu kapsamda Brezilya ve Avustralya öne çıkıyor. Öte yandan yükselen yeni bir diğer adres ise Afrika. Bu kıta çok önemli fırsatlar sunuyor.
Öte yandan çelik sektörüne yönelik en büyük soru işaretleri ise şunlar: Ucuz enerjiye ulaşım nasıl sağlanacak? Çelik sektörü çevreye zarar vermemek açısından ne yapıyor? Bugün, çelik sektörüne yapılan yatırımların Kyoto Protokolü'nü imzalamayan ülkeler tarafından yapıldığını hatırlatmak gerekiyor."