2010'un kapasite kullanım oranı yüzde 72.6

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

İmalat sanayinde kapasite kullanım oranı aralık ayında yüzde 75.6 olarak gerçekleşti ve buna göre 2010 yılı ortalaması yüzde 72.6 oldu. Yüzde 72.6'yı geçen yılla kıyaslarsak, durum iyi; ama 2008, özellikle 2007 ile bir kıyaslama yaparsak, durum hala kötü!

Yıllık ortalama kapasite kullanım oranı 2007 yılında yüzde 80.2 düzeyinde bulunuyordu. 2008 yılının ilk sekiz ayı da 2007'ye yakın bir ortalamayla, yüzde 78.8 ile geçildi. Ama küresel krizin etkilerinin derinden hissedilmeye başlanmasıyla birlikte, kapasite kullanım oranı 2008'in son dört ayında dramatik bir gerileme gösterdi. Kapasite kullanım oranı 2008'in son dört ayında tam 15 puan birden azalarak yüzde 80'den yüzde 65'e indi. Son dört aydaki bu çöküşün etkisiyle 2008 ortalaması yüzde 76.7 düzeyinde kapandı.

Sanayici, 2009'u toparlanma çabası içinde geçirdi. Öyle ki, geçen yılın mart ve nisan aylarındaki kapasite kullanım oranı yüzde 60'ın bile altına indi. Daha sonra yükselen ve hazirandan sonra küçük dalgalanmalar göstermekle birlikte yatay seyreden kapasite kullanımı, 2009 yılını ortalama bazda yüzde 65.2 düzeyinde tamamladı.

Çeyreklere göre 2010

Bu yılki ortalama kapasite kullanım oranının yüzde 72.6 olarak gerçekleştiğini belirttik. İmalat sanayindeki kapasite kullanım oranı çeyreklere göre hep yükselen bir grafik çizdi. İlk çeyrekte yüzde 67.9 olan oran, ikinci çeyrekte yüzde 73.1'e yükseldi. Üçüncü çeyrek yüzde 73.6'lık ortalamayla geçildi, son çeyrekteki gerçekleşme ise yüzde 75.6 oldu.

Mart ayındaki yüzde 67.3 yılın en düşük kapasite kullanım oranı olarak belirlendi; en yüksek oran ise yüzde 75.9 ile kasım ayında oluştu.

Mal gruplarına göre yıllık ortalama kapasite kullanımında ilk sırayı ara mallar aldı. Ara mal üreten sanayici 2010 yılı ortalamasında yüzde 75.9 kapasiteyle çalıştı. En düşük oran ise, yüzde 68.8 ile yatırım mallarında oluştu. Dayanıklı ve dayanıksız tüketim mallarıyla gıda ve içecekler sektörlerindeki kapasite kullanımı ise yüzde 70-71 düzeyinde gerçekleşti.

İkili sektörlere göre yıllık ortalama en yüksek kapasite kullanım oranı yüzde 80.4 ile kimyasallar ve kimyasal ürünlerin imalatı sektöründe sağlandı. En düşük oran ise yüzde 65.2 ile deri ve ilgili ürünlerin imalatında ortaya çıktı.

Tüm sektör ortalamaları bazında kapasite kullanım oranını yüzde 80 dolayının üstüne çıkarmak pratikte pek mümkün olamıyor. Tavanı ise yüzde 85 olarak düşünmekte yarar. Olması gereken ideal düzeyi yüzde 80 olarak dikkate aldığımızda, bu yılın yüzde 73'lük ortalaması, normal sayılacak orana ulaşmak için kat edilmesi gereken epey yol bulunduğunu gösteriyor. Yüzde 73 ile yüzde 80 arasında yalnızca 7 puan var; ancak, bu fark onda birlik bir artış sağlanması gerektiğini anlamına geliyor ki, bu hiç de az olmayan bir artış zorunluluğuna işaret ediyor.

Şimdi önümüzde birçok yönden belirsizlik içeren yeni bir yıl uzanıyor. Biliniyor ki, yaşanan her genel seçim, bir dizi kaygıların oluşmasına yol açıyor. Haklı ya da haksız; temelli ya da temelsiz, ama kaygıların oluşmasının önüne geçilemiyor. Bu kaygılar, reel sektörü de etkileyebiliyor, üretim planlarının gözden geçirilmesi gerekebiliyor. Dedik ya, temelli ya da temelsiz, bir etki yaşanıyor. Ama şu gerçeği gözden uzak tutmamak gerekiyor; seçimden ister mevcut iktidar galip çıksın, ister yeni bir parti hükümet oluşsun, hiçbir hükümetin reel sektörü ikinci planda düşünme, sorunlara karşı ipe un serme lüksü yok. Hatta tam tersine, önümüzdeki dönem reel sektörün sorunlarına daha fazla eğilmeyi gerektiren bir dönem olarak karşımızda duruyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar