2010'da yatırım bankacılığının devi Kanadalılar olacak
ABD ve Avrupalı bankaların tersine, bankacılık sistemine yönelik regülasyonları serbestleştirmemeyi tercih eden ve her zaman muhafazakar yapısını koruyan Kanada, kredi krizinde banka iflası yaşamayan, yaygın bir destek planı yapmaya gerek duymayan, finans sektörüne devlet fonu enjeksiyonu gerçekleştirmeyen ender ülkelerden biri oldu. Kanada bankacılık sistemi 2010 yılında bu kararının meyvelerini toplayacak.
Küresel kredi krizi dünyanın en güçlü finans kurumlarını yerle bir etti. Türev ürünler sayesinde hızlı yıllar yaşayan Avrupa ve ABD bankaları, bundan sonrasında sıkı düzenlemelere maruz kalacaklar. Dünya geneline yayılmaya çalışan Japon bankaları ise daha çok yükselen Asya piyasalarına odaklanacaklar.
Peki 2010 yılında yatırım bankacılığının devleri kimler olacak? Uzmanlara göre önümüzdeki dönemde yıllardır "güvenli, tutucu, ve hatta durgun" bankacılığı tercih eden Kanadalı bankalar ön plana çıkacak.
Kanada, kredi krizinde banka iflası yaşamayan, yaygın bir destek planı yapmaya gerek duymayan, finans sektörüne devlet fonu enjeksiyonu gerçekleştirmeyen ender ülkelerden biri oldu.
WEF tarafından "bir numara" ilan edildiler
Kanada bankaları 2008 yılında da World Economic Forum tarafından dünya genelinde "bir numara" ilan edilmişti. Aslı sıralamada ABD bankaları 40, İngiliz bankaları ise 44'üncü sırada yer almıştı.
Bunun nedeni ise geçtiğimiz on beş yıl boyunca, ABD ve Avrupa bankacılık sistemlerine yönelik regülasyonlar serbestleştirilirken, Kanada bankalarının "muhafazakar"lıkla eleştirilmelerine rağmen, bankacılık kurallarında hiçbir esnetme yapmamaları. Bu sayede Kanada'nın en büyük beş bankası kredi krizini sağlıklı bir şekilde atlatmayı başardı. Bu bankalar Bank of Montreal, Bank of Nova Scotia, CIBC, Royal Bank of Canada ve Toronto-Dominion Bank olarak sıralanıyor.
Yaklaşık on yılda bir çok ciddi bir kamusal denetime tabi tutulan Kanada bankaları, Kuzey Amerika bankaları arasında en yüksek piyasa değeri olan ilk 15 bankanın arasında yer alıyor.
ABD bankalarını satın almayı hedefliyorlar
Bu arada krizde yazıflayan ABD bankaları, hızla büyüyen Kanadalı bankaların hedefi haline gelmiş durumda. Toronto-Dominion Bank, Commerzbank ile yakınlaşırken, Scotiabank'ın Latin Amerika genişlemesini sürdürmek için bir ABD bankasını satın almayı düşündüğüne yönelik söylentiler artıyor.
Küresel anlamda "elit bankalar" arasına katılması kesin gözüyle bakılan Kanada bankası ise Royal Bank of Scotland.
Kanada bankacılığının gerçek yüzü, yani muhafazakarlığı dikkate alındığında, bu kadar geniş çaplı bir büyüme aslında tehlikeli olarak değerlendirilebilir. Fakat güçlü ödemeler dengesine sahip olan Kanadalı bankalar, kriz sonrası döneminin sunduğu fırsatları kaçıracak gibi görünmüyorlar.
ABD'li ve İngiliz regülatörlere ders
Kanada, bankalarının güvenilir olması ile tanınıyor. Her bankacılık işlemi ücrete tabii. Elektronik Bankacılıkta Türkiye'den biraz geri olan Kanada, kredi kartları ile ancak 1994'de tanıştı. Bir Kanada bankasında çek karnesi alabilmek için öncelikle bankada hesap açtırmak gerekiyor. Hesabınızda bulunandan daha fazla miktarda para çekmek istedğinizde, bankamatik bunu kabul etmiyor. Karşılıksız çek yazarsanız, hem yazdığınız kişinin bankasına, hem de kendi bankanıza tazminat ücreti ödemek durumunda kalabilirsiniz. Başka birisi size karşılıksız çek yazarsa, siz de bunun için tazminat ödemek durumunda kalıyorsunuz. Amerikalı ve İngiliz düzenleyiciler Kanada Finans Kurumları Üst Yönetim Ofisi'nin çalışmalarını yakından izleyip, sistemik riskleri engellemenin yollarını öğrenmeyi hedefliyorlar.