2010 yılında parti devam edecek mi?
Alper Koç / Yatırım Finansman Menkul Değerler
2010 yılına girmemize birkaç gün kala geriye dönüp baktığımızda, karamsarlık içerisinde başlayan 2009 yılının, finans piyasaları için bereketli, fakat reel sektör açısından zorluklarla dolu bir yıl olduğu tarihe not düşülecek. ABD başta olmak üzere gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde yaşanan büyük oranlı işsizlik artışları, gelir dağılımlarında bozulmalar, faaliyet gelirlerinde düşüşler, rekabet koşullarında olumsuzlaşma devam etmesine rağmen finansal istikrarın sürdürülmesi adına merkez bankaları tarafından tarihte görülmeyen oranda yaratılan parasal genişlemeler sonucu borsaların iyi primler yaptığı, varlık fiyatlarında şişmeler yaşandığı bir yıl oldu 2009. Finans piyasalarının, para ve maliye politikalarına tamamen bağımlı hale getirildiği bu dönemde faaliyet dışı gelirlerin, faaliyet gelirlerine oranı ciddi oranda artış gösterdiği için, ekonomilerde büyüyen dengesizlikler bir ölçüde gizlenmiş oldu, küresel ölçekte büyüyen sıkıntılar halı altına süpürülüp geleceğe ertelendi. Merkez bankalarının kaçınılmaz olarak eli kolu bağlı biçimde sürdürdüğü genişleyici politikalar, 2009 yılının baz etkisinden dolayı ekonomilerde geçici olarak rahatlama sağlayacak olsa da, yukarıda bahsettiğimiz sorunların çözümüne maalesef katkı sağlayamadığı gibi, dünya ekonomisine etkisi büyük ülkelerin borçlarını gelecekte devasa boyutlara sürükleyip bu borçların ödenememe riskini de beraberinde getirdi.
Peki bugüne kadar 2010 yılı ile ilgili bir çok iyimser beklentiyi fiyatlayan piyasaları 2010 yılında ne bekliyor? Borsa endekslerinde 2007 ve 2008 de başlayan düşüş dalgalarına tepki olarak gelişen 2009'daki orta vadeli yükseliş dalgaları, doğaları gereği kitlelerin algılamalarında büyük değişimler yarattı ve eskiye dönüşün artık mümkün olmadığı görüşü dalga dalga kitlelere yayıldı. Oysa ki, Türkiye gibi birkaç gelişmekte olan ülkede sıcak para akımları sonucu yaratılan pozitif algılamalarla bu ülkelerin piyasalarında yaşanan tepkilerde ciddi kazançlar elde edilmesine rağmen, dünyanın geneline baktığımızda, döviz ve bono piyasalarında, emtia piyasalarında yaratılan her türlü spekülasyona rağmen, hisse senetleri piyasalarındaki tepkiler zayıf kaldı.
Parti şimdilik devam ediyor, 2010 yılının ilk çeyreğinde de bir süre daha devam edebilir. Partiyi bitirmeme çabaları baskın çıkarsa ilk çeyrekten sonra kısa bir süre uzaması olasılığı da var. Partinin ne zaman biteceğini nokta atışıyla tahmin etmek çok güç ama bittikten sonra ışıklar söndüğünde başlayacak kaosun ne şekilde gelişeceğini tahmin etmek güç değil. Dünya piyasalarında geçmişte yaşanan ve uzun yıllar süren büyük düşüş trendlerinin arka planlarındaki sosyo-ekonomik görünümleri incelediğimizde, ilk düşüş dalgalarının gelecek umutlarını bitirmesiyle başlayan orta vadeli tepki yükselişlerinin, spekülatif kazanç hırsıyla güdülenmiş geniş katılımcı kitlelerinin gelecek umutlarını eskisinden de yüksek seviyelere taşıyıp son vagonlara binmelerini bekledikten sonra son bulduğunu görüyoruz. Genelde hiç beklenmedik anlarda başlayan ikinci büyük düşüş dalgalarının ilerleme şekilleri ve hızları da bize, büyük resimde başlayacak bir sonraki küresel düşüş dalgasının, önceki düşüş dalgasından daha hızlı ve yıkıcı şekilde gelişeceğini söylüyor.
Partinin bitmesini beklemeden çıkış kapısında hazır bekleyenler, ışıklar aniden söndüğünde ve karanlıkta çıkış paniği başladığında çok yol almış olacaklar. O günler geldiğinde, partiden zamanında ayrılamayan geniş yatırımcı kitlesi de, her zaman olduğu gibi oyunun dışında kalacak.