2010 Muson rüzgarlarının beslediği Hindistan herkesi yüreklendiriyor

DİDEM ERYAR ÜNLÜ
DİDEM ERYAR ÜNLÜ YAKIN PLAN [email protected]

Hindistan'da son on yıldır, her yıl yaklaşık 10 milyon kişi fakirlikten kurtuluyor. Ülkenin en büyük sorunlarından biri olan altyapı geliştirildiği takdirde, sürdürülebilir büyüme oranının yüzde 10'a çıkacağı ifade ediliyor.

Hindistan başbakanının ekonomi danışmanı olan Dr. Raghuram Rajan, 2003 yılında 40 yaşındayken IMF'nin en genç baş ekonomisti olarak görev aldı. 2005 yılında ise küresel ekonomik sistemi değiştiren riskli finansal inovasyonların dünya ekonomisine yönelik sorun yaratabileceğini söyleyen ilk isimlerden biri oldu. Raghuram Rajan, IMF Baş Ekonomisti olduğu 2005 yılında, merkez bankacıları, ekonomistler ve özel sektör temsilcilerinin bir araya geldiği, FED sponsorluğunda düzenlenen Jackson Hole Konferansı'nda "Finansal Gelişme Dünyayı Daha Riskli Bir Konuma mı Getirdi?" başlıklı bir çalışma sundu. Rajan yatırımcılar ve bankaları arasındaki ilişkiyi eleştirdiği bu çalışmasında, finansal sektörde yaşanan gelişmelerin, küresel ekonomiyi ciddi şekilde riske attığını savunuyordu. Rajan'ın çalışması konferansta çok fazla ilgi görmedi, çünkü herkes Greenspan'in politikalarını destekliyordu. Bugün ise herkes kendisine şu soruyu soruyor: "Rajan tüm bu olacakları sihirli kristal küresinde mi gördü?"

Rajan, kısa süre önce yayımladığı "Fay Hatları" adlı kitabında ise tehlikenin henüz geçmediği, reformların ise ancak yara bandı olabileceği uyarısını yapıyor. Rajan, tüm bunların yanı sıra, dünya ekonomisini tehdit eden gizli unsurlar olduğunu da ifade ediyor. Küreselleşen yapıya rağmen, "güvenlik" kelimesinin gıda ve enerji alanları başta olmak üzere birçok alanda gündeme geldiğini ifade eden Rajan, doğal zenginliklerin çok önemli bir güç halini olan bir dünyada, insanların gıda güvenliğini sağlamak için çölde tarım yapmayı bile denediğine dikkat çekiyor. Tüm alternatiflerin denenmesi ve mevcut zenginliklerin daha verimli bir şekilde kullanılması gerektiğini savunan Rajan, daha da ileri giderek, "Çekimser topraklarda, çekimser bir yönetim altında uluslararası stratejik kaynak rezervleri yaratılmasını" savunuyor.

Sürdürülebilir büyüme potansiyeli yüzde 10 olabilir

Peki Rajan'ın ülkesi Hindistan, bu küresel tablonun neresinde duruyor? Hindistan'ın diğer Asya ülkeleri ile aynı yoldan gitmediğine dikkat çeken Rajan, "Kore, Tayvan, Malezya ve Singapur gibi ülkelerin izlediği ihracata dayalı büyüme, bu ülkelerdeki yerel şirketlere çok büyük bir disiplin getirdi. Hintli şirketler ise iç pazarları için üretim yapmaktan mutlular. Diğer ekonomiler için, bundan sonraki süreç daha dengeli bir tablo sunuyor. Bizim için önemli olan büyümenin dışında kaldığımız alanlara odaklanmak. Kırsal bölgeler ve tarımın büyümeden çok fazla yararlanmadığını görüyoruz. Tarımla uğraşan halkımızın daha fazla hizmet sunması gerekiyor. Bu kesimleri kent ekonomisine dahil etmek zorundayız. Bunu sağlamak için de altyapıya ihtiyacımız var. Daha fazla yol, daha fazla demiryolu bağlantısı, elektrik ve telekomünikasyon gerekiyor. Tüm bu gelişmeler, toplum arasındaki dengesizliklerin azalmasına yardımcı olacak. Eğer altyapı üzerine odaklanırsak, sürdürülebilir büyüme oranımız yüzde 10'a çıkabilir. Fakat altyapı eksikliklerimiz sabit kaldığında, sürdürülebilir büyüme potansiyelimiz yüzde 8-8.5 civarında olacaktır."

1 haftada 1 milyar dolar yabancı yatırım

Hindistan farkını ortaya koyan bir diğer isim de, Hindistan Eski Dışişleri Bakanı ve BM Genel Sekreteri yardımcısı Shashi Tharoor. Küresel anlamda benzeri olmayan bir resesyona rağmen, Hindistan'ın dünyanın en hızlı büyüyen ikinci ekonomisi olmayı başardığını söyleyen Tharoor, şu bilgileri veriyor: "Son iki yıldır ülkelerin büyük bir bölümü en azından bir çeyrekte negatif büyüme gerçekleştirirken, Hindistan'ın GSMH'si bu dönemde yüzde 6 oranında; 2009 yılının son çeyreğinde ise yüzde 7.9 oranında büyüdü. 2008 yılında yaşanan terör saldırılarının ardından, yabancı yatırımcılar Hindistan borsasından 12 milyar dolar çekti. Fakat yatırımcı bir süre sonra yeniden geri döndü. Doğrudan yabancı yatırımlar 2008-2009 yılları arasında 27.3 milyar dolara ulaştı. Mayıs 2009'da ise bir hafta içinde ülkeye 1 milyar dolar yatırım geldi."

Herşey dış ticarete bağlı değil

Tharoor'a göre, Hindistan'ın ekonomik dalgalardan diğer ülkelere oranla daha az etkilenmesinin temel nedeni, küresel ticaret ve sermaye hareketlerine daha az bağımlı olmasından kaynaklanıyor. Hindistan'ın GSMH'si içinde dış ticaretin payı yüzde 20. Çin'de ise bu oran yüzde 40'a ulaşıyor. GSMH'nin geri kalanı ise ülkenin geniş ve sağlam iç pazarına dayanıyor. Tharoor'un Hindistan ekonomisine yönelik dikkat çekmek istediği noktalar şöyle:

. Kriz sürecinde Hindistan'ın sanayi ihracatı yüzde 30 gerilese de, hizmet ihracatı başarılı bir şekilde devam etti. Ülke dışında yaşayan Hintliler, ülkelerine sadık kaldılar; dışarıda yaşayan Hintliler 2008-2009 yıllarında ülkelerine 46.4 milyar dolar döviz girişi sağladılar. Bu paranın büyük bir bölümü körfez ülkelerinde çalışan mavi yaka Hintlilerden geldi. 

. Başarıda muhafazakar finans sisteminin rolü önemli oldu. Bankalar ve finans kurumları ABD finans kurumları yerle bir eden riskli enstrümanlara yönelmedi. Yerel sermaye oluşumu, büyümenin temel motorlarından biri oldu.

. Düşük faiz kredileri, kapsamlı kredi fırsatları ve düşük tüketim vergisi büyüme politikasını destekleyen uygulamalar oldu.

. Hindistan'da son 15 yıl içinde, geçen 45 yıla oranla daha çok kişi fakirlikten kurtuldu. Son on yıldır, her yıl yaklaşık 10 milyon kişi fakirlikten kurtuldu.

Altyapı en büyük sorunlardan birisi

Tharoor, tüm bu olumlu tabloya rağmen, Hindistan ekonomisinin önünde zorlukların da olduğunu hatırlatıyor. En önemli sorunlardan birisi, seçmenlerin tepkilerinden endişe eden koalisyon hükümetinin, reformlar konusunda çekinceli davranması. Kömür ve çelik şirketlerinden, zarar eden ulusal havayolu şirketi Air India'ya kadar geniş bir yelpazeyi kapsayan özelleştirmelerin sonuçlanmasının uzun zaman aldığını söyleyen Tharoor, yolsuzluk ve bürokrasiye yönelik şikayetlerin de devam ettiğini söylüyor. Bir diğer büyük sorun ise ülkenin acıklı durumdaki altyapısı. "Hindistan şu an için limanlar, yollar ve havaalanları gibi ülkenin 'donanım'ını sağlamlaştırmakla meşgul. Sağlık, eğitim gibi 'yazılım' kısmı ise bir gecede çözülecek sorun değil, fakat bu yönde de önemli ilerlemeler kaydediliyor" diyen Tharoor, 2010 muson rüzgarlarının beslediği Hindistan'ın, herkesi yüreklendiren bir ülke olduğunu söylüyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar