2009 değerlendirmesi ve 2010 yılına bakış

UZMAN GÖRÜŞÜ
UZMAN GÖRÜŞÜ [email protected]

Murat Berk / Yapı Kredi Yatırım

Yılın sonuna yaklaşırken ekonomi ve piyasalar açsından kısa bir 2009 değerlendirmesi yapmanın ve 2010 yılının neler getirebileceğine değinmenin faydalı olabileceğini düşündük.

2009'un başlarında piyasalar açısından iyimser bir görüş benimsememize rağmen genel beklentiler kötü bir sene olacağı şeklindeydi. Bizce içine düşülen yanılgı çok da parlak olmayan ekonomik görünümün piyasalar açısından da kötü bir sene getireceği inancıydı. Hatırlanacağı gibi 2009 yılı boyunca depresyon, çöküş ve deflasyon gibi uç senaryolardan bahsediliyordu.

2009 yılı -bizim beklediğimiz gibi- ekonomi açısından zor, fakat piyasalar açısından çok parlak bir sene oldu. Bunun en önemli nedeni ise büyük ölçüde makro verilerin kötüleşme hızında yavaşlamaya işaret etmesi ile piyasaların genelde geleceği iskonto eden mekanizmalar olmasıydı.

Son birkaç yorumumuzda değindiğimiz ekonomi ve piyasalardaki normalleşme sürecinin 2010 yılında devam etmesini bekliyoruz. Hatırlayacağınız gibi, aynı anda yükselen hisse senetleri ve ABD Doları ilişkisinin kendini tekrar gösterdiğini ve bunun aslında piyasaların da ekonomiler gibi normalleşme sürecinde olduğuna dair bir işaret olarak algılanabilineceğinden bahsetmiştik. "Riskli varlıklar" diye tabir edilen emtia ve hisse senedi piyasaları ile doların değeri arasındaki ters korelâsyonun etkisini son zamanlarda kaybediyor olması bizce dikkat çekici olmaya devam ediyor. 2010 yılında ülkelerin ekonomik performanslarındaki ve aktif sınıfları arasındaki ayrışmanın artacağı bir yıl olabileceğini düşünüyoruz.

2010 yılının ekonomi açısından daha iyi fakat bazı piyasalar açısından daha zor olması ihtimali var. Örneğin büyümede görülen toparlanmanın baz etkisinin de yardımıyla 2010 yılında çok daha güçlü olarak ortaya çıkacağını düşünüyoruz.

Bunun yanında hem fiyatların ciddi oranda yükselmiş olması hem de çoğu zaman geleceği satın alan piyasaların bu sefer 2011 ve sonrasına ilişkin olası sorunları fiyatlaşmaya başlayabilme ihtimalini göz önünde bulundurmamız gerekiyor. 2010'un ilk çeyreğinin sonlarına doğru piyasalarda daha ciddi düzeltmeler görebileceğimizi düşünüyoruz.

Bu bağlamda, şu an itibariyle piyasalarda küresel reflasyon çabaları beraberinde risk iştahının tekrar artması şeklinde çizdiğimiz konjonktürde henüz ciddi bir değişiklik olduğuna dair önemli bir ipucu olmadığını düşünmeye devam ediyoruz. Fakat gerçek şu ki riskler artıyor ve özellikle 2010'un ilk çeyreğinin sonlarına doğru piyasalarda daha ciddi düzeltmeler göreceğimizi umuyoruz.

Aktif sınıfları ve bu sınıfların kendileri arasındaki ayrışmanın artması mümkün olabilir. Bazı ülkelerin borç sürdürülebilirliğine yönelik endişelerin tekrar artması 2010'un yatırım temalarından biri haline gelebileceğini de eklemek gerekiyor. Piyasaların zaman zaman bazı ülkelerin mali sıkılaşmanın ve bunun ekonomik ve sosyal maliyetine katlanıp katlanamayacaklarını test etmesi söz konusu olabilir. Bu bağlamda ülke CDS performanslarının takibi daha fazla önem kazanabilir.

Ayrıca, son yıllarda her döngünün kendi köpüğünü (örneğin 1998-2000 arası Nasdaq, 2003-2006 arası bazı ülkelerin emlak piyasaları) yarattığı örneğinden hareketle bu döngünün köpüğü olacak mı, olursa hangi aktif olabilir sorusu ön plana çıkıyor. Tarihe ve içinde bulunduğumuz konjonktüre baktığımızda altın zaman içinde bir sonraki köpük haline gelebilir mi sorusu akla geliyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Euro nereye koşuyor? 03 Ağustos 2017