2008'de nüfusun % 16.7'si yoksul

TÜİK, 2008 yılında hane halkının gelir dağılımını ortaya koyan rakamlar yayınladı.

Genel çizgisi ile 2008 yılında hane halkının gelir dağılımında bir yıl önceye göre değişiklik olmadığı anlaşılıyor.

2008 yılı kriz belirtilerinin ortaya çıktığı bir yıl idi. Kriz etkisini 2009 yılında gösterdi. İşsizlik 2009 yılında arttı. Buna rağmen 2008 yılında da gelir dağılımında bozukluk olduğu sanılıyordu.

TÜİK, 2008 yılında hane halkı başına  kullanılabilir yıllık geliri  19.328  TL. olarak açıklamıştır. Bu aylık 1.610 TL. kullanılabilir gelir anlamına gelmektedir:

Unutulmaması gereken bu rakamların ortalama rakamlar olduğudur. Açık anlatım ile en fakir ile en zengin hane halkının ortalamasıdır.

TÜİK gelir dağılımını hesaplarken kurumsal olmayan nüfusu 2008 yılı için 69 milyon olarak kabul etmektedir.

Daha sonra bu toplam nüfusu en fakirinden en zenginine göre sıralayarak yüzde 20'şerlik 5 dilime ayırmakta, daha sonra da her bir gruba  toplam gelirden düşen payı belirlemektedir.

Türkiye genelinde en fakirlerin içinde bulunduğu yüzde 20'lik nufus grubunun toplam gelirden aldığı pay yüzde 5.8, en zenginlerin içinde bulunduğu dilimin payı yüzde 46.9'dir.

En zengin dilimdekilerin ortalama geliri en fakir dilimdekilerin 8.1 katıdır.

Nüfusun yüzde 20'lik dilimlere ayrılması ile yapılan hesaplamalar gerçek gelir uçurumunu veremiyor. Yüzde birlik dilimlere bakmak gerekiyor. Çünkü yüzde 20'lik dilimlere göre yorum yapanlar, Türkiye'de en üst gelir grubundakilerin de fakir sayılabileceğini söyler.

Ortalama gelir rakamının yüzde 50'sinin (yarısının) altında gelire sahip olanlar genelde "yoksul" sayılmaktadır.

Bu tanıma göre TÜİK belirlemelerine göre 2008 yılında 11 milyon 580 bin yoksul vardır. 2007 Yılındaki 11 milyon 163 bin rakamına göre rakamsal artış vardır.

Nüfusun yüzde 16.7'si yoksuldur. Nüfus yoksul sayısından daha hızlı arttığından yoksulluk oranı az da olsa gerilemektedir.

Ortalama gelirin yüzde 40'ını elde edebilenlerin sayısı ise 7 milyon 21 bin olarak belirlenmiştir.

Bu bilgileri değerlendirirken yoksulluk ve açlığın farklı tanımları olduğunu unutmamak gerekir. Yoksulluk göreceli bir tanımdır. Açlık sınırı ise yaşamsal bir riski ortaya koymaktadır.