2000’den bu yana Fed-BOJ faizleri ve carry trade

Çağlar KİMENÇE
Çağlar KİMENÇE PİYASA PERSPEKTİFİ [email protected]

Carry trade; maliyeti ucuz, faizi düşük para birimini borç alıp, getirisi yüksek para bi­rimlerine veya finansal araçlara yatırım yap­mak olarak tanımlanabilir. Pozisyon açarken ilk aşamada, faiz farkının lehte olması ise en kritik unsurdur.

Pozisyon açılması ve açılan pozisyonun sürmesi için diğer bir şart piya­salardaki istikrardır. Eğer açılan pozisyonun başına bir zeval gelirse, pozisyon daha erken­den zaruri olarak kapatılmak durumunda ka­lınabilir.

Teknoloji balonu

2000 yılı, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) fa­iz indirimi ile başlıyor. Yılın ilk yarısında baş­layan teknoloji balonu (Dot-com) krizine isti­naden Fed yaklaşık 3 yıl sürecek faiz indirme dönemine giriyor. Paralelinde ise Japon Mer­kez Bankası faizi yüzde 0,1 civarında yatay tu­tuyor. Bu dönemde hisse senedi değil, tahvil yatırımları kazanç yaratıyor.

2004 ortasında ise Fed, bu kez faiz artış döngüsüne giriyor. İki yıl sonra 2006 ortasında politika faizi yüzde 5,25 platosuna erişiyor. Bu iki yıllık yükseliş süresinde Japonya Merkez Bankası (BOJ), fai­zi yüzde 0 seviyesinde tutuyor ve sakin tavrını yine koruyor. Bu dönemde ise hisse yatırımcı­sı kazanç sağlıyor. Fed’in platosu yaklaşık 1,5 yıl sürüyor, BOJ bu sırada faizi yüzde 0’dan 0,50 seviyesine yükseltiyor.

Pandemi dönemi

2007 sonbaharında Fed bu kez faizi indir­meye başlıyor. 2008 sonu geldiğinde faizi yüz­de 0,25 seviyesine düşmüş oluyor. Amerika’da bir yandan konut kredisi krizi yaşanırken bir yandan da Fed’in faizde dip seviyeye gevşediği sıralarda, BOJ’un faiz seviyesi yüzde 0,10 se­viyesine iniyor ve yine sakin tavrın korunması sürpriz olmuyor.

2008 sonrası 2015’e kadar merkez bankaları krizin yaralarını sarmaya çalışıyor. Bu neden­le, 2015 sonuna kadar faize dokunmuyorlar. 2015’te Fed tekrar faiz artışı döngüsüne giri­yor.

Faiz oranı, 2019 başında yüzde 2,50 sevi­yesine ulaşıyor ve platoya oturuyor. Pandemi­nin başlaması nedeniyle, plato kısa sürüyor. 2015 yılı sonunda Fed faiz artış döngüsüne gi­rerken, BOJ ise faiz indiriyor. Eksi yüzde 0,10 yeni seviye olarak tayin ediliyor ve pandemi­de de bu seviyede kalıyor. Hisse senedi yatı­rımcısı için 2009 başlarından itibaren yıllar sürecek kazanç dönemi böylece başlıyor. En­deksler pandemiye kadar büyük düzeltme ya­şamadan yükseliyor.

Pandeminin olumsuz et­kilerini bertaraf etmek için Fed paranın mali­yetini aşağı çekmekle kalmıyor, aynı zamanda piyasaya para da veriyor. Böylece, bilançosu misli ile büyüyor. Bir yandan insanlar tüke­time teşvik edilirken bir yandan da arz prob­lemleri aşılmaya çalışılıyor. Pandemi tehdidi ile ilk etapta hisseler düşüyor, tahvil yatırım­cısı ise para kazanıyor. Sonra ibre tekrar hisse yatırımcısına dönüyor.

2022 yılı başlarken enflasyon tehlikesi orta­ya çıkıyor. Fed ilk başta “geçici” diyerek pro­aktif olmuyor ancak bu yaklaşımının hata ol­duğunu uzun süre sonra itiraf ediyor. Politika faizi 16 ayda yüzde 0,25’ten şimdiki seviyesi olan yüzde 5,50’ye yükseliyor ve platoya otu­ruyor. BOJ ise pandemi döneminde eksi olan faizine dokunmuyor. Öte yandan piyasalar, pandemi sonrası oluşan ortamda hisse iş­tahını koruyor. Fed’in enflasyon nedeniyle şahinleşmesi ve Rusya-Ukrayna arasında ya­şanan gerilimler vb. ile iştah biraz düzeltme yaşasa da kazançlar, büyük oranda korunuyor ve bugünlere geliyoruz.

Carry trade darbe aldı ama bitmez

Yukarıdaki tespitler esasında; ABD halkı ile Japon halkı arasındaki farkı ve ABD ekonomi­sinin dinamikleri ile Japonya ekonomisinin dinamikleri arasındaki farkı net olarak orta­ya koyuyor. Bu farklar bir üst paragrafta özet­lediğim BOJ-Fed faiz politikası oynaklık farkı olarak vücut buluyor. BOJ faizi hep düşük ka­lıyor. Her halükarda Yen carry trade’e baz ol­maya değişen iştah seviyelerinde devam edi­yor.

BOJ, bu yılın ilk çeyreği sonunda ekono­mik canlılığı daha üst seviyeye taşımak için harekete geçti ve politika faizini negatif bölge­den çıkardı. Bununla birlikte, ülkede çalışan­lara yüksek maaş zammı yapıldı ancak yüksek zamları gören Japon halkının harcamalarını artırmadığını görüyoruz. Çünkü ülkede tasar­ruf kültürü yıllardır hüküm sürüyor ve üstelik ülkenin yaş ortalaması da oldukça yüksek. Ja­ponya biraz daha canlı ekonomik aktivite, po­zitif politika faizi gibi yeni bir denge noktasına gitmek istiyor olabilir.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Korku, endişe, panik 07 Ağustos 2024
Hizmet enflasyonu sorunu 26 Haziran 2024