20 yıldır revize edemediğimiz Gümrük Birliği anlaşması…

Hilmi DEVELİ
Hilmi DEVELİ EKONOMİDE SATIR ARASI [email protected]

Gümrük Birliği anlaşması 20 yaşında... Artı ve eksilerin  tartışması yıllardır  hep gündemde.. 

Ogünlerden - bugüne  GB Sözleşmesi hala tartışılır konumda. Keza, bu kadar yılda iyileştirme amaçlı  girişimlerden sonuç alınamadı. Türkiye Gümrük Birliği'ni AB’ye tam üye olmadan imzalayan tek ülke.
Ve bunun dezavantajını yaşıyor.

Bu anlaşma ile  ülkemiz ekonomisine, sanayisine, insanına ne getirdi ne götürdü sorusuna son  gelişmeleri de katarak cevap aramakta yarar var..

GB'nin ekonomimize getirdiğini- götürdüğünü  özetleyen verilere bakarsak; Türkiye, 20 yıl önce Avrupa Birliği ülkelerine sadece 12.2 milyar dolar ihracat yaparken bugün rakam 68.5 milyar dolar. 
Avrupa Birliği ülkeleri de 20 yıl önce bize 18 milyar dolarlık mal satışlarını 88.7 milyar dolara çıkardılar.
Karşılaşılan sıkıntılardan söz edecek olursak; GB anlaşmasıyla mallara  serbest  dolaşım  sağlanırken onları üreten yada satanlar  hala vize ye tabi tutulmaktadır...

AB’nin üçüncü ülkelerle yaptığı serbest ticaret anlaşmalarına taraf olamadık. 
Üçüncü ülkelerin malları Türkiye’ye serbest girdi ancak Türkiye o ülkelerde korumalarla karşılaştı.
Sadece sanayi ürünlerini kapsadığı için tarım ve hizmet ihracatında kayıplar yaşandı.

Bu değerlendirmeden sonra AB'nin üçüncü ülkelerle yaptığı Serbest Ticaret Anlaşmalarının giderek arttığı bir süreçte Gümrük Birliği anlaşmasının revize edilmesi Türkiye açısından zorunluluk haline gelmiştir. 

Örneğin, AB gümrük alanı 28 üye devlet ve Türkiye’den oluşmasına rağmen, AB üçüncü ülkeler ile serbest ticaret anlaşmaları müzakere ederken Türkiye’nin görüşlerini dikkate almamaktadır.

AB ortak müzakere pozisyonu belirlenirken, Bakanlar Konseyi’nde bizim Bakanımızın da bulunması, müzakerelerin Türkiye ve üçüncü ülke ile paralel olarak yürütülmesi ve anlaşmaların AB ve Türkiye için eş zamanlı olarak yürürlüğe girmesi gerekir.

Şöyle ki serbest ticaret anlaşması yapan ülkeler Türkiye'ye mal satarken gümrük vergisinden muaf oluyor. Ancak Türkiye bu ülkelere mal satarken normal ihracat işlemine tabi oluyor ve ağır vergi yükleriyle karşı karşıya kalıyor. Serbest ticaret anlaşmaları sorununun çözümü ülkemiz ekonomisi açısından büyük önem taşımaktadır.
Aksi takdirde AB ile serbest ticaret anlaşması imzalayan ülkeler Türkiye ile de bu anlaşmayı imzalamakta isteksiz olmakta, gümrük birliği yoluyla Türkiye’ye mallarını düşük gümrük tarifeleri üzerinden satabilirken, Türkiye aynı avantaja sahip olamamaktadır.

Bir başka örnek de AB, ABD ile dünyanın en büyük ticari ortaklığına imza atmak için görüşmeler sürdürüyor. Bunun yanı sıra AB Meksika, Güney Kore, Hindistan, Brezilya gibi Türkiye’ye rakip ülkelerle de serbest ticaret anlaşmalarına imza atıyor. Türkiye hiçbirine taraf olamıyor.  Çünkü Gümrük Birliği anlaşması buna engel. 
Türkiye AB’nin üçüncü ülkelerle serbest ticaret anlaşması yaptığında otomatikman o ülkeye de ayrıcalıklar uyguluyor. Ancak üçüncü ülkenin AB’ye sağladığı avantajlardan yararlanamıyor. 

ABD-ABD anlaşmasında Türkiye’nin her yıl 20 milyar dolar zarar edeceği beklentisi de bu yüzden. 
Türkiye’nin kaygılarını özetleyecek olursak:

Kaygılardan biri, Türkiye’nin masada olmadığı  AB mevzuatını kabul etmek zorunda olmasıdır. Türkiye bazen Ortak Pazar kurallarında yapılan bir değişiklikten ancak uzun bir zaman geçtikten sonra bilgilendirilebilmektedir. Gümrük Birliği’nin daha sorunsuz bir şekilde işleyebilmesi için daha iyi bilgi paylaşımı ve istişare mekanizmaları kritik önem taşıyor. 

Türkiye’de büyük ilgi çeken ikinci bir kaygı, Türkiye’nin, AB’nin karşılıklı piyasa erişimini garanti altına alan hükümler içermeyen Serbest Ticaret Anlaşması imzaladığı ülkelere pazarlarını açmak zorunda olmasıdır. Türkiye taşımacılık ve turizm gibi geleneksel hizmet faaliyetlerinde önemli bir ticaret ülkesidir. Türkiye Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığından (TTIP) dışlanma olasılığı konusunda özellikle bu alanlarda endişelidir.
Bu Atlantik bölgesi ile olan ticaretteki artışın kazanımlarının en büyük olacağı alandır. 

Ayrıca  tekstil ve hazır giyim gibi sektörlerde AB ile ABD arasında bazı tarife tavanları halen mevcut olduğu için, Türkiye tercih erozyonundan zarar görebilir.

Gümrük Birliği’nin, 20 yıldır aksayan hususları, AB’nin 3.ülkelerle yaptığı  STA anlaşmaları ile  ticareti ve tarım ürünlerini de   kapsayacak şekilde genişletilerek ivedilikle  revize edilmesi artık  zorunluluk haline gelmiştir…
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar