2. Trump dönemine başlarken
ABD başkanlık seçimini Donald Trump kazanınca piyasalar ilk olarak, Trump fiyatlaması yaptı. Ardından Trump’ın Kongre’yi de kazanması ile sınırlı ikincil fiyatlamayı da gördük. Piyasalar, bugünlerde ise Trump’ın alacağı aksiyonları bekliyor. Bu sırada, seçilmiş ABD Başkanı Donald Trump ise kabinesini kurmakla meşgul. Kabine kurulduktan sonra yeni döneme dair kendisinden ve ekibinden daha net mesajlar alabiliriz. Bu durumda piyasaların hareketlenmesi kaçınılmaz olabilir.
ABD’nin 47. Başkanı Donald Trump, 20 Ocak 2025 tarihinde göreve başlayacak. Yaklaşık 60 günlük bir süre var. Geçiş dönemi olarak tanımlayabileceğimiz bu süreçte, bir yandan mevcut Başkan Biden diğer yandan seçilmiş Başkan Trump, kararları ve açıklamaları ile piyasaları etkileyebilirler. Biden’ın daha çok dış siyaset açısından, Trump’ın ise siyasi konuların dışında ekonomik açıdan da parametre niteliğinde olduğunu söyleyebiliriz.
Ukrayna’daki çatışma-savaş hali başlayalı bin gün, Filistin’deki çatışma-savaş hali başlayalı 400 gün geride kaldı. Çatışma alanlarına yakın coğrafyalar ise savaşın tüm ekonomik olumsuz etkilerini yaşadı ve hala yaşamaya devam ediyor. Örneğin Avrupa ve Orta Doğu. Trump, mevcut çatışmaların kısa sürede sonlanmasını sağlayacağını ifade ediyor.
Eğer ABD’nin devlet bakışı ve stratejik bakışı güncel halin devamından yana ise o vakit sulh sağlanması Trump’ın düşündüğü kadar kısa ve kolay olmayabilir. Örneğin; Trump’ın 1. döneminde Çin’e karşı uygulamaya aldığı, gümrük duvarlarını yükseltme ve Çin’in teknolojiye erişimiyle teknoloji pazarında büyümesini engellemeye yönelik yaklaşımını Biden yönetimi de sürdürdü. Eğer Trump sulh sağlamada hızlıca başarılı olursa, ilk başta çatışmaya komşu coğrafyalar olmak üzere global düzeyde de jeopolitik tansiyonun düşmesi mümkün olabilir. Trump’ın yönetim anlayışı, ABD’yi öncelikleme üzerine kurulu.
Trump kendi döneminde ekonomik kaynakların ABD lehine kullanımını amaçlıyor. Hem üretim kaynaklarını içeri çekme hem de global çaptaki ABD askeri yaklaşımın değişmesi şeklinde bir çerçeve çiziyor. Bahsi geçen vaatlerinin pratiğe dönüşmesi, ABD’nin içine kapanması olarak da okunabilir. ABD’nin sürdürülmesi iyice zor hale gelen bütçe ve bütçe açığı gibi başlıklarının normalleşmesine faydalı olabilir ancak global için ve özellikle kendine yetmeyen ekonomiler için kolay bir süreç olmayabilir.
Piyasalar
2016’daki seçim sonrası süreç gibi 2024 seçimi sonrasında da dünya farklı bir döneme giriyor. Siyasi ve ekonomik açıdan nasıl bir dinamik-konjonktür olacak sorusu kıymetli. Kıymetli olduğu kadar da kestirim yapması oldukça güç. Kıymet biraz da bu zorluktan kaynaklanıyor. 2028 seçimine kadar olan sürede; bireyler, şirketler, devletler, paktlar-birlikler; 2. Trump dönemini deneyimleyecek. Piyasalar, bu çerçeveyi fiyatlayacak.
Öngörü yapmak
Piyasalar genelde önceki tecrübeleri baz alarak ilerliyor. Geçmişteki haberleri, olayları, krizleri ve bunlara göre alınan kararları referans alıyor. Buradan hareketle, öngörüler için 1. Trump dönemi referans alınıyor ama dünya aynı dünya değil. Trump, 1. döneminden tanıdık gelen içerikle tekrar karşımızda. Kaldı ki Trump da aynı Trump değil. Daha tecrübeli ve Kongre’yi de aldığı için daha güçlü.
Ekonomik ve siyasi konularda Trump’la temas edecek olanlar, Trump’ın ne oranda değiştiğini tecrübe edecekler. Piyasalar ve yatırımcılar da aynı şekilde bu deneyimi yaşayacak. Uzunca bir süredir makro verileri hem yatırımcılar hem merkez bankaları rehber olarak alıyorlar ancak bugünlerden başlamak üzere, daha çok Trump etkisi altında olunacağı kanaatindeyiz.
Zira Trump’ın ekonomik-siyasi denge noktalarını yeniden oluşturabileceğini düşünüyoruz. O yüzden özellikle Trump politikalarının henüz tam ortaya çıkmadığı bugünlerde, sürprizlere açık ve daha volatil olunabilir. Öngörü ufkunun kısaldığı günlerde ise uzun vadeli bağlayıcı tavır içinde olmamak ve portföyün çoğu ile risk almamanın yerinde olabileceğini düşünüyoruz.