19 Ocak’ı bekliyoruz
Cenevre’de sadece yabancı firma yetkilileri yoktu. Türk otomotiv sanayinin hemen hemen tüm yöneticileri de fuarı ziyaret etmek amacıyla İsviçre’ye gelmişlerdi. Böyle bir ortam sektöre yönelik kulisler için bulunmaz fırsat oluşturuyordu. Kriz ortamında Avrupa’daki örneklere bakıldığında, sektöre destek vermeyen İngiltere ve İspanya’da(nakit yerine kredi desteği pek işe yaramadı) ise satışlardaki erozyon devam etiği, diğer ülkelerde ise pazarın hareketlendiği görülüyordu.
Bizde herhangi bir destek gelmeyince, hem satışlar hem de üretim azalmış, bunların da istihdama yansımalara negatif yönde olmuştu. Bu durumu değerlendirmelerini istediğimiz sektör temsilcilerinde, beklentilerin artık negatife döndüğü, umutların ise tamamen tükendiği izlenimini edindim. Sektörün tanınmış simalarından bir tanesi, Ankara’da ekim ayından bu yana sürdürdükleri temaslar sonucunda, kendilerine “19 Ocak’ı bekleyin. Destek gelecek” cevabının verildiğini, ancak neredeyse 19 Mart olmasına rağmen hiçbir yardım alamadıklarından şikayet etti.
Gerçekten de 5 Ocak tarihli sayfamızda ben de yaptığım görüşmelerde aktarılanları kağıda dökmüş, “Önümüzdeki hafta içinde destek kesinleşecek” diye yazmıştım. Aynı dönemde Sanayi ve Ticaret Bakanı Zafer Çağlayan da otomotiv sektörüne yönelik planın tamamlandığını, detayların ise kısa bir süre sonra açıklanacağına yönelik demeçler vermişti. Bana 19 Ocak tarihini söyleyen kişiye kendi yazımı ve Bakan Çağlayan’ın demeçlerini hatırtlatınca şu manidar cevabı aldım: “Benim bir ümidim kalmadı. Söylediğin gibi bize 19 Ocak tarihini verdiler. 19 Şubat geçti, 19 Mart geliyor. Galiba 19 Ocak 2010’u kastettiler biz yanlış anladık.”
Sektörel derneklerde de farklı görevlerde bulunan bir başka yönetici ise vergide gerçekleştirilecek bir indirimin, kümülatif vergi gelirlerinde artış yarattığına dair somut verileri Ankara’da başta bakanlar olmak üzere tüm yetkililere, aktardıklarının altını çizerek, şunları söyledi: “Rakamlar ortada. Ama tüm bunlara rağmen verilen hiçbir söz tutulmadı. Artık anlamamız ve alışmamız gereken acı bir gerçek var. O da, Türkiye’nin birinci ihracatçı sektörünün, 1.5 milyon kişiye iş yaratan sektörün hükümetin önceliğinde olmaması. Otomotiv, kesinlikle hükümetin öncelikli gördüğü bir sektör değil.”
Konuyu yabancı gözüyle değerlendirenlerin isimlerin görüşleri de Türk meslektaşları ile benzerlik gösteriyor. Ülkemizde çalışan yabancı bir genel müdür, hiçbir şey yapılmamasını anlamsız bularak, şu yorumu yaptı: “Kendi şebekemden örnek vermek gerekirse. Sadece biz 5 bin kişiye yakın kişiye iş imkanı sağlıyoruz. 50’ye yakın marka var. Bu insanların geleceğine dair hiçbir önlem alınmaması anlamakta güçlük çekiyorum.”
Sonuç olarak gelinen noktada, sektör bir zamanlar kendisine verilen 19 Ocak sözünün arkasında durulmasın bekliyor. Ama artık çok da fazla umudu yok.