16 – 22 Eylül’de trafik yok

Edip Emil ÖYMEN
Edip Emil ÖYMEN YENİLEŞİM [email protected]

Uluslararası Sürdürülebilirlik Çözümleri (ISS) adlı STK’nın bir posteri geçen hafta Tumblr’dan Facebook’a, Twitter’a dolaşıp durdu. Posterde, bir caddenin dört farklı fotoğrafı var. Birinci karede 177 otomobil, caddenin 5 şeridini doldurmuş. İkinci karede otomobiller yok: Sadece otomobillerin yolcuları, o otomobilin kapladığı yere göre caddede yerde oturuyor. Üçüncü karede, eğer caddede bir tramvay olsaydı, bu yolcular nasıl sadece tek bir şeritte seyahat edecekti onu görüyoruz. Dördüncü karede ise, bu yolcular aynı yolda bisikletle gitseler, nasıl yine tek şeridi işgal edeceklerdi, onu görüyoruz.

Bu poster, bilgi toplumu niteliği kazanmış ülkelerde bile şehir içi ulaşımın henüz çözülemediğinin kanıtı. Elbette bu konuda yenilikçi ve sürdürülebilir adımlar atmış şehirler var (Amsterdam, İskandinav şehirleri ilk akla geliverenler). Ama metrolarına, otobüslerine, vapurlarına rağmen başka büyük şehirlerde bu iş, hâlâ bir sorun. 

Ölçmezsen bilemezsin, bilmezsen yönetemezsin ilkesi uyarınca AB, şu hesabı dünyanın gözüne sokuyor: “Motorlu bir araç yerine bisikletle kat edilen her kilometre, AB ekonomisine 0.97 euro tasarruf sağlamaktadır. Örneğin Amsterdam’da her gün bisikletle kat edilen 2 milyon kilometre, yılda 700 milyon euro tasarruf sağlamaktadır. Danimarka’da kişi başına bisikletle ulaşım mesafesi yılda ortalama 965 kilometredir. Eğer bu düzeyi bütün AB ülkeleri tutturabilse, AB’nin ulaşımdan kaynaklanan karbon salımı %25 daha az olurdu.” (Eurocities tarafından yayınlanan “Thematic Guidelines,” s.6).

Amsterdam elbette “çok özel” bir örnek: Merkezinde 800 bin kişinin yaşadığı bu küçük kentte bisiklet sayısı 2013’te 880 bini aşıyordu: Şehirdeki otomobil sayısının 4 katı... Ama bu “durum” kendiliğinden oluşmadı. Bundan 50 yıl önce de Amsterdam’da bisiklet kültürü yine vardı, ama şehrin dar sokaklarını araçlarla paylaşıyorlardı. Şehir içi ulaşımına daha akılcı çözümler üretmek amacıyla Üniversite bünyesinde Kentsel Bisiklet Enstitüsü (Urban Cycling Institute) kuruldu. Yerel yönetim, akademi, kamu elele vererek Amsterdam’ı bir bisiklet cennetine çevirdiler. 

Orası kadar cennet başka yerler de var: Örneğin Kopenhag merkezde 550 bin nüfusa 650 bin bisiklet düşüyor. Ama şehre çalışmaya her gün 100 bin kişi bisikletle geliyor. Günde, bisikletle 1.3 milyon km yol kat ediliyor. Halen şehirde 397 km bisiklet yolu var. Sadece bisiklet için otoyol bile yapıldı. 2005’ten bu yana sırf bu alt yapıya 152.2 milyon dolar yatırıldı.

Şimdi, otomobille gidilen her kilometre, ekonomide 0.86 USD net kayıp yaratırken, bisikletle gidilen her kilometre 0.25 dolar net kazanç (tasarruf) sağlıyor. Hiç bir tasarruf, kendiliğinden olmuyor. Siyasi irade gerekli. 

Böyle bir siyasi iradeyi bütün AB ülkelerinin göstermesi amacıyla AB Komisyonu, şehir içi ulaşım sorununa alternatif seçeneklerin pekala uygulanabileceğini anlatmak amacıyla her yıl eylülün ikinci haftasını “Hareketlilik Haftası” ilan ediyor. Hareketlilik=mobility, bir yerden bir yere ulaşım anlamına. 

Avrupa’da bu yıl 711 şehir, 16-22 Eylül arasındaki bu etkinliğe katılacağını açıkladı. Türkiye’yi bir tek İzmir, ilk kez geçen yıl temsil etti. Önemli bir caddesini (Plevne Bulvarı) trafiğe kapatarak Avrupa listesine girdi. Bu yıl da 16 Eylül günü aynı caddede “İzmir Otomobilsiz Kent Günü” yapacağını duyurdu. Avrupa’da ise en minik şehir devletlerinden Andorra’dan, 198 adresini kapatacak olan Avusturya’ya, Atina’dan Selanik’e, Sırbistan’a, Rusya’ya kadar bir liste bu... Hatta, konuya Avrupa duyarlılığıyla yaklaşan Güney Kore’den iki şehir de o gün trafiği yasaklayacak. 
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hollywood’a yapay zekâ 02 Ağustos 2019