15 yıl sonra Karaman
15 yıl önce babadan kalma elma üretimi ve gerice yörelere satılabilecek üretim yapısıyla tanıdığım Karaman'da geçen hafta katıldığım Garanti sohbetinde onların hem bu iki üretim alanında katma değeri daha yüksek, ihracatı yüksek bir model arayışı içinde olduklarını gördüm. Ayrıca, Karaman'ın enerjide yeni kömür kaynağı ve güneş tarlalarıyla enerji merkezi olma hazırlığında olduğuna tanık oldum.
Garanti Anadolu Sohbetleri'nin 84'üncüsünü geçen Perşembe günü Karaman'da gerçekleştirdik. O toplantıya giderken [aklıma] 15 yıl önce Karamanlı bisküicilerden aldığımız çağrı üzerine yaptığımız toplantı üç yıl sonra aldığımız ikinci çağrı geldi.
Bisküiciler bizi ilk çağırdıklarında onların üretimleri ve pazarları üzerine çalışma yapıp Rüştü Bozkurt ve Kenan Mortan'la birlikte onları da dinledikten sonra. “Siz bu düşük kaliteli üretimle yapısıyla Irak ve Türk Cumhuriyetine belki bir süre daha mal gönderebilirsiniz ama aranızdaki bu fiyata dayalı rekabet yakın zamanda birçoğunuzu batırır” yorumunu yapmış ve Karamanlıları çok kızdırmıştık. Elmacılıkta da mutlaka yeni cinsler ve bodur yarı bodur modellere geçmelerini önermiştik. Elmacılar da bize kızmışlardı.
Aradan geçen üç yıl sonra çağırdıklarında, “Bize kızmıştınız. Niye tekrar çağırıyorsunuz?” demekten kendimi alamayınca, “Dediğiniz gibi bisküicilerin bir bölümü battı. Şimdi gelin kalanların ne yapması gerektiğini konuşalım” cevabını verdiler. Gittiğimizde bazı firmaların daha kaliteli ürünle iç pazarda yer edinirken, büyük üreticilere fason üretim yaptıklarına tanık olmuştuk.
Garanti Karaman Sohbeti'nde Türkiye Gıda İşverenleri Başkanı Necdet Buzbaş, Karaman'ı Türkçenin ve bisküinin başkenti olarak niteledi. Yeni dönemde bisküicilerin üretim yaparlarken demografik yapıyla birlikte ele almaları gerektiğini yeni yaklaşımın bu olması gerektiğini belirterek bebekler ve yaşlılara özel üretim ile yaratılabilecek farklılığı ortaya koydu. Genç nüfusu azalmakta olmasının öneminin de altını çizdi. Böylece bisküicileri yeni dönemde değişen demografik yapıyı dikkate alarak sağlıklı ürünler üretmelerini önerdi.
MEYED eski Başkanı Alaaddin Güç, dünya meyve üretiminin 600 milyon ton Türkiye üretiminin de 18 bin ton olduğu bilgisini verdi. Türkiye'de meyve suyu üretiminin sofralık meyvelerden yapıldığını, bu alandaki gelişim için geniş alanlarda önemli üretim büyüklüğüne ulaşan meyve suyuna uygun cinsler için plantasyonlar kurulmasını Karaman'ın avantajları olduğunu, ancak kamu arazilerinin 10 yıllığına kiralanabiliyor olmasının dezavantaj yarattığını, bu gelişme için 49 yıllık kiralamalara ihtiyaç olduğunu belirtti.
Alara yöneticisi Yavuz Taner de Türkiye'nin 18 bin ton meyve üretiminin ancak yüzde 2-3'ünü ihraç edebildiğini, “Ulusal ve uluslararası pazarda çeşitlilik konusunda çok yoğun talep olduğunu” belirtti. Bunun için bodur ve yarı bodur pazarın istediği üretimle ihracatın çok artabileceğinin altını çizdi.
Karamanlılar kendilerine bisküi ve meyvecilik konusunda sunulan yeni modellere nasıl geçileceği konusunda konuşmacılara sorular yönelterek konunun açılmasını sağladılar.
Karaman TSO başkanı Mustafa Tokyay ve Karaman Valisi Murat Koca da hem bu konularda görüş bildirdiler. Hem de enerji konusunda yeni bulunan kömür kaynakları ve güneş enerjisi tarlalarıyla enerjide de kentlerinin önemli imkânlara sahip olduklarını belirtiler.
Karaman'da 15 yıldan bu yana çok önemli değişim olduğu ve çok daha katma değeri yüksek ürünler üretilirken enerjide de yeni ve önemli imkânın hayata geçeceğine bu sohbet sırasında tanık oldum.
Yazara Ait Diğer Yazılar
Tüm Yazılar