100 yıllık şirket olmak için hayata odaklanmak gerek
TAİDER’e göre aile şirketleri ülkemizde toplam kayıtlı şirketlerin yaklaşık yüzde 95’ini oluşturuyor; ekonominin yüzde 75’ini, istihdamın ise yüzde 80’ini gerçekleştiriyor.
Fakat ne yazık ki, aile şirketlerinin ortalama ömrü 25 yıl. Bu şirketlerin yüzde 70’i çocuklarına işi devredemeden kapanmak zorunda kalıyor.
Global Family Business Consultants verilerine göre aile şirketlerinin uzun süreli olamamasının en önemli nedeni yüzde 71 ile aile içi iletişim sorunu. Aile şirketlerine koçluk hizmeti veren Humanplus Kurucu Genel Müdürü Filiz Cüreklibatır, aile şirketleri koçluğu ile şirketlerdeki iletişim kaynaklı sorunları aileye özel yaklaşım ve güçlü işbirliği ile ortadan kaldırmayı hedefl ediklerini söylüyor ve “100 yılı devirecek güçlü şirket oluşumlarına destek vermeyi ve milli servete katkı sağlamayı misyon edindik” diyor.
Türkiye’de 100 aile şirketinin sadece 3’ünün 3. nesile kaldığını ifade eden Cüreklibatır, aile şirketlerinin çoğunlukla iletişim kaynaklı nedenlere bağlı olarak, şirket değerini bir sonraki kuşağa aktarma konusunda etkisiz kaldıklarını söylüyor. Aslında benzer bir tablo Avrupa ve ABD için de geçerli.
Japon şirketleri ise, sürdürülebilirlik açısından önemli bir fark yaratıyor. Cüreklibatır, “Ülkemizde 100 yıllık şirket sayısı zar zor 70 seviyelerinde iken, ‘şirket aileye değil, aile şirkete hizmet etmeli’ düşüncesindeki Japon iş dünyasında bu sayı 50 binden fazla” bilgisini veriyor. Peki Japon şirketlerinin başarı faktörleri neler? Cüreklibatır’ın verdiği bilgilere göre, Japon şirketlerinin 5 temel özelliği var:
1. Güçlü bir felsefe ve değerler üzerine inşa edilmiş olmak
2. Ekonomiye değil hayata odaklanmak. Yani kısa vadede değil uzun vadede kalıcı olmayı hedefl emek. 3. Çalışanların ailenin en değerli üyesi olarak kabul edilmesi.
4. Şirketin aileye değil, ailenin şirkete hizmet etmesi.
5. İşbirliği, dış destek ve inovasyon.
Bu kapsamda, “biz neyi eksik yapıyoruz da, ortalama 20-25 yıl sonra aile şirketleri yok oluyor?” sorusuna Cüreklibatır’ın verdiği cevap şöyle: “Aile içi iletişim kanallarının kapalı olması, çoğunlukla anlık tepkisel kararlarla işlerin yürütülmesi, gelişmelere içeriden gözüktüğü kadarıyla bakılması ve yönetim ve iş tecrübesine bakılmadan atama yapılması.”
Bu süreçte, aile şirketleri koçluğu şirketin devamlılığını sağlamak ve geleceği şekillendirmek için gerekli olan “ortak niyet”, “ortak akıl” ve “ortak dilin” oluşmasını sağlıyor. Cüreklibatır’ın dediği gibi, “Ancak, ortak değerlere dayalı bir iş yapma anlayışı ve sağlam, gerçekçi, uygulanabilir ticari adımların atılması ile 100 yılı aşan şirketlerden biri olmak münkün olacak. Bu da milli servetin ve istihdam gücünün korunmasına hizmet edecek.”