100 yıl sonra gene savaş tehdidi mi?

Osman ULAGAY
Osman ULAGAY DÜNYA GÖZÜ

Tam 100 yıl önce sona eren 1.Dünya Savaşı 16 milyondan fazla insanın hayatını kaybetmesine ve dört imparatorluğun çökmesine yol açmakla kalmadı, Rusya’da komünist, Almanya ve İtalya’da faşist rejimlerin kurulmasına ve sonunda birincisinden da kanlı bir savaşın, 2.Dünya Savaşı’nın patlamasına neden oldu. ABD’nin Atlantik ötesindeki bu savaşlara katılarak belirleyici rol oynaması da savaş sonrasında dünyaya yön veren güç haline gelmesini sağladı.

Şimdi küreselleşmenin ve teknolojinin dönüştürdüğü, bambaşka bir dünyada yaşıyoruz ama dünyanın bir kez daha büyük bir savaş tehdidiyle karşı karşıya bulunduğunu düşünenler hiç de az değil. 1.Dünya Savaşı’nın sona ermesinin 100.yıldönümü nedeniyle Fransa’nın başkenti Paris’te düzenlenen törene katılan 60’ın üzerinde devlet başkanına hitap eden Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron da bunlardan biri. Macron törende yaptığı konuşmaya şu önemli soruyla başladı: “Bugün burada çektireceğimiz grup fotoğrafı acaba kalıcı bir barışın sembolü mü olacak? Yoksa dünyanın büyük bir kargaşaya sürüklenmesinden hemen önce çekilmiş olan, son birlik ve beraberlik fotoğrafı mı? Bu sorunun cevabını bizler vereceğiz.”

100 yıl önce yaşanan korkunç savaşı tetikleyen “şeytani güçlerin” bugün tekrar ortaya çıkarak kırılgan barışı tehdit ettiğini söyleyen Macron konuşmasında, “yükselen popülizmi” ve “bencil milliyetçiliği” savunanları sert bir dille suçlarken onu dinleyenler arasında ABD Başkanı Trump ve Rusya Devlet Başkanı Putin de vardı. Her ikisi de törene son anda katılmış ve birbirlerinin sırtını sıvazladıktan sonra Macron’un çok önem verdiği Paris Barış Forumu’na katılmadan Paris’ten ayrılmıştı. Popülizmin ve bencil milliyetçiliğin yükseldiği ortamda ülkelerini dünyaya kafa tutan ‘tek adam’ rejimleriyle yönetmek isteyen liderlerin Macron’un uluslararası işbirliği ve dayanışmayı vurgulayan konuşmasından fazla hoşlanmamış olması hiç de şaşırtıcı değildi.

Paris Barış Forumu

Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un geçen yıl başlattığı bir girişimin sonucu olan Paris Barış Forumu, dünyanın iyi yönetilmediği ve küresel düzenden söz etmenin olanaksız hale geldiği bir ortamda, bu eksikliğin doğurduğu küresel tehditleri aşmak için gerekli olan uluslararası işbirliğini sağlamayı amaçlıyor. Forum’un temel hedeflerinden biri de bugünün dünyasının ihtiyaçlarına cevap verebilecek yeni küresel kuralların oluşturulmasına ve uygulanmasına katkıda bulunmak.

Her hangi bir devletin kontrolünde olmayan ve sivil toplum kuruluşları, özel vakıflar ve şirketlerce desteklenen Paris Barış Forumu, başta Birleşmiş Milletler olmak üzere, mevcut uluslararası kuruluşların daha etkili çalışmasını sağlamak ve günümüzün dünyasında oluşmuş olan yönetişim açığını kapatmak için yeni projeler üretilmesini hedefliyor. Forum’un üç gündür süren bu yılki toplantısına 1000’e yakın proje arasından seçilmiş 119 proje sunuldu. Seçici kurul tarafından desteklenmeye değer bulunan projeler toplantı sonunda açıklanacak ve desteklenecek. Paris Barış Forumu’na destek sağlayan şirketler arasında başta Microsoft olmak üzere birçok tanınmış şirket bulunuyor.

Küresel yönetim boşluğu

Soğuk Savaş sonrasında ivme kazanan küreselleşme süreci ve dijital devrim dünyada büyük bir dönüşüme yol açtı. Küresel şirketlerin ulusal sınırları aşarak kurduğu arz zincirleri Çin ve Hindistan başta olmak üzere pek çok ülkede benzeri görülmemiş bir sanayileşme atılımına ve toplumsal dönüşüme yol açtı. Teknoloji atılımı ise son 20 yılda dünya nüfusunun neredeyse tamamının cebine giren ve yaşamını değiştiren mobil telefonları yarattı.

Küresel güç dengelerini ve servet dağılımını değiştiren ve toplumsal yapıyı derinden etkileyen bu çok boyutlu ve kapsayıcı dönüşüm yaşanırken dönüşüm öncesinde kullanılan devlet yönetimi modelleri ve siyasi yapılar bu büyük dönüşüme ayak uyduracak bir dönüşüme uğramadı. Bu uyumsuzluğun giderek sorunlara yol açması ve kazananlarla kaybedenler arasında çelişkiler yaratması kaçınılmazdı. Bu çelişkilerin çatışmalara ve savaşlara dönüşmeden çözümlenebilmesi için yeni küresel kuralların ve bunları uygulayacak kurumların geliştirilmesi gerekiyor. Paris Barış Forumu bu yolda atılmış bir adım olarak önem taşıyor.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar