100 kişilik lokanta

Gültekin KARA
Gültekin KARA OTOSTOP gultekin.kara@dunya.com

Otomotiv sektöründeki şok ÖTV indirimi firmalar üzerindeki stok maliyetini azalttı. Yaratılan talep, sektörün üretim ayağına da yansıdı. TOFAŞ evdeki işçilerini çağırırken, Ford yeni kararlara imza attı. Başta Almanya olmak üzere Avrupa’da bizden önce verilen desteklerle birlikte üretim ayağında kara bulutların dağılmasına muhtemel. En azından ümitler yeşerdi denebilir. Ancak, sektördeki kaygılar tamamen bitmedi.

Bunun farklı nedenleri bulunuyor. Öncelikle, verilen destek sadece üç ayla sınırlı. Bu sınırlama beraberinde bir dizi sorunu ve soruyu da getiriyor. Hafta içinde yaptığım görüşmelerde edindiğim izlenim yöneticilerin Haziran sonrasını düşünmeye ve planlarını ona göre yapmaya başladıkları yönünde.

İlk olarak sektörün hükümetten talebi bu indirimin kalıcı bir hurda teşviği olarak devam ettirilmesi. Böyle bir karar, özellikle üretim ayağına tam anlamıyla rahatlatacaktır. Gerek kurumsal anlamda, gerekse tüketici açısından planların daha uzun vadeli yapılabilmesine olanak sağlayacaktır. Zira, ani ve yüksek oranlı yapılan indirim stokların eritilerek finansal anlamda firmalara rahatlık sağlasa da piyasının dengesinin bozulduğu da bir gerçek.

Genelde kaliteli servis yapan, lezzetli yemekler sunan, müşterisini her daim memnun eden beş masalı bir lokanta düşünün. Aşçısı, garson sayısı, tabağı, bıçağı, kalite sistemi hepsi beş masaya göre yapılmıştır.

Bir gün -özel sayılabilecek günlerden bir tanesinde- bir anda 100 kişilik bir müşteri kitlesi buraya girse işlerin aksaması kaçınılmaz olur. Lokantanın sahibi o 100 kişinin gelme ihtimalini öngörmüş ya da tahmin etmiş olsa bile yatırımını 100 kişiye göre yapmaz. Elindekini en efektif kullanma yoluna giderek o 100 kişiyi ağırlamaya çalışır.

Peki sonuçta ne olur?

Hepimizin hayatında böyle bir gün ya da tecrübe vardır. Servis aksar, yemeklerde porsiyonlar küçülür, bardak bulamazsınız, bardak bulsanız içecek gelmez...

Böyle bir durumda biraz daha ekomonik düşünen, biraz alttan alan, daha kalender, gönlü geniş, iyimser olanlar geçmişteki iyi hizmet kalitesinin hatırına ya da mevcut hizmetin sunduğu olumlu yanları ön plana alarak eleştiri dozunu düşük tutar. Diğerleri ise işi “gelmem bir daha buraya” noktasına kadar taşır. Kapıdan giremeyenler ise belki de hiç akıllarına gelmeyen hiç gitmedikleri, gitmeyi düşünmedikleri ama boş sandalyesi bulunan bir başka lokantanın kapısından girer.

Otomotivin şu andaki durumu da biraz buna benziyor. Bazılarının elinde tek bir boş yer yok, bazılarında ise boş sandalye çok.

Ama bu özel gün bittiğinde, toz duman ortalıktan kalktığında geriye dönüp bakacağız. İşte o zaman hangi dükkanın daha iyi yönetildiği, bu süreçten daha karlı çıktığı önem kazanacak. Bu dönemde müşterisini kırmayan gelecek dönemde mutlaka karlı çıkacak orası kesin. Bu konuya girme nedenim ise alınan kararla birlikte bayilere yönelik şikayetlerin giderek artması.

Şu anda birçok bayide açıklanan fiyatlarla, müşteriye söylenen fiyatlar arasında fark yaşandığı, bazı bayilerde sıra beklemek istemeyenlere - açıktan ödeme yapın aracı alın- teklifleri yapıldığı kulağımıza geliyor (Hemen belirtelim eğer böyle bir durum başınıza gelirse hiç beklemeden ana firmaya şikayetinizi bildirin). Bu durum ana firma ve ürün anlamında yapılan tüm pozitif çalışmaların silinmesin riskini yaratıyor.

Tekrar lokanta örneğine dönersek, içeri giren 100 müşteri içindeki kayıp oranını düşürmek ya da boş sandalye için komşuya gidenin ikinci sefer doğrudan kendine gelmesini sağlamak ticaretteki başarının sırrı olsa gerek. Bakalım otomotiv sektöründe kaç aşçı bu işin altından kalkabilecek.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hep bana… 18 Mart 2019
Baskınla olmaz 21 Ocak 2019
Rotası olmayan gemi 07 Ocak 2019
Umuda yolculuk 31 Aralık 2018
Otomobile soğan muamelesi 10 Aralık 2018
Feragat edilmiş 19 Kasım 2018
Nereye koşuyoruz… 12 Kasım 2018
Rica ederim yapmayın 05 Kasım 2018
Kurcalama arabayı 22 Ekim 2018
Çelik bile erir 08 Ekim 2018