10 yıldır süren marifetlilere iltifatın mutluluğu…

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]




2001 krizi döneminde karar verip, DHL ve Akbank ile birlikte sürdürdüğümüz "İhracatın Yıldızları- teşvik ödülleri" 10. Yılına ulaşıp gelenekselleşti. Önceki gece 2011 yılı ödüllerini çeşitli katagorilerde sahiplerine sunduk.  Biz, her yıl olduğu gibi bu yıl da ödül alanlarla birlikte, onların  marifetlerini iltifata tabi tutmanın mutluluğunu keyifle onlar ödül alırken yaşadık.    

Gazeteniz Dünya'nın DHL işbirliği ve Akbank sponsorluğu ile yürüttüğü İhracatın Yıldızları-İhracatı Teşvik ödüllerinden 10. sının ödül töreni önceki gün gerçekleşti. 7 dalda 25 kuruluşa ödülleri verildi. Böylece, artık gelenekselleşmiş hale gelen bu ödül töreninde yine bizi çok mutlu eden, ihracatta marifetleri iltifata tabi tutabildik. Ve yine şaşırtıcı örneklerle karşılaştık.

Osmanlının Bursa'yı fethi döneminde kurulan Azerbeycan'dan gelen derviş Babasultan'ın adını alan köy yaptığı kiraz ihracatıyla bu yılın özel ödüllerinden birinin sahibi oldu. Bunun nedeni köyde yetiştirdikleri kirazı İngiltere Kraliyet ailesinin yer aldığı ihracatları içersine katmalarıydı. Görevli arkadaşımız, köy muhtarı Fahri Köklü'yü bulup ödülü muştuladığında ilk tepkisi, "Abla bizi nereden buldunuz?" olmuş. Önceki akşam gelip birçok ihracatçı firma ile birlikte ödülünü alıp, 2011 İhracatın Yıldızları büyük resminde yerini alırken çok mutluydu. Doğaldır ki, onların marifetini iltifata tabi tutan bizlerde  aynı mutluluğu onunla birlikte yaşadık.

10 yıldır sürdürdüğümüz bu yarışmanın en büyük özelliği halkımızın söyleyişiyle " Övgüde kabız, yergide amel" bir toplumda "marifetin iltifata tabi tutulabilmesi". Hem de sadece göz önünde olan büyük rakamlı, alıp başını gitmiş ihracatçıların değil, onlarla birlikte en ücra köşelerde, çok dar imkanlarla ihracat başarısı gösterenlerin de marifetlerini görüp ödüllendiriyor olmamız.

Doğaldır ki, bu bildiğimiz büyüklerin yanına koyduğumuz küçüklerin başarırlı her yıl bizi de çok şaşırtıyor ve mutlu ediyor.

Şöyle dönüp geriye baktığımda aklımda kalan birçok özel örnekle karşılaşıyorum: Zeytin yaprağından çay yapıp Portekiz'e ihracat eden firma. Samsun'da silah üretirken, sakatlanan amcasına yardım için ilk ortopedik üretimini yaptıktan sonra yurt dışına tıbbi cihaz ihraç eden kuruluş, adını onun salyangoz ihracıyla duyduğumuz Afrika ülkesi Burkine Fasonun daha sonra ülkemizde reklamlara bile konu olma örneği. Kobay fareler için ürettiği koşu bantlarını ihraç eden şirket. İtalya'da gördüğü çok renkli pahalı transeksüel ayakkabılarını Türkiye'de çok daha ucuza üretip ihraç ederek, İtalyan firmasını batmamak için 1 milyon dolarlık ortaklık teklif ettiği firma. Samandağı'da Ermeni vatandaşların yaşadığı Vakıflı Köyünün örnek ihracatı ve daha niceleri…   

İhracatçılar içinde bu tür şaşırtıcı örneklere rastlamak, onları bulup ödüllendirmek bize büyük mutluluk vermesinin yanı sıra okurlarımızın da ihracata özel ilgisine yol açıyor. Ayrıca onlarla birlikte en önde koşan büyük ihracatçıları, en hızlı gelişenleri, en geniş pazara ulaşanları da farklı katagorilerde derecelendirip on yıldır ödüllendirerek, karınca kararınca gelişen ihracatta tuzumuz bulunuyor. Bu da bizi çok mutlu kıllıyor…

Biz bu yarışmaya Türkiye'nin krizde olduğu bir dönemde 2001 yılında başlama kararı aldık. 2002 yılında ilk ödülleri verdik. Ve her yıl ihracatın her alanında olan gelişmeye de tanık olduk. Gelişen alanlarda yeni katagoriler ekledik. Ayrıca zaman içersinde birçok kuruluş ismini bile benzer kılarak "İhracatın Yıldızları" ödülleri düzenlemeye başladılar. Olay bu yanıyla da bize ayrıca mutluluk verdi…
 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar