10 yıl önce, 10 yıl sonra….
Zayıf ABD verilerini arkasına alan Wall Street yeni rekorlar kırmaya devam ediyor. Zayıf perakende satışları, düşük enflasyon ve beklentinin gerisinde kalan banka karları piyasaların moralini bozmak için yeterli olmadı.
Zayıf ekonomi verilerini Fed’in faiz artışı için 2018 Martı ayını bekleyeceğinin işareti olarak gören tahvil ve hisse senedi piyasaları yeniden boğa döngüsüne döndü. S&P ve Dow Sanayi endeksleri yeni zirveler kırarken DXY dolar endeksi 2016 Eylül ayından beri gördüğü en düşük seviyelere geriledi.
Amerikan ekonomisinden ziyade Avrupa’nın büyümesine duyarlı Türkiye için Cuma günü açıklanan ABD verilerinin zayıf gelmesi hiç de kötü haber değil. Doların zayıflaması ve faizlerin gerilemesi ise 200 milyar doların üzerinde açık pozisyon taşıyan banka-dışı-kesim için çok iyi haber.
Borsa İstanbul 105 binin üzerinde kapanarak yeni bir zirve yaparken çoğu yatırımcının kafasında “yükseliş nereye kadar sürecek” sorusu var. Küresel risk iştahının güçlenmeye devam ettiği bir konjonktürde Borsa İstanbul kısa vadede 110.000 seviyelerini deneyebilir.
Hızlı ekonomik büyüme, güçlü şirket karları ve bankalar lehine ekonomi politikalar Borsa İstanbul’un yükselişini destekliyor. Gelişmekte olan piyasalara göre yüzde 30’un üzerinde fiyat kazanç iskontosu Borsa İstanbul’un cazibesini artıran diğer bir gerekçe.
MSCI Türkiye’yi gelişmekte olan piyasalar ve dünya ile karşılaştıran uzun dönemli veriler ise bambaşka bir hikaye anlatıyor. Gelişmiş ülke merkez Bankalarının ultra genişleyici politikalar izlediği geçtiğimiz 10 yılda Borsa İstanbul dolar bazında yüzde 36 kaybettirmiş. Aynı dönemde ABD borsası ise yüzde 59 kazandırmış.
Söz konusu kötü performansı yıl dönümünü kutladığımız başarısız darbe girişimi ile açıklayamayız. Türkiye ekonomisi hain saldırının ardından yüzde 4’ün üzerinde bir hızla büyüyerek “öldürmeyen darbe güçlendirir” şiarını haklı çıkardı. Banka ve şirket karları yüzde 25 civarı büyürken Borsa İstanbul fiyatlamaları dolar bazında darbe girişimi öncesi seviyelere geldi.
Dünyanın gerisinde kaldığımız uzun dönemli performans verisinden iki farklı sonuç çıkarmak mümkün. İyimser görüş. Türkiye hisse senetleri halen çok ucuz. Yükseliş devam eder. Kötümser görüş. Türkiye yapısal sorunlarını çözmedikçe “on yıl önce on yıl sonra” şarkısını söylemeye devam eder. Biz iyimser görüşe inanmak istiyoruz. Ancak son sözü piyasalar söyleyecek.
