1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü ve Üretim
Avustralya'da işçilerin günde sekiz saat çalışma istemleri için yürümelerinin üzerinden tam 259 yıl geçti. 229 yıl önce 1 Mayısta, ABD’de günlük sekiz saat çalışma talebi için ilk iş bırakma oldu. İşçi hakları, güvenli ve sağlıklı işyerleri için üçüncü asırda da hala uğraş sürmekte. O günlerden bugüne, 1 Mayısın siyasi yönleri pek çok ülkede olduğu gibi ülkemizde de ön plana çıkarak vardık. Örnek ülke uygulamaları, uluslararası mevzuat, yaptırımlar olsa da dünya genelinde emekçiler için, üretimdeki insan için yapılması gerekenler hala çok.
Çoşkulu marşların ivmesindeki kutlamalarla, yakın tarihimizdeki acılar için hüznü hep yanımızda hissettiğimiz 1 Mayıslarda emeğin haklarını koruyup kollarken yaşlı emekçi Dünya ile daha doğmamış emekçilerin de haklarını savunmalıyız. Dünya ancak sürdürülebilir üretim ve hizmet arzında emeğin hak ettiği yeri bulması ile hem yaşanılır hem de güvenli olur. Çünkü insan için yine insan üretmekte, tüm emekçiler de yine insan için çalışmaktadır. Emekçiler için sağlanacak her doğru çalışma ortamı, insan kaynaklarının korunması insanoğlunun kendisine saygısı, yerkürenin nimetlerine minnettir. Emeğin olduğu her yerde "Sürdürülebilirlik" kavramı kuvvetle yer almalıdır.
Emek için sürdürülebilirlik kavramına iki temel açıdan yaklaşım yapılabilir. İlki üretimde sürdürülebilirlik uygulaması, diğer deyişle mevcut en temiz ve doğru teknoloji kullanımı ile çalışma ortamı iyileştirilmesi, iş güvenliği ve işçi sağlığı sağlanması. Günümüzde milyonlarca işçi, hatta çocuk işçi üretimlerde toksik, tehlikeli ve riskli ortamlarda, hiçbir güvenlik önlemi olmaksızın hiçbir seçme şansı olmadan çalışmak zorunda. Çözüm için küresel geç kalma var demek yanlış olmayacaktır.
"Verimliliği artırmak, insanlar ve çevre üzerindeki riskleri azaltmak amacı ile bütünsel önleyici bir çevresel stratejinin proses, ürün ve hizmetlere sürekli olarak uygulanması" temiz üretimin tanımıdır. Görüldüğü gibi üretimde insana, emeğe odaklanma iş güvenliğini ve sağlıklı ortamını yanında getirir. Örnekleme yaparsak, yeraltı kömür madenciliğinde eğer sadece gaz çıkışı ve/veya sıcaklık yetkin ve yeterli kontrolü dahi riski azaltacak mükemmel üretim ortamı iyileştirmesidir. Böylece Soma'lar olmaz. Eğer kömürün gelecekte de kullanımını dikkate alarak üretim yaparsak sürdürülebilir üretim kavramına ulaşırız. Sürdürülebilir üretim "gelecek nesillerin ihtiyaçlarını tehdit etmemek için, temel insan ihtiyaçlarını karşılayan ve daha iyi bir yaşam kalitesi sağlayan ürün ve hizmetlerin, tüm yaşam döngüsü boyunca doğal kaynakların kullanımını, zehirleyici maddeleri, atık ve kirletici emisyonları en aza indirerek üretimi ve kullanımıdır. Gördüğümüz gibi insan ve emek tanımlamanın tam odağındadır. Üretimini, prosesini kontrol eden, iyileştiren emeğin yanındadır. Temiz üretim teknolojisi emek içindir.
Sürdürülebilirlik iş sağlığı ve güvenliğinin üst başlığıdır. Sürdürülebilirlik küçük ya da büyük bir şirket için çevresel bir romantizm, marka değer için yeşil bir görünürlük değildir. Hele de mali bir yük hiç olamaz. Çünkü sürdürülebilirlik emekçi ile emekçinin kocaman evinin, güzelim yerküresinin bugünü ve yarınıdır. Sürdürülebilir kalkınma ile ülkeler büyür, güçlenir ve emekçi hakettiği ortamda sosyal hakları desteğinde mutlu yaşar.
İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu yepyeni. Kanunda iş sağlığı ve güvenliği için en iyisi, önlem alma, sürekli iyileştirme ve verimlilik artırma hedefleniyor. Gizli özne sürdürülebilir yönetim. Kanunu bu bakış açısı ile bir okuyunuz. Göreceksiniz. Haydi KOBİ'ler, işyerinizde bir çalışanı sürdürülebilir üretim için görevlendiriniz. Başlangıç için birinin görev tanımının kapsamına da verebilirsiniz. Bu 1 Mayısı emek-sürdürülebilir üretim ilişkilendirmesiyle kutlayalım ve işyerimizde iyileştirmelere hızla başlayalım.
Sürdürülebilirlik yönetiminin gereği yeni-yeşil istihdam alanlarının açılması, sürdürülebilirliğin emek dünyasına ikinci etkisidir. Bu konuyu gelecek yazımda bulacaksınız.
Meraklısı için:http://www.csgb.gov.tr/csgbPortal/ShowProperty/WLP%20Repository/csgb/dosyalar/kitap/kitap03_6331
Gününüz sürdürülebilir, yaşamınız enerji dolu ve mutlu olsun.
"İTÜ Öğretim Üyesi Prof.Dr.Filiz Karaosmanoğlu tarafından kaleme alınan Sürdürülebilir Yaşam köşesi, SÜT-D işbirliği ile hazırlanmıştır"