1 kişi 14 kişilik istihdam yaratıyor, dünyaya yetenek ihraç ediyoruz
Küresel tarım gıda şirketlerinden Cargill, Türkiye’de ilk defa “Ekonomik Etki Analizi” yayınlayacak. Rapordan çarpıcı birkaç başlığı paylaşmak isterim, Cargill’de çalışan her bir kişi toplamda 14 kişilik yeni istihdam yaratıyor.
Cargill Gıda Orta Doğu, Türkiye, Afrika ve Hindistan CEO’su Murat Tarakçıoğlu, “Türkiye’de yetiştirdiğimiz yetenekleri küresel Cargill organizasyonlarına ihraç ediyoruz. 65 yıldır, 700’e yakın çalışanımızla META bölgesini Türkiye’den yönetiyor, burada ürettiklerimizi 70 ülkeye ihraç ediyoruz.
GSYH çarpanımız 5,4 yani ürettiğimiz her 1 birimlik değer ekonomide 5,4 birimlik ek değer yaratıyor” diyerek tarımın “etki ve katma değer” yönüne dikkat çekiyor. Tarımın katma değeri tarladan başlayıp fabrikalarda ulusal kıymete dönüşüyor. Kırmızı mercimekten çorba yapmak da içindeki proteinden binlerce dolarlık renk pigmenti elde etmek, kaynakları etkin kullanmak da katma değere bir örnek. Katma değer için inovasyon, teknoloji, vizyon ve ülke ekonomisine güven gerekiyor. Şirketlerin inovasyona verdikleri değer genç mühendislere, bilim insanlarına istihdam yaratırken ihracatı artırıyor, diğer sektörleri destekliyor, ülke refahına katkı sunuyor.
Yanmaz Trafo
Mühendisler atanmayı beklerken Cargill’in İzmit Dilovası tesislerinde genç mühendisler yüzde 100 bitkisel hammadde kullanarak amülgatörler, trafo yağları, sondaj yağları, yağlayıcı esterler ve yağ asitleri üretiyor. Türkiye trafo üretiminde dünyada üçüncü sırada, 75 ülkeye ihracat yapılarak yağlı tohumların katma değeri ortaya çıkarılıyor. Yıllık 55 milyon dolarlık trafo yağı ithal eden Türkiye için bitki bazlı trafo yağı üretimi gibi onlarca biyoteknoloji fırsatı var. İngiltere geçtiğimiz günlerde küresel biyoteknoloji üssü olmak istediğini duyurdu. ODTÜ’de okuyan mühendislerin yüzde 40’ı yurt dışına gidiyormuş, kalmaları için gereken mühendislikle ışıldayan biyoteknoloji yatırımları, fabrikalar.
AB’nin “Tarım ve Gıda Vizyonu’nun” Arkasında Tarım ve Gıda Devleri var
Küresel tarım ve gıda devleri 2023’te AB Tarım Komiserine mektup yazarak AB’nin sürdürülebilir beslenmeyi teşvik etmesi yönünde bir “Tarım ve Gıda Vizyonu” sunmasını istemişlerdi. Türk basınında son günlerde ballandıra ballandıra anlatılan “AB Tarım Vizyonunun” arkasında hükümetlerin doğa sevgisi ya da çiftçi dostu bakışından çok tarım gıda devleri ve WWF’in de içinde bulunduğu küresel paydaşların önerileri var. Programın temel hedefi, “daha az arazide daha çok üretim yapmak, Tarım 5.0, kültür et ve alg proteini gibi alternatif proteinlerin önünün açılması” gibi başlıklar var.
2026’da Alternatif Proteinlere, Kültür Gıdalara Geçiş Başlatılmalı
Tarım devleri çoğu zaman yeşil yıkama ile suçlansalar da küresel AR-GE’nin önemli bölümünü üstleniyorlar. Kanser gibi pek çok hastalığın tedavisi, kullanmaya doymadığımız telefonlar, tarımsal görüntüleme araçları gibi pek çok konformist unsur devlerin Ar-Ge harcamalarıyla fonlanıyor. Unilever, Danone gibi şirketlerin de içinde bulunduğu tarım ve gıda devlerinin yayınladıkları raporda; “2026’da alternatif proteinlere geçiş için bitki bazlı bir eylem planı geliştirilmesi” önerilmişti. Çağrıda ayrıca gereken finansman için Ortak Tarım Politikası CAP’ten ayrı bir “Tarım Adil Geçiş ve Doğa Fonu” kurulması önerilmişti.
Avrupa Ortak Tarım Politikası (CAP) Destekleri Yeniden Planlanmalı
Küresel devlere göre, “CAP desteklerinin yeniden planlanması gerekiyor.” “Kuşak Yenileme” olarak lanse edilen AB “Tarım Vizyonunun” temelinde AB’nin kaynaklarını muhafaza etmek, tarımsal değer yaratmak, tarımın karbon ayak izini düşürmek var. En kritik başlık “küçük çiftçileri koruyarak, dirençli büyük ve orta ölçekli çiftçiliğin yaratılması için gereken geçişi planlanmak.”
Hayvancılık Şirketleri Yapay Ete Geçiş Yapmak İstiyor
CAP desteklerinin yüzde 82’si hayvancılık çiftliklerine gidiyor. AB tarım emisyonlarının yüzde 84’ü et ve süt ürünlerinden. AB’nin kalori ihtiyacının yüzde 35’i ve proteinlerin yüzde 65,’i hayvancılık kaynaklı. Dünya Bankası da politika yapıcılarına, “sübvansiyonların bitkisel üretime yönlendirilmesi, rejeneratif tarım yapan çiftçilerin ve alternatif proteinlerin desteklenmesi” çağrısında bulunuyor. Çağrıya katılan şirketlerden Oatly dışında hepsinin hayvancılık yatırımları var. Onlar da gıda güvencesi riskini yönetebilmek için “klasik hayvancılık yanında kültür et teknolojilerinin geliştirilmesi gerekliliğini” vurguluyor.
Refah Etkisi
Ezcümle, “bir çocuğun başını okşadığınızda yarattığınız güven, bir gencin iş hayalini gerçekleştirdiğinizde köklenen umut, yatırımlarla yeşerttiğiniz bir toplumun geleceğine olan inanç. Rakamlarla hesaplanamayan “Refah Etkisinden” çok daha fazlasını çoğu zaman önyargılı düşmanlıklarla yok sayıyor, kendimize suçlu kahramanlar yaratıyoruz. Gençlere iş, ülkeye ekonomik değer katan küresel şirketlerle ilgili sosyal medyanın malumatfuruşlarının temelsiz iddialarıyla hasetleri köklendiriyor, toplumsal kalkınmanın önüne setler çekiyoruz. Benden söylemesi.