'Yoksul empatisi ve o günler gelmeden önlem almak'
Yılın son günü “En can alıcı sorunumuz ne?” Sorusuna verilebilecek yanıt, ülkemizin Güneydoğu’sunda üç ilinde kazılan “hendekler” ve onları çevresindeki çatışmaya çözüm bulunamamış olmasıdır.
Geçenlerde İdris Küçükömer’den alıntı ile yazdığım,”Yoksula empati benzeri empati hendek kazanlara gösterilmelidir” yazım çok sayıda olumlu tepki aldı. Birçok okurum işin çözüm alanının parlamento olduğunu, bütün siyasi partilerin bugüne kadarki ön yargılarını kenara iterek “empati içersinde çözüm aramaları gerektiğinin” altını kalın çizgilerle çizen yorumlarını aktardılar...
İnşaat Yüksek Mühendisi Metin Uzal, yazımın kendisine yorum yaptırdığını belirterek, “Bugün yaşadığımız sosyal, ekonomik ve politik olaylar henüz buzdağı’nın görünen kısmıdır. Çok yakın bir gelecekte önce ekonomik, sonra politik sonra da maalesef sosyal olaylarla ülkemizdeki yaşam, açmaza girecek, yaşanamayacak boyuta çıkaracaktır” diyerek bir an evvel “Hendekteki dünün taş atan çocuklarına empati ile yaklaşılmasını” bunun için siyasi partilerin diyalog içersinde, bu konuya “ecil çözüm” üretmelerine ihtiyaç olduğunu belirtiyor.
Uzal, bugün bölgedeki 10-12 şehirde bankaların yüzlerce şirketin çeklerini teminat kabul etmediğini onlara mal satan şirketlere de kredi vermediklerini gözlemlediğini söylüyor. Bunun ülkenin her yanında üretim düşüşüne yol açtığını, satışların azaldığını belirterek, “ Normal koşullarda üretimlerini sürdürebilen batıda konuşlanmış şirketler bile artık koşulların anormal olmasından dolayı hergün düşen, azalan karlarla çalışmak zorunda kalıyorlar. Girdilerin alım miktarları da azaldığı için tedarikçiler sürüm azaldığı için birim fiyatlarını yükseltiyorlar. Bu da maliyetleri tekrar artırıyor” değerlendirmesini yapıyor.
Bu durumun sürmesi halinde toplu işten çıkarmaların gündeme geleceğini belirten Uzal, bunun zincirleme etkisiyle yaratacağı olumsuzluğu dile getiriyor. Ekonomik çöküş konusuna dikkat çekerek, “Bu da politik kuituplaşmayı, ekonomik ve politik gelişme ikilisi de sosyal olayların sokağa dökülmesine neden olacaktır” uyarısını yaparak, “Bu görülmüyor mu?” sorusunu soruyor.
Uzal, “O günler gelmeden tedbir alınmalı”diyerek, tedbir alınacaksa bigünden alınmalı uyarısıyla bazı sorular soruyor: “Dünün taş atan işsizi bugün çoğalarak hendek kazıyorsa yarın daha da çoğalarak, kitlesel olarak sokağa hakim olmaya çabalayacaktır. Zaten kaybedeceği hiç bir şey yok.Tedber almak için ellerinde demir çubuklu kitlelerin sokağa dökülmesi mi bekleniyor? Arjantin krizinden hiç mi ilham alınmadı?”
Yazımla ilgili gelen değerlendirmelerin hepsinde, ülkemizde en acil sorunun bu olduğu belirtilirken, bütün siyasilerin sorunun çözümü için diyalog içersinde Meclis’te biraraya gelerek, çare bulmaları gerektiğinin altını çiziyorlar.