'Üç sütun üzerine reformları yapmadan olmaz'
Siyasiler arasından bazıları 1 Kasım sonrasında dönük yapılması gerekenler konusunda görüş açıklamaya başlıyorlar, Bunlardan birisi de uzun süre ekonominin direksiyonunda yer alan Ali Babacan.
Eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, önceki gün NTV’-CNBC-e ortak yayınında, “Türkiye’nin en önemli meselesinin, orta gelir tuzağına düşmeden yüksek gelirli ülkeler arasına girmek olduğunu” belirterek, “Şiddetle yeni reformlara ihtiyacımız var. Reformlar sadece ekonomi alanında değil, başka alanlarda da olmak zorunda. Yargı reform stratejisi için atılacak adımlar çok önemli Türkiye’nin hukuk devleti olması, hukukun üstünlüğü için çok önemli. Aksi halde ekonomide ne yaparsanız yapın, eğer hukuk ayağı zayıfsa o ülkede yatırım olmuyor” diyordu.
Son dönemde birçok işadamı da “Yatırımlar için yatırım iklimini yaratacak yapısal reformlara ihtiyaç olduğunu” belirtiyorlar.
ASO Başkanı Nurettin Özdebir de dün bu konuda görüş açıklarken, Türkiye’nin rekabet gücünün gerilemesinin nedeninin jeopolitik ve siyasal belirsizliğin yatırım ortamının bozulmasına bağlandığını söyledi. 'Yatırımların artması için yatırım ortamını iyileştirecek, işgücü yapısına esneklik getirecek yapısal reformların gerçekleşmesi gerekiyor' dedikten sonra, Özdebir, “Ancak bu konuda uzunca bir süredir hiçbir şey yapılmamış durumda. Yapısal reformları geciktirdiğimiz için rekabet gücümüz de gerilemektedir. Bu nedenle, seçimlerden sonra hangi hükümet kurulursa kurulsun ilk 100 gün yapısal reformları gerçekleştirmek için kullanılmalıdır” değerlendirmesini dile getirdi.
Bu konudaki haberleri okurken telefonum çaldı, arayan işadamı dostum “Ne yapıyorsun?” diye sorunca Ali Babacan’ın önceki günkü TV programında, Özdebir’in de dünkü açıklamasında “yatırım için reform gerekliliği” konusunda benzer şeyler söylediklerini, seçimler sonrası “yeni dönem için reform tartışmalarının gündemde olabileceğini düşündüğümü” söyledim.
Onun değerlendirmesi şöyle oldu: “Seçim propagandalarında bütün partiler işçiye-emekliye-çiftçiye aktaracaklarını anlatıyorlar. Yapısal reformlardan söz eden pek yok. Oysa üç sütun üzerine reform yapmadan ne pastayı büyütmek ne de dağıtılacakları artırmak mümkün olamaz. Orta gelir ve orta teknoloji tuzağından kurtulmamız içinde bu üç sütun üzerine eşgüdümlü, ortak zamanlı reformlara ihtiyacımız vardır. Bu unutulmamalıdır.” İş adamı dostum, bunları söyledikten sonra, bu üç sütun üzerindeki reformların “üretim, hukuk ve eğitim” alanlarını içermesi gerektiğini söyledi. Sonra, PiSA sınavlarındaki gerilikle gelecekteki teknoloji ve üretim artışının mümkün olamayacağını, hukukun eşitlikçi ve adaletli kullanılmasının sağlanmadığı ortamda, ne yerli ne yabancıdan yatırım beklemenin anlamsız olacağını ifade etti. “Bütün siyasi partilerden, seçim propagandası olarak bu üç sütun üzerindeki reform önerilerini beklediğini, ama duyamadığını” belirtti ve “Şimdiki beklentim yeni iktidarın ilk 100 gün programında bu konularda somut adımları içeren reformların listesini takvime bağlı açıklamaları” diye de ekledi.
Evet. İş adamı dostumun söylediği gibi üretim-eğitim ve hukuk reformlarını birlikte eş zamanlı, eşgüdümlü ele alan bir reform programına ihtiyacımız var. Toplumda dağınık olarak dile getirilenler de bunu net olarak ortaya koyuyor...