'Tecrübesiz eleman arıyorum!' (2)

Ferit Barış PARLAK
Ferit Barış PARLAK AYRINTI [email protected]

Geçen hafta, “Tecrübesiz eleman çalıştırmıyoruz. 
Onları yük olarak görüyoruz. 
Çocuklarımızın gelişmeleri/uzmanlaşmaları/tecrübe kazanmaları için çaba harcamıyoruz.
Sonra,‘tecrübeli eleman’ bulamamaktan yakınıyoruz” dedik…
Adeta ‘meslek okulu’ gibi çalışan işletmelerimizin temsilcilerinden haklı tepkiler aldık…
Uyguladıkları sisteme, katlandıkları maliyete baktığınızda, üniversitelerimizden çok daha etkin ve somut eğitim veren işletmelerimizin de olduğunu görüp, sevindik…  
 
Mesleki eğitim konusunda üzerine düşeni fazlasıyla yapan işletmelerimizin varlığı, geneli mi fotoğraflıyor?
Tabii ki hayır…
Gelen maillerde, “Mesleki eğitim, çocuklara tecrübe kazandırma adına şunları yapıyoruz, şu fedakarlıklarda bulunuyoruz…” şeklinde kendini anlatma gereği duyanların sayısı, “Sistemin şu eksikleri var…” diye sıralayanların sayısının yanında, denizde kum!
 
Mailler benzer olduğu için bir örnek vereyim.
Hilmi Çorapsız Ağabey yazmış mesela Sakarya’dan…
“28 yıldır Sakarya’da üretim yapıyorum.
İşsizlere iş sağlayabilmek en çok sevdiğim şey. 
Fakat son zamanlarda işveren, istihdam sağlamaktan haz duymayacak hale geldi veya getirildi.   
Bu nedenle bunca teşvike rağmen işsizlik rakamları yüzde 9’un altına çekilemedi.
KOBİ’ler, mecbur kalmadıkça personel alımına gitmiyorsa, oturup düşünmek gerekir.
Çevremde onlarca işveren var, şikayetler yaklaşık aynı…
Meslek okullarımızın ve lisans, hatta lisansüstü eğitim veren kurumlarımız gençlerimizi yetiştiremiyor…
“İşçi haklarını korumak'' için hazırlanmış, işveren hukukuna pek önem vermeyen iş yasalarının varlığı… 
Seçimler sırasında uygulanan popülist politikalar… Mesela, kadınlara 6 ay doğum izni… İşverenler kadın işçi çalıştırmak için bir kez daha düşünecek ve sonuçta kadın işsizlik oranı yükselecek…        
İş beğenmemek… 
Bu sistemde hangi teşviki verirseniz verin sonuç ortada.”
 
Arzuladığımız sistemin temelinde, bütün suçu mevcut sisteme yükleme kolaycılığından kurtulma gerçeği yatıyor.
“Okuyan/okulu bitiren çocuklarımıza güvenmek, onlara tecrübe kazandırmayı istemek, bu yolla tanımadığımız binlerce çocuğumuzun yani Türkiye’nin geleceğinin önünü açmak…” gibi bir duyguya sahip olmanın sistemden ziyade, bizim insiyatifimizde olduğunu anlamamız gerekiyor.
7-8 milyon kişiye dağıtılan yeşil kartlar, sosyal yardımlar, kadınları işe alırken bir kez daha düşündürecek politikalar dışında, sistemin değişimine yönelik önemli/olumlu adımlar da atılıyor.
İŞKUR Genel Müdürü Nusret Yazıcı ile yaptığımız sohbetlere atıfta bulunarak, İŞKUR’un yaptıklarını ve yapabileceklerini yazdık iki hafta üst üste…
Dün yeni kararını, “İş verin teşvik alın” sloganıyla açıkladı Nusret Yazıcı…
Ve anlattı:
“Özel sektör tarafından işe alınan her sigortalının primi İŞKUR tarafından karşılanacak. 
18-29 yaş arası erkekler ile 18 yaşından büyük kadınlardan mesleki yeterlilik belgesine sahip olanlar 48 ay; 
Mesleki ve teknik eğitim veren orta veya yükseköğretimi bitirenler veya İŞKUR tarafından düzenlenen mesleki eğitim kurslarından mezun olanlar 36 ay; 
Hiçbir belge veya niteliğe sahip olmayanlar ise 24 ay süreyle teşviklerden yararlanabilecek.”
 
Hangi çocuk 48 ayda ‘tecrübe’ kazanmaz?
Yeter ki isteyelim!
Yeter ki eleştirdiğimiz sistemdeki gelişmeleri de görelim!
Yeter ki eleştiri kolaycılığından kurtulup, harekete geçelim!

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Refleks 26 Ağustos 2024
“Durduk yere” mi oldu? 21 Ağustos 2024