'Sanayide faaliyet karları azalıyor, ücretlere baskı artıyor'

Alaattin AKTAŞ
Alaattin AKTAŞ EKO ANALİZ [email protected]

2015'e damgasını vuran en önemli gelişmelerden biri kuşkusuz Türk Lirası'nın öngörülmedik biçimde değer yitirmesiydi. Bu durum, toplumda her kesimi bir şekilde etkiledi etkilemesine ama, döviz borcu olanlar, hem de yüklü miktarda döviz borcu olanlar çok daha fazla zarar gördüler bu durumdan. Yani özellikle şirketler... Kur artışının sanayi şirketlerini nasıl etkilediğini detaylı bir şekilde ortaya koyan dolu dolu bir rapor var önümüzde...

Makina Mühendisleri Odası danışmanı İktisatçı-Yazar Mustafa Sönmez, sanayinin sorunlarını bu kez son verilere göre karlar ve önümüzdeki dönemde yaşanacak gelişmeler yönüyle ele aldı. "Sanayinin Sorunları ve Analizleri" rapor serisinin 13'üncüsü olan söz konusu raporda "faaliyet karlarının azaldığına ve ücretler üstündeki baskının arttığına" vurgu yapılıyor. Yeri gelmişken belirtelim; raporun tümüne Makina Mühendisleri Odası web sitesinden ulaşmak mümkün. 

'Kurdaki yükseliş zarar yazdırıyor'

Mustafa Sönmez, sanayinin bel kemiği olarak görülen en büyük 500 arasında yer alan birçok firmanın, kurdaki yükselişten dolayı zarar yazdığını, ama bu durumu lehine çevirenler de olduğunu belirtti. Sönmez, raporun özetinde şu görüşlere yer verdi:

"Sanayi kesiminde özellikle son iki yıldır yaşananlar, karlardaki azalma sorununun Türkiye’yi 2016’da önemli bir darboğaza sürüklediğine ilişkin belirtileri güçlendiriyor. Ekonominin belkemiğini oluşturan büyük sanayideki reel kar oranı azalışının, firmaları kestirmeden ücretleri baskılamaya, istihdamı azaltmaya gö­türeceği, bunun da birçok işyerinde gerilimleri yükselteceği görülebiliyor. 

Özellikle Türkiye sanayisinin bel kemiğini oluşturan en büyük 500 sanayi firma grubunda, birçok firmanın, kurdaki yükselişten dolayı zarar yazdığı, ama kur artışını önceden kestirerek kaynaklarını dövize bağlayan­ların da olduğu ve kayıplarını biraz olsun telafi edebildikleri saptandı. Ne var ki, bu konjonktürel çözümün de sürdürülemez olduğu görülüyor. 

İSO 500 büyük firma verilerinden yapılan analizde, sanayi firmalarının döviz (kambiyo) kazancı ağırlıklı 'üretim dışı gelir'inin toplam karlara katkısı, 2014 yılında yüzde 50’yi aştı. Kaynakları, sanayi yatırı­mı yerine dövize bağlayarak kur artışlarından yararlanma eğiliminin 2015’te de sürdüğü tahmin ediliyor. Dövize yatırımdan kazanç odaklı 'üretim dışı gelirler', firmaların dönem karından ayıklandığında, sanayi faaliyetinden elde edilen yıllık karlar 2014 yılında 13.4 milyar liraya kadar düştü. 

Üretimden gelen kar işçi sayısına bölündüğünde, işçi başına karların hızla azalmakta olduğu saptandı. 2009-2014 arası yüzde 24 artmış görünen işçi başına cari kar, aynı dönemin, yüzde 45 artan enflasyonun­dan arındırıldığında, reel kar düşüşü yüzde 14’ü buldu. Özellikle, ücretli başına karların 2013’ten 2014’e bir yılda yüzde 18 gerilemesi dikkat çekicidir.

Merkez Bankası’nın TÜİK verilerinden yaptığı bir hesaplamada, sanayide en önemli maliyet kalemlerini yüzde 59 ile hammadde, yüzde 16 ile de ücretler oluşturmaktadır. Bu durumda, önümüzdeki yıllarda sanayi firmalarının, ithal girdide kur artışlarından kaynaklanan maliyet artışlarını fiyatlara yansıtmaları kaçınıl­maz olurken, bu fiyatlarla rekabet ve pazar sorunları daha da büyüyebilecektir. 

Diğer önemli maliyet kalemi sayılan ücretlerde ise ücret artışlarını frenlemek, hükümetten ücretten alınan vergi ve prim konularında indirim kolaylığı istemek şimdiden gündemdedir. Bunun yanı sıra, şirketlerin işten çıkarma yolunu daha çok kullanmaları, ama buna ayak bağı olan kıdem tazminatı yükünde de hükü­metten kolaylık istemeleri bekleniyor. 

Sanayiciyi, üretimi geliştirmek yerine döviz spekülatörlüğüne özendiren etken, izlenen yanlış ekonomi politikaları olmuş ve bu, beraberinde sanayiyi önemli bir krizin eşiğine de getirmiştir."

Maliyetler ve önlemler...

Makina Mühendisleri Odası'nın raporunun son bölümünde "maliyetler ve önlemler" başlığında şu görüşlere yer verildi:

"Sanayi faaliyetindeki firmaların, ithal girdide kur artışlarından kaynaklanan maliyet artışlarını fi­yatlara yansıtmaları kaçınılmaz olurken, bu fiyat­larla rekabet ve pazar sorunları daha da büyüye­bilecektir. 

Diğer önemli maliyet kalemi olan ücret­lerde artışları frenlemek, ücretten alınan vergi ve prim konularında hükümetten indirim kolaylığı istemek şimdiden gündemdedir. Bunun yanı sıra, şirketlerin istemeseler de işten çıkar­ma yolunu kullanmaları, ama buna ayak bağı olan kıdem tazminatı yükünde de hükümetten kolaylık istemeleri beklenmelidir. 

Bütün bunların, içinde özellikle işçi-işveren ilişkilerinde yeni gerilimler barındırdığı söylenebilir. 

Özellikle son on yılda sanayinin niteliksel gelişme göstereceği sağlıklı politikaların üretilememesi sonucu, kırılganlık artmış ve firmalar, risk almak yerine 2014’te örneği görüldüğü gibi, kaynaklarını kolayca, yüksek getiri vadeden döviz ticaretinde kullanmaya başlamışlardır. Kurlar ve faizlerde dal­galanma yaşandığı sürece bu firma davranışı sürecektir. Bu, aynı zamanda sanayi yatırımları için kullanılması beklenen kaynakların üretim-yatırım yerine döviz spekülasyonuna yönelmesi anlamına gelmektedir. 

Bu sağlıksız yönelişin bir diğer olumsuzluğu üc­retliler üstünde görülecektir. Firmalar, üretimi ve yatırımı arka plana attıkları için yeni istihdamdan kaçındıkları gibi mevcut istihdamı azaltma, mali­yetleri indirmek gerekçesiyle ücretleri baskılama yoluna gideceklerdir. 2015 yılında örnekleri görülmeye başlanan bu davranışların önümüzdeki yıl­larda artma ihtimali yüksektir." 

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar