'Otomobilde fiyatlar artacak'

Gültekin KARA
Gültekin KARA OTOSTOP [email protected]

Nissan Türkiye Genel Müdürü Sinan Özkök, döviz kurlarındaki yükselişe bağlı olarak otomotivde zam yapılacağını belirterek, “ABD Merkez Bankasının (Fed) davranışları doğrultusunda Türkiye’de faiz artışı yaşanırsa sektöre etkisi döviz kurlarından çok daha fazla olacaktır” dedi.

Otomotiv sektörünün geçen yıl üretim, istihdam, ihracat ve iç pazar alanlarında rekor kırdığını anımsatan Nissan Türkiye Genel Müdürü Sinan Özkök, “Türkiye’nin iç pazarda otomotiv satışlarında 1 milyonlu rakamlara alışması lazım. Olması gereken de bu. Bin kişiye düşen araç sayısına baktığımızda bizde hala 200’lerin altında. Avrupa ülkelerinde ise 700’lere kadar çıkabiliyor. Türkiye’de genç nüfus ve kişi başına düşen milli hasıla artışı önemli bir potansiyel. Bu nedenle pazarın 1 milyonlarda dengelenmesini bekliyoruz” diye konuştu. 

Otomotiv sektörüne yönelik değerlendirmelerde bulunan Özkök, 10-15 yıl önce otomotiv sektörünün kriz dönemlerinden ilk etkilenen sektör olduğunu aktararak, o dönemlerde sektördeki dalgalanmaların yüzde 60-70’lere kadar çıkabildiğini söyledi. Bu dalgalanmanın artık yüzde 10 seviyelerine kadar gerilediğine dikkati çeken Özkök, “Bu bir ekonominin daha sağlam olduğunu ve otomobilin ihtiyaç haline geldiğini gösteriyor. Artık kriz bile olsa dalgalanma yüzde 10’u geçmiyor” değerlendirmesini yaptı. Geçen sene otomobil ve hafif ticari araç satışlarının yaklaşık 970 binde bulunduğunu hatırlatan Özkök, bu sene ise söz konusu oranın 850-880 bin bandında gerçekleşeceği tahmininde bulundu. Geçen yıl iki seçim arasında belirsizlik ve jeopolitik sıkıntıların yaşandığını anlatan Özkök, “Hatay, Adana, İskenderun, Gaziantep, Urfa, Van, Diyarbakır’da ciddi şekilde ekonomi durdu. Daha önce Suriye ve Irak’la çok daha önemli seviyede ticaret yapılırken bu ticaret bitti. Satışları hızlandırabilmek amacıyla oradaki bayilerimize destek olduk ve önlem aldık. Bütün bu ortamın içinde bu pazar seviyesi inanılmaz. O yüzden bizim için çok değerli. Finans sektörünün kuvvetlenmesi, kredi imkanlarının artması, faiz oranlarının belli seviyede durması, kiralama sektörünün gelişmesi ve filo pazarının açılması sektör için önem arz ediyor. Ekonomi yürüdüğünde otomotiv sektörü de yürüyor. Çok daha kuvvetliyiz ve sağlam bir şekilde yere basıyoruz” ifadelerini kullandı. 

Sinan Özkök, 2015 yılının Nissan açısından çok önemli olduğunu vurgulayarak, “Çünkü Nissan Türkiye’ye 1993 senesinde gelmiş. O dönemden beri buradaki operasyonlarımız ithalatçı firmayla devam ediyordu. Şirket, Türkiye’deki satış operasyonlarının kontrolünü artık tamamen kendi bünyesine aldı. Böylece, 2015 yılı Nissan Türkiye için dönüm noktası oldu” şeklinde konuştu. 

Nissan’ın 2 önemli ürünüyle pazar paylarını artıracakları öngörüsünde bulunan Özkök, şu bilgileri verdi: “Biri mart ayında lansmanını yapacağımız pick-up sınıfındaki Navara modeli. Türkiye’de çok ciddi satış rakamlarına ulaşan Navara modeli, müşterinin beğenisini kazanmıştı. Yeni Navara’yı Türkiye’de mart ortasında pazara sunuyoruz. Ticari araç sınıfında olduğu için vergi avantajları var. 

Aracın içi otomobil görünümünde. Sürücü, otomobil kullanıyormuş gibi ticari araç kullanacak. Navara ile pick-up segmentinde yeniden liderliğe çıkacağımızı düşünüyoruz. Burada biz yokken çok ciddi rakipler geldi. Neredeyse bütün markalar bu segmente girdi. Şimdi tekrar bıraktığımız liderliği almaya uğraşacağız. İkinci model ise yıl ortasında gelecek C segmentinde Pulsar olacak. SUV modellerine çıkmak isteyemeyen ve geleneksel şekilde bir çizgiye sahip ürün seçmek isteyen müşteriye çok iyi bir cevap olacak. Bayilerimiz de heyecanla Pulsar’ı bekliyor.” 

Nissan Türkiye Genel Müdürü Özkök, geçen yılın geneline bakıldığında TL’nin euro karşısındaki değer kaybının yüzde 20 civarındayken sektörün yaptığı zammın yüzde 10-11’lerde kaldığını vurguladı. 

Aradaki farkın yavaş yavaş kapanması gerektiğini kaydeden Özkök, “Öbür türlü zarardasınız. Hepimizin maliyetleri artırıyor. Otomotivde zam olacaktır. 2016 yılına geçişle birlikte yüzde 2-3 fiyat artışı görüldü. Müşterinin alım gücüne cevap verebilmek için bunun bir kısmını karşılamaya devam edeceğiz” şeklinde konuştu. 

Nissan Türkiye Genel Müdürü Sinan Özkök, euronun 3,30 lirada kalması durumunda gelecek aylarda 1-2 puan daha fiyat artışı olacağına işaret ederek, “Ancak euro artış gösterirse buna paralel fiyat artışı söz konusu olur. Otomobili ihtiyacınız olduğu zaman almanız lazım. İhtiyacınız varsa ‘avro düşer mi, faizler artar mı?’ diye bakmak yerine o andaki en iyi kampanyayı takip etmek gerekiyor. Dolar ve avrodaki artış bizim dışımızda gelişen kriterlere bağlı. Euro 3,30-3,35 lira bandında yürüyecektir. Çok ciddi oynamaların olacağını zannetmiyorum. Dolayısıyla markalar da buna göre hareket edecektir” yorumunu yaptı.

'Faizin etkisi kurdan yüksek olur'

Aylık faiz oranının psikolojik sınırının yüzde 1 seviyesinde olduğunu belirten Nissan Türkiye Genel Müdürü Sinan Özkök, “Yüzde 1’in altına indiği zaman aylık faiz oranı müşteri daha rahat bir şekilde kredi alıp yatırıma geçebiliyor. Şu anda aylık faiz oranları yüzde 1,20’lerde. Bu oran yüzde 1’in üzerindeyse müşteri bir adım geride duruyor. Fed’in davranışları doğrultusunda Türkiye’de faiz artışı yaşanırsa sektöre etkisi döviz kurlarından çok daha fazla olacaktır. 

Böylece otomotiv pazarında beklediğimiz yüzde 10’luk düşüş bunu absorbe edemez. 

Biraz daha aşağıya gitme riski var. Markalar bir şekilde başka fi nansal kampanyalar yapacak. Neticede karlılığı azaltan bir durum. Önemli olan burada faizlerin belli bir seviyede durması hatta düşebilmesi, müşterinin kredi alışkanlığına cevap verecek şekilde hareket edebilmek” ifadelerini kullandı. Özkök, bayi teşkilatlarını kuvvetlendirip, ürün gamını çeşitlendirerek satış adedini artırmak istediklerini kaydederek şirketin Türkiye’deki satış operasyonlarını kendi bünyesine almasının ardından ilk 3 ayı başarılı bir şekilde geçirdiklerini anlattı. 

Gelecek 3 sene için planlarını çok net belirlediklerine işaret eden Özkök, “Planlarımız şu anda da tıkır tıkır yürüyor. Bundan sonra da üstüne koyarak gitmeyi hedefl iyoruz. Nissan dünyada kuvvetli bir marka, Türkiye’de de kuvvetli bir marka olmak için hedefl erini yukarı çekmek zorunda. Büyük şehirlerde kuvvetli bir bayi ağımız var. Diğer ihtiyaç duyduğumuz illerde de hem müşteriye daha iyi hizmet edebilmek hem de pazar potansiyelimizi üst seviyeye çıkartabilmek amacıyla bayi sayımızı artıracağız. Tüketici markanın yakın olmasını talep ediyor. Sadece markanın kuvvetli olması yetmiyor” diye konuştu.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar
Hep bana… 18 Mart 2019
Baskınla olmaz 21 Ocak 2019
Rotası olmayan gemi 07 Ocak 2019
Umuda yolculuk 31 Aralık 2018
Otomobile soğan muamelesi 10 Aralık 2018
Feragat edilmiş 19 Kasım 2018
Nereye koşuyoruz… 12 Kasım 2018
Rica ederim yapmayın 05 Kasım 2018
Kurcalama arabayı 22 Ekim 2018
Çelik bile erir 08 Ekim 2018