'Model şehir' olmak yetmiyor
Kayseri oldum olası, kendi kendine kalkınma uğraşı veren bir il. Eskiye göre ticari hareketlilik bugün daha diri, daha canlı. Dün hayallerle avunan karasız girişimcinin yerinde, bugün daha bilinçli, daha kararlı bir sanayici profili var. Nitekim veriler ortada. Kentteki aktif sinai üretim alanı 20 yılda 40 milyon metrekareye çıkmış. Bunun yakın bir gelecekte daha da büyüceğini söylemek yanlış olmaz. Kısacası, Kayseri OSB, Kayseri Serbest Bölgesi, oluşum sürecinde sona yaklaşılan İncesu ve Mimarsinan OSB'leri, yerel girişimcinin özkaynaklarını seferber ederek ortaya koyduğu endüstri alanlarının başlıcaları... Bir başka deyişle, üreten, ürettiğini iç ve dış pazarlarda satan bir Kayseri gerçeği var artık ortada.
Evet; ihracatını 20 milyon dolarlardan alıp 2 milyar dolar seviyelerine taşıyan bir Kayseri'den söz ediyor, ancak yine de bunun yeterli olmadığı savına sığınarak, kronikleşmeye yüz tutmuş bazı kaygılarımızı dile getirmekten kendimizi alamıyoruz. Hele ki; eski Devlet Bakanı Ali Babacan'nın; ” Kayseri şikayet etmeden Türkiye ekonomisine yılda 2 milyar dolar ihracat ve entellektüel katkı sağlıyor. Bu anlamda Türkiye'nin 'yıldız şehri' sıfatını haketmesi yadırganmamalı. Kayseri kendi kendine yetebildiği gibi büyümeyi de başaran bir il. Anadolu Kayseri'den çok ders almalı...” şeklindeki sözlerini anımsadıkça...
Kim ne derse desin, Kayseri 'ticaret kenti' kimliğini korumuş, kendi gayreti ile sinai üretimde bir cazibe merkezi konumuna gelmeyi başarmış da olsa, bugünkü ekonomik refah seviyesi orta ölçekli emsal iller ortalamasının çok altında. Örneğin, merkezle çevresi arasındaki gelişmişlik farkı çok fazla. Bu farkı ortadan kaldırmak için, teşviklerin 'ilkeler' bazında uygulanması gerek. Bir başka deyişle, ekonomik gelişimi hızlandıracak yeni yatırımlara, katma değer getirisi yüksek, rekabet edebilir nitelikteki üretime, ve tabii bunları gerçekleştirecek girişimcilerin, 'ilkesel teşvikler'le yüreklendirilmeye ihtiyacı var.
Sayın Babacan'ın, Kayseri hakkındaki sözleriyle 'gelişim ve değişime' en alt noktadan adapte olmak gerektiğine vurgu yaptığı bir gerçek. Ancak şurasının da, bilinmesi gereken bir başka gerçek olduğu hiçbir zaman gözardı edilmemeli.
Evet; Kayseri araştırıyor, öğrenmeye çalışıyor. Öğrendiklerini üretime dönüştürüyor. Dış dünya ile tanışıyor. Üretenler, ürettiğini satanlar, “Kayseri Modeli”nin gerçek yaratıcıları... Ama ne var ki, bunlar yine de, 'yıldız şehir' olmasına yetmiyor.