'Çeşitlilik içerisinde birlikte yaşamak, diyalog ve işbirliği'

Osman AROLAT
Osman AROLAT AROLAT'tan [email protected]

Sakıp Sabancı’nın ölümünün ardından gündeme gelen uluslararası araştırma ödüllerinin 10'uncusu geçen hafta sonunda gerçekleşti. Bu yıl ödülün araştırma yarışma konusu, “Türkiye’de çeşitlilik içerisinde birlikte yaşamak. Diyalog ve işbirliği” olarak belirlenmişti. 

Yarışma jürisi makale ödülünü üç genç araştırmacıya eşit ağırlıklı paylaştırdılar. Bunlar Waterloo Üniversitesi'nden Mahiye Çetin’in “Hoşgörünün örneğinde dini farklılıkların temsili”, Michigan Üniversitesi'nden Haydar Darıcı’nın “Savaş bölgesinde karşılaşmalar: Türkiye’nin Kürt bölgesi” ve UCLA Üniversitesi'nden Anoush Tamar Suni, “Arşiv olarak harabe: Anadolu’da Toprak ve Bellek” makaleleriyle ödül aldılar. 

Jüri özel ödülünün sahibi ise 1970’li yıllardan bu yana Türkiye ve bölge ülkelerinde Kürt sorunu üzerine çalışmalar, araştırmalar yapan antropolog Hollandalı emeritüs Profesör Martin Van Bruinessen’e verildi. Bilim adamının Türkiye’de yayınlanan kitapları içersinde “Kürtlük, Türklük, Alevilik”, “Kürdolojinin Bahçesinde”, “Ağa Şeyh ve Devlet”, “Avrupada Müslümanlar” kitapları bulunuyor. 

Prof. Bruinessen, törende ödül alırken yaptığı konuşmada 1970’ten bu yana yaşadıklarını dile getirdi. İsmail Beşikçi’nin “Doğu Anadolu’nun Düzeni” çalışması, Ayşe-Ragıp Zarakolu’nun yaptıkları çalışmalar nedeniyle bedeller ödediklerini belirtti. Mehmet Emin Bozaslan’ın Mem-u Zin kitabını kendisine veren bir gençten söz etti. Sabancı’nın Türkiye’nin en büyük kapitalistlerinden biri olarak bu konuyu önemseyip eğilerek TÜSİAD Başkanı olarak Bülent Tanör’e önemli bir rapor hazırlatarak yayınlattığını söyledi. TİP eski Genel Başkanı Mehmet Ali Aslan’ın Sabancı’ya 1986 yılında bir mektup yazarak konuyu ele aldığından da konuşmasında söz etti. Türkiye’de genç araştırmacıların umut vadedici çalışmalar yaptıklarını belirterek, “Ben Türkiye’ye iyimser bakıyorum. Eskiye göre çok iyi noktadasınız. Mehter adımıyla iki ileri bir geri yürüyerek olsa da önemli ilerleme söz konusu” değerlendirmesini yaptı. 

Dün sabah gazeteye geldiğimde Mehmet Ali Aslan’ın 1986’da yazdığı “Sakıp Sabancı’ya açık mektup” unun, 1996’da broşür olarak basılan metnine baktım. 

Mehmet Ali Aslan, Osmanlı döneminden başlayarak kürt sorununun tarihsel gelişimini aktardıktan sonra, sorunun açık tartışılması gerektiğini belirterek, şöyle diyordu:
 “Çünkü tartışma başlarsa Kürt ve Türk toplumları savaşmak için hiçbir nedenlerinin olmadığını, kardeşçe birlikte yaşamak için binlerce nedenlerinin bulunduğunu göreceklerdir. Savaş kışkırtıcılarının, yolsuzlukları, hırsızlıkları ortaya çıkacak. Ülke kaynaklarının nasıl talan edildiği ve nasıl verimsizliğe mahkum edildiği, ülke parasının değerinin nasıl dışarıya kaçırıldığı anlaşılacaktır. Halkın sefaletini pazarlayarak Kürt ve Türk gençlerinin kanları üzerinde politika yaparak, siyasal ve ekonomik rantları aralarında paylaşanların gerçek yüzleri ortaya çıkacaktır. 

Sorumluluk duygusu olanlar halk çocuklarının kanı, halkın ekmeği ve özgürlüğü üzerine oynanan kirli oyunlara seyirci kalamazlar.” 

Sabancı bilimsel araştırma ödüllerinin 2016 yılı konusu da , “Türkiye’de yeni merkezler: Kentlerde ekonomi, eğitim , sanat ve barış” olarak açıklandı.

Yazara Ait Diğer Yazılar Tüm Yazılar