Konya’da tarımsal üretim tehdit altında...
Türkiye’de kuraklığa bağlı olarak çok ciddi su sorunu yaşanıyor. Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu bir süre önce bu tehlikeye dikkat çekerek çok su isteyen tarım ürünlerinin ekilmemesini istedi. Başta Konya Ovası’nda olmak üzere birçok bölgede “hidrolik kuraklık” yaşandığı için ikinci ürün ekiminin yapılmaması yönünde üreticiler uyarıldı.
Konya Ovası’nda ve diğer bölgelerde yaşanan su sorunu yeni değil. Yıllardır yağış miktarının düşmesi, yeraltı su kaynaklarının azalması nedeniyle tarım sektörü tehdit altındaydı. Gelinen noktada tarımsal üretimin yapılamaması gündemde. Devlet, belki de ilk kez üreticiyi “ürün ekme” diye uyarıyor.
Konya Ovası’nda tarımsal üretimin yapılmaması ülkeyi ve çiftçiyi nasıl etkiler?
Bu soruya yanıt vermek için öncelikle Konya Ovası’nın önemini ortaya koymak gerekiyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin verilerine göre, Konya, Karaman, Aksaray ve Niğde illerini kapsayan Konya Ovası Projesi (KOP) kapsamında yaklaşık 3 milyon hektar tarıma elverişli alan var. Bölge ülkenin “tahıl ambarı” olarak tanımlanıyor. Ayrıca şekerpancarından mısıra, ayçiçeğinden patatese birçok ürün yetiştiriliyor.
Türkiye’nin sulanan tarım alanlarının yüzde 17’si Konya Ovası Projesi (KOP) bölgesinde yer alıyor. Ancak bölge su fakiri olduğu için su kaynaklarının sadece yüzde 4’ü bu bölgede. Bu suyun da yüzde 60’ı yeraltı suyundan karşılanıyor.
Çiftçi, tarımsal üretimi sürdürmek ve ürününü sulamak için yoğun olarak yeraltı suyunu kullanıyor. Bu amaçla kuyular açıyor. Çok sayıda kuyu açılarak su çekildiği için yeraltı suyu azalıyor. Bu kez su çıkarabilmek için her yıl biraz daha derine iniliyor.
Ayrıca kuyularla ilgili bir çok sorun yaşanıyor. Bölgede 100 bini aşkın kuyu olmasına rağmen bunların ancak üçte birinin ruhsatlı olduğu ifade ediliyor. Bu nedenle kuyulardan ne kadar su alındığı da net olarak bilinmiyor.
Su kuyuları denetlenemiyor ancak yüzde 15’inde sayaç var
İki yıl önce Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde kabul dilen 6111 Sayılı Yasa gereği sulama amaçlı kuyulara sayaç takılması zorunlu hale getirildi. Ancak, edindiğimiz bilgilere göre bölgede kuyuların ancak yüzde 15’inde sayaç takılabildi.
Büyük bölümünün kaçak olması nedeniyle kuyular denetlenemiyor. Ayrıca, ister ruhsatlı, ister kaçak olsun kuyudan su çıkarmanın da bir maliyeti var. Yüksek maliyet nedeniyle bölgede her geçen gün tarımsal üretimin maliyeti de yükseliyor. Bu yıl kuraklığın şiddetli yaşanması ile su sorunu daha da büyüdü ve üretimin yapılması tehdit altında.
Bölgenin önemli ürünlerinden olan şekerpancarı ve son yıllarda hayvancılığın gelişmesi ile üretimi yaygınlaşan mısır sezonda 8-10 kez sulanması gerekiyor. Yine son yıllarda ayçiçeği üretimi de bölgede yaygınlaşıyor. Trakya’da büyük oranda susuz ayçiçeği yetiştirilirken, Konya’da sulanarak yetiştiriliyor. Dolayısıyla bölgede su ihtiyacı artıyor. Kuraklık nedeniyle yağış azalınca yer altı suları daha çok kullanılıyor. Bu gelecekte çok daha büyük tehlike yaşanacağını gösteriyor. Bu nedenle mutlaka önlemler alınması gerekiyor.
Kuraklığa dayanıklı kültür bitkileri teşvik edilmeli
Türkiye Ziraat Odaları Birliği öncelikle Konya Ovası Projesi’nin tamamlanmasını istiyor. Toplam 14 sulama projesini kapsayan Konya Ovası Projesi tamamlandığında 1.1 milyon hektar tarım arazisi sulanabilecek. Ancak, yeterli kaynak ayrılmadığı için proje bir türlü tamamlanamıyor.
Türkiye Ziraat Odaları Birliği ayrıca kuraklığa bağlı olumsuzlukların oluşmaması için yöreye uygun, kuraklığa dayanıklı kültür bitkilerine verilen ürün bazlı desteklerin artırılmasını, su ihtiyacı az kültür bitkilerinin teşvik edilmesini, yörede yer altı suların da azalmanın önüne geçmek amacı ile üreticilere ek bir masraf getirmeden ruhsatsız kuyuların ruhsatlandırılmasını, yeraltı su kuyularından su kullanımı, üretimi azaltmayacak şekilde kontrol altına alınmasını öneriyor.
Özetle, bu yılın başında kuraklık konusunda bir çok kez uyardık. DÜNYA Gazetesi’nin yayınladığı 4 Mevsim Tarım Dergisi’nin Mart sayısında kuraklık konusunu çok ayrıntılı olarak ele aldık. O dönemde “kuraklık yok, kimse endişelenmesin” diyenler, şimdilerde “çok su isteyen tarım ürünlerini ekmeyin” diye uyarıyor. Bu yıl üretim sezonu büyük ölçüde tamamlanıyor. Ancak küresel ısınma ve iklim değişikliğine bağlı olarak önümüzdeki yıllarda kuraklığın daha şiddetli yaşanacağını bilerek acil önlemlerin alınması gerekiyor