Kimpeks'ten tarımda dev buluş

Başta domates olmak üzere patlıcan, biber, patates gibi sebzelere çok ciddi zararlar veren tuta absoluta zararlısını etkisiz hale getiren zirai ilaç geliştiren Kimpeks, bitkide kalıntı bırakmayan ürünü piyasaya sunabilmek için ruhsatlandırma sürecinin kol

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

AHMET USMAN 

İZMİR - Son dönemde yaş sebze üreticilerinin en büyük korkularından biri “domates güvesi” de denilen tuta absoluta zararlısı. İki yıl önce yaz aylarında domates rekoltesini bitirme noktasına getiren bu zararlı, son olarak geçtiğimiz ay Rusya’ya ihraç edilen 40 ton domatesin imha edilmesine ve bu ülkenin bazı Türk firmalarına satış yasağı koymasına neden olmuştu. İzmir’de faaliyet gösteren ve kimya konusunda Ar-Ge hizmetleri sunan Kimpeks, tuta absoluta zararlısını etkisiz hale getiren bir ilaç geliştirdi. Firma, ürünü piyasaya sunabilmek için ruhsatlandırma sürecinin kolaylaştırılmasını istiyor. Bitkide kalıntı bırakmayan bu ilacın dünyada da ciddi bir pazarının olduğunu vurgulayan Kimpeks Limited Şirketi sahibi Mustafa Aksoy, ilaç sayesinde ihraç edilen ürünlerin tuta ya da zirai kalıntı nedeniyle geri gönderilmesinin de önüne geçileceğini vurguladı. 

Domates üreticilerinin 3 yıl önce tuta absolutayla mücadele konusunda kendilerine talepte bulunduğunu anlatan Aksoy, şunları ifade etti: “Tuta absolutanın etkili olduğu alan Güney Amerika’dan Nil Deltası’na, Akdeniz çevresinden İran’a kadar uzanıyor. Yazın domates fiyatı arttıysa, bilin ki tuta sineği vardır. Bu zararlıyı incelediğimizde çok kuvvetli olduğunu gördük. Çok etkili zirai ilaçlar var. Bunlarla öldürebiliyorsunuz fakat bu ilaçların deaktivasyon süresi 15 günü buluyor. Oysa bu ürünler günlük hasat ediliyor. O süre içinde çoktan sofralarımıza gelip tüketilmiş oluyor. Bir firmanın geliştirdiği, deaktivasyon süresi kısa ilaç ise çok yüksek maliyetli olduğu için üretici kullanamıyor, üstelik kesin çözüm de sağlamıyor. Biz, Avrupa regülasyonlarına uygun, ertesi güne kalıntı bırakmayan ve uygun maliyetli bir ürün geliştirmek için çalıştık. Savunma mekanizmalarını defalarca inceledik, sayısız deneme yaptık ve sonunda başarıya ulaştık.”

"Ruhsatlandırma prosedürü gözümüzü korkutuyor"

İki yıldır Antalya’da deneme yaptıklarını anlatan Aksoy, şunları söyledi: “Tek uygulamada yüzde 90 verim aldık. İlaç kalıntı bırakmadı. Bitme aşamasına gelen seralarda denedik ve bitkilerin tekrar canlandığını gördük. Ardından ilacı trips adlı diğer bir zararlıda denedik ve o da başarılı oldu. Şimdi ürünü ticarileştirmek istiyoruz. Bunun için de ruhsatlandırmamız lazım. Fakat Türkiye’de ruhsatlandırma prosedürü ve maliyeti gözümüzü korkutuyor. ABD ve Avrupa’da konu çok hızlı şekilde ele alınır, ticarileştirilir ve pazara sunulur. Bizde ise pek çok engeli aşmak gerekir.”

 Zirai ilaçlarda ruhsatlandırmanın iki yıl sürdüğünü belirten Aksoy, “Her bir sınıf ve tip için ciddi paralar veriyorsunuz. 10 sınıfta başvursak yüz binlerce TL maliyeti var. Tek tuta absoluta için versek bile 40-50 bin TL harcamak gerekecek. Ardından iki yıl kaybedilecek. Denemeleri yaptığımız üreticiler bizden mal bekliyor, bizde mal var ama ruhsat olmadığı için satamıyoruz” diye konuştu. 

Acil durumlarda müsteşarlık tarafından geçici ruhsat verilebildiğini belirten Aksoy, “Bu zararlı sadece yaz aylarında etkili oluyor. Ruhsatlandırma için geçecek süre ülke ekonomisine de zarar verecek. Bu zararlının vereceği tahribat yanında bu ilacın yurtdışına satışından elde edilecek gelir için de iki yıl kaybedilmiş olacak. Çünkü bu ürün dünyanın her yerine satılabilir. Bizim diğer kimyasallarımızla ilgili Mısır’da bir bayimiz var. Ondan aldığımız bilgi Nil Deltası’nın tuta absoluta nedeniyle çok sıkıntı yaşadığı yönünde. Orada en çok yetişen tarım ürünleri pamuk ve domates. Pamukta henüz denemedik ama oradaki domates üreticilerinden büyük talep gelecektir” dedi. 

"Bizim gibi firmalar için işler kolaylaştırılmalı" 

Ar-Ge’nin çok maliyetli bir konu olduğuna dikkat çeken Aksoy, şunları kaydetti: “Yürüttüğünüz projelerden yüzde 20’sinin başarıya ulaşması bile çok yüksek bir oran. Hal böyleyken bizim gibi ruhsatlandırma türü işlemler için eleman, zaman ve parasal kaynak ayırmakta zorlanacak firmalar için işler kolaylaştırılmalı. Çünkü bu sadece bizim sorunumuz değil. Son yıllarda yerli üretim teşvik edilmeye çalışılıyor. Bu konuda da ithalat yapmak isterseniz işiniz çok zor. Ama kendiniz bir ürün geliştirdiyseniz, bu ürünü geliştirirken yaşadıklarınız yanına bir de pazara sunmak için ayrı uğraşmanız gerekiyor. Bunu yapamayanlar geliştirdikleri ürünün haklarını bu konuda çalışan uluslararası kuruluşlara devretmek zorunda kalıyor.”