Kars'tan hayvancılığa bakış...
Hükümet, besilik hayvan ithalatı için çalışma başlattı. Bunun haberini yazdık. Sen misin haberi yazan. Bazı üretici örgütlerinin yöneticileri, çalışmayı yapan ve daha önce ithalata izin veren hükümete değil bize kızdı.
Bize kızanlar, Bakanlığı aradıklarını "böyle bir çalışmamız yok" yanıtı aldıklarını söylüyor. Doğrudur. 2010'da da Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker "hayvan sayımı yaptık, yeterli hayvanımız var. İthalata gerek yok" dedikten bir hafta sonra ithalat kapıları açıldı.
Bakanlık bürokratlarının büyük besi çiftliklerinin sahiplerine "kısmi ithalat için çalışıyoruz. Çiftliğinizde kaç hayvan varsa o kadar ithal edeceksiniz" diye söz verdiğini biliyor musunuz?
Aslında üreticilerin bize kızmasına sevindik. Adresi yanlış da olsa bir konuda tepki göstermeleri iyidir. Zamanla doğru adres bulunur. Aynı tepkiyi mazot, yem ve diğer girdi fiyatlarındaki artışa, çiğ süte maliyetin altında ve 6 ay geçerli olacak fiyata karşı da göstermelerini bekliyoruz.
İthalat tartışması büyürken sektörden çok sayıda dostumuzla durum değerlendirmesi yaptık. Bu görüşleri paylaşıyoruz.
Kars'tan okurumuz Ali Çelik, ülkenin hayvancılık politikası ve ithalat konusunda önemli ipuçları veriyor.
Kars'ta 3 kuşaktır hayvancılık yapan bir aileden gelen Ali Çelik'in anlattıkları özetle şöyle:
"Hayvan ithalatı eylülden beri konuşuluyor. İthalatın Brezilya ve Avustralya'dan yapılacağı söyleniyor. İthalat açılır, açılmaz o hükümetin bileceği iş. Ben size Kars'ta hayvancılığın durumunu ve bu sektöre bakışımızı anlatmak istiyorum.
1980'li yıllarda yapılan ithalatın faturası 1990'da, 1990'lardaki ithalatın faturası 2000'lerde 2010'da yapılan ithalatın faturası ise bugünlerde önümüze çıkıyor.
Kars'ta 1980 öncesi 250 üyeli Doğu Anadolu Canlı Hayvan İhracatçıları Birliği vardı. Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'ne (SSCB) ihracat yapıyorduk. Şimdi ithalat yapıyoruz.
Yapılan her ithalatta hayvancılığı bırakan yüzlerce yetiştirici var. Burada geçimlik hayvancılık yapılıyor. Hayvancılığı bırakanlar büyük şehre göç ediyor. İthalat göç ve işsizliği artırıyor.
Kars, 31 Aralık 2013 itibariyle 560 bin büyükbaş, 440 bin küçükbaş hayvan varlığına sahip. Aynı tarih itibariyle 6-18 aylık besilik materyal olarak adlandırılan 100 bin hayvanımız var. 2013'te 200 bin hayvan sevkiyatı yapıldı Kars'ta hayvan yok diyemeyiz.
Karpuzun, portakalın bir sezonu olduğu gibi hayvancılığın da bir sezonu var. Bu sezon ağustosta başlar kasımda biter. Bugün hayvan fiyatının yükselmesinin nedeni büyük çiftliklerin ocak ayında karpuz istemesinden kaynaklanıyor. Ocakta karpuz isteyince turfanda ve değeri de yüksek oluyor. Oysa ağustos-kasım döneminde hayvan alımı yapanlar daha uygun şartlarda alabiliyor.
Fakat, ülkede hep ithalat olacak veya istediğimiz zaman ithalatı açarız diye düşünenler var. Bu beklenti nedeniyle sezonunda hayvan alımı yapmayanlar şimdi hayvan fiyatını yüksek buluyor.
Bugün Kars'ta besilik dananın kilosu canlı olarak 12-13 lira. Olması gereken fiyat 10.5 ile 11 lira.
İthalat beklentisi olunca çiftlikler, besi işletmeleri daha ucuza alırım diye bizden hayvan alımı yapmıyor. Veya çok az miktarda yapıyor. Onlar da haklı. 2010 yılında iç piyasadan hayvan alanlar açılan ithalatla çok büyük zarara uğradı.
Hayvan alıcıları ithalat olmayacağını bilseler, o zaman piyasadan daha rahat hayvan alabilirler. Ama ithalat açılacak umudu piyasayı bozuyor.
İthalat böyle sürekli gündemde olursa sektördeki herkes bundan zarar görür. Hükümet ithalatı kesinlikle düşünmüyoruz diye açıklama yapsa piyasa yönünü bulur.
Kars'ta çiğ sütün litresi 55 kuruş. Belirlenen 1 lira 5 kuruşluk referans fiyatın yüzde 40-45 altında. Bu fiyatla damızlık üretimini nasıl destekleyeceksiniz?
Çözüm belli, süte iyi fiyat verilmeli. Etçil ırklarınıslahını yapmak gerekir. Verimli etçi ırkları yaygınlaştırmak lazım.
İthalat söylentisi nedeniyle büyükler hayvan almaktan, küçükler hayvanları elden çıkarmaktan korkuyor. Olan ülke hayvancılığına oluyor."
Kars'tan hayvancılığa bakınca genel görünüm bu.