1 milyar insan gıda yüzünden göç etti

Barilla Gıda ve Beslenme Vakfı ile MecroGeo’nun yaptığı araştırma dünyada gıda ve iklim dengesizliklerinin yarattığı sonuçları çarpıcı biçimde ortaya koydu. Dünyada ilk kez yapılan araştırmaya göre 2010-15 yılları arasında gıda ve iklim değişikliği nedeniyle 1 milyar insan evini terk etti.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Geçtiğimiz yılların en çok satan kitaplarından “Homo Sapiens: İnsan Türünün Kısa Bir Tarihi”- ni okuduysanız, insanoğlunun şaşırtıcı gelişimine hızlı bir tanıklık etmişsinizdir. Yazar Yuval Noah Harari, “Hayvanlardan İnsanlara” taşığıdı bu gelişim sürecinde bazı çarpıcı ama bir o kadar da can sıkıcı “adımı” gözler önüne seriyor. İnsanoğlunun kendine, hayvanlara, bitkilere kısacası tüm doğaya “gelişim” uğruna ödettiği bedel, artık istatistik tablolarını bile hayerete düşürür cinsten. Bu konuya neşter niteliğindeki her araştırma, bir öncekinden çok daha vahim.

Bunlardan birini de Barilla Gıda ve Beslenme Vakfı (BCFN) ile MacroGeo yaptı geçtiğimiz günlerde. Dünyada ilk kez açlık, iklim değişikliği ve göçlerin akışı arasındaki bağlantıyı araştıran "Gıda ve Göçler" adlı araştırmanın sonuçları “denge” kavramını kifayetsiz kılıyor. Araştırmaya göre 2010-2015 yılları arasında gıda ve iklim değişikliği nedeni ile 5.4 milyon kişi Orta Avrupa'ya, 4.5 milyon kişi ise Akdeniz Avrupa'sına göç etmiş. Dünyada göçmen ve mülteci olarak yaşayanların sayısı ise 1 milyara ulaşmış durumda. Dünya genelinde doğdukları ve yaşadıkları ülke içinde yer değiştirenlerin sayısı yaklaşık 760 milyonu, başka bir ülkeye göçenlerin sayısı ise 245 milyonu buldu.

Neden savaş değil açlık

Afrika'daki göç güzergahlarına bakıldığında; araştırmacılar, göçmenlerin yüzde 10'unun kuzey rotasını kullanarak Avrupa’ya geçtiklerini, geri kalan yüzde 90'ının ise kıta içinde yer değiştirerek, özellikle Batı Afrika Ekonomik Topluluğu sınırlarına yöneldiklerini belirttiler.

Araştırma, gıda güvensizliğindeki her yüzde 1'lik artışın, nüfusun yüzde 1.9'unu göçe zorladığını ortaya koyarken, savaşlar nedeni ile ana vatanlarından kaçanların oranı ise yüzde 0.4 olarak açıklandı.

BCFN Başkanı Guido Barilla ortaya çıkan bulgular hakkında şunları söylüyor: "Gıda ve göçler arasında yakın bir bağlantı var; insanlar gıda güvensizlikleri nedeniyle göç ediyorlar çünkü iklim değişikliği dünyanın çeşitli bölgelerinde gıda üretimini olumsuz etkiliyor. Diğer taraftan iklim değişikliği de büyük ölçüde gıda üretim yöntemlerinden kaynaklanıyor. Tarım, sera gazlarının yüzde 24’ünden sorumlu. Bu oran, sanayiden (yüzde 21) ve ulaşımdan (yüzde 14) daha yüksek. Afrika’da yaşanan gibi ağır demografik baskılar da göç etme kararının oluşturan diğer ana unsur. Sadece entegrasyon politikalarıyla değil, Birleşmiş Milletler’in (BM) 2030 gündeminde belirtildiği üzere sürdürülebilir kalkınmayı destekleyen politikalar aracılığıyla da bu kalıpları kırmalıyız."

Kaynak nüfusa yetmiyor

Afrika örneğinden yola çıkan ve son 30-40 yılda kıta içinde ve dışarı doğru yaşanan başlıca göç hareketlerinin nedenlerini inceleyen uzmanlar, göçü hızlandıran faktörleri, iklim değişikliğinin neden olduğu çevresel etkiler ve kaynaklara erişim olarak sıraladı. Afrika, dünyadaki içme suyunun yaklaşık yüzde 9’una sahip olmasına rağmen Dünya Sağlık Örgütü’ne göre 2015 itibariyle Afrika’nın Sahra altı bölgesinde 319 milyon insanın hala içilebilir su kaynaklarına erişimi yok. Uzmanlar ayrıca bölgede 1,2 milyar olan nüfusun 2050'de 2,4 milyara yükseleceğini, artacak gıda ihtiyacı baskısının yanı sıra savaş, çatışmalar, yoksulluk, işsizlik ve refah eksikliği gibi sorunlar nedeni ile de göçün aynı doğrultuda devam edeceğine dikkat çektiler.

Etnik yiyecekler kritik değer

Göçlerin sadece bir entegrasyon sorunu olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayan uzmanlar, aynı zamanda gerçek bir kaynak olarak da değerlendirilmesi gerektiğini; yiyeceklerin bu anlamda anahtar rol oynadığını söylüyor. İngiltere, Fransa, Almanya, İtalya, İspanya, Belçika, Hollanda, Avusturya ve Portekiz'de gıda pazarının 2016'daki cirosunun 427 milyar dolar olarak belirlendiğini, tüketici ürünlerinde 2015’e kıyasla 4.3 milyar euroluk bir artış (%0.9) yaşandığını belirten uzmanlar, Almanya, Fransa, İtalya ve İspanya'da evlerde tüketilen gıdalarda "etnik" payın 3 milyar euro seviyesinde olduğuna dikkat çekiyor. Entegrasyon ve paylaşımın gıda üreticileri ve yerel tüketicilerin sınır ötesi pazarda da yeni lezzet arayışını tetiklediğini, bu durumun ekonomik katkıya dönüştüğünü belirten uzmanlar, baharat ve aromalı bitkiler pazarının her yıl yüzde 5 büyüyeceğini, 2020’de pazarın 8.74 milyar euroluk hacme ulaşacağını tahmin ediyor.