'Sabaha yeni bir rakiple uyanabilirsiniz'
CIO Dergisi, DÜNYA Gazetesi ve Fujitsu’nun düzenlediği ‘Şirketinizi Geleceğe Taşıyın’ başlıklı toplantıda konuşan Fujitsu Destek Hizmetler Direktörü Çalıklı, 'Sabah kalktığınızda bir rakip bulabilirsiniz. Hızlı olmamız gerekiyor' dedi.
Gülay SOYDAN PEHLEVAN
BURSA - Teknolojinin şirketleri nasıl dönüştüreceği, daha kârlı ve verimli bir organizasyon olmak için neler yapılabileceği konusu Bursa’da ele alındı. Fujitsu Satış Öncesi Destek Hizmetler Direktörü Emin Çalıklı, “Bir sabah kalktığınızda karşınızda rakip bulabilirsiniz. Devir, büyük balığın küçük balığı yediği değil, hızlı balığın yavaş balığı yediği devir. O yüzden mutlaka hızlı olmak zorundayız” dedi.
CIO Dergisi, DÜNYA gazetesi ve Fujitsu’nun birlikte düzenlediği ve ilki Konya’da gerçekleştirilen ‘Şirketinizi Geleceğe Taşıyın’ başlıklı toplantının ikinci ayağı Bursa’da düzenlendi. Moderatörlüğünü DÜNYA Gazetesi Kurumsal Stratejiler Direktörü Murat Yıldız’ın yaptığı Crowne Plaza Bursa’da düzenlenen panelde Fujitsu Satış Öncesi Destek Hizmetler Direktörü Emin Çalıklı, Bilgehan Baykal ve Serdar Kuzuloğlu katılımcılara sunum yaptı. Fujitsu Satış Öncesi Destek Hizmetler Direktörü Emin Çalıklı, dünya üzerinde inanılmaz bir değişim olduğuna dikkati çekerek, “İnsanoğlu yaklaşık 25 bin yıl önce mağara duvarlarına resim yaptı. Tarımı keşfetmemiz 15 bin, tekerlekle ulaşım 5 bin, ilk köylerin kurulması 2 bin 500, bilimle tanışmamız 1.900 yılımızı alırken, endüstrileşmeyi sadece 325 yılda başardık. Haberleşme 95 yılımızı aldı. 65 yılda vakum tüplü bilgisayarları bulduk. 38 yılda işlemciye, 15 yılda internete geçtik. Son 12 yıldır da mobili, bulutu konuşur hale geldik. Bu bizim aslında nasıl geliştiğimizi gösteriyor. Binlerce yıllık gelişmeden artık yıllara dağılmış gelişim söz konusu. Birçok cihazı internete bağlamaya başladık. Bir sonraki dalga yapay zeka ve artırılmış gerçeklik” dedi.
‘Devir, hızlı balığın yavaş balığı yediği devir’
Dijital dönüşümü örneklerle açıklayan Çalıklı, dünyada toplam 200 bin otel varken, Airbnb’nin portföyünde 2 milyarın üzerinde e-otel bulunduğunu, New York’ta 13 bin taksi çalışırken, UBER’in 25 bin taksisi olduğunu vurguladı. Çalıklı, “Öte yandan global telekom şirketleri günde 20 milyar SMS gönderirken, Whatsapp günde 35 milyar gönderim yapıyor. Bu şu anlama geliyor. Bir sabah kalktığınızda bir rakip bulabilirsiniz. O kadar hızlı gelişiyoruz ki. Dolayısıyla hızlı olmamız gerekiyor. Bir söz var; artık devir, büyük balığın küçük balığı yediği devir değil, hızlı balığın yavaş balığı yediği devir. O yüzden mutlaka hızlı olmak zorundayız” değerlendirmesinde bulundu. Konuşmasında Fujitsu hakkında da bilgi veren Çalıklı, dünya genelinde 18 bin 500’ü Ar-Ge uzmanı olmak üzere toplam 159 bin çalışanları olduğunu; Amerika, Londra, Çin ve Japonya’da laboratuvarları bulunduğunu anlattı. Çalıklı, “Fijutsu sunucuları performans dalında 100’ün üzerinde dünya rekoruna sahiptir. Depolama sistemlerimiz NASA’nın uzay araştırmalarında tercih ediliyor. Enerji kullanımında dünyanın en yeşil sistemlerine sahibiz. Intel ile Fujitsu’nun Japonya’da ortak Ar-Ge merkezi var. Oracle Sparc işlemcilerinin tasarımcısı ve üreticisiyiz. Dünyanın sayılı süper bilgisayar üreticileri arasında bulunuyoruz” dedi.
'4. Endüstri Devrimi’ni yakalamamız lazım'
Bilgehan Baykal da Endüstri 4.0’ın önemine dikkati çekti. “Fiziksel dünya ile dijital dünya birleşiyor. Bu birleşim ürünlerde, operasyonlarda, sistemlerde oluyor” diyen Baykal, “Bizim şu an Almanya’ya karşı, maliyet anlamında, ciddi rekabet avantajımız var. Ancak Almanya çıktığı yolda devam ederse ve biz bir şey yapmazsak 2020 yılı itibariyle bu maliyet avantajımız kapanıyor. Türkiye’yi doğru okumak ve analiz etmek gerekiyor. Dış ticaretimizin yüzde 60’ını Avrupa ülkeleri oluşturuyor ve Almanya bir numaralı partnerimiz konumunda” diye konuştu. Diğer yandan Türkiye’nin yetişmiş insan kaynağında ciddi sıkıntıları olduğunu ve bu konuda OECD ortalamasının çok altında bulunduğunu savunan Baykal, şunları kaydetti:
“Avantajımız ise belli inisiyatifleri hayata geçirme konusunda gelişmiş ülkelere göre daha çok hareket edebilmemizdir. 4. Endüstri Devrimi’ni yakalamamız lazım. Eğer bunu hükümet sahiplenirse, imalat sanayiinde çalışan firmalara bu doğrultuda teşvik verilirse, biz bu yola gidebiliriz. Özel sektör tek başına bırakılırsa bunu önceliklerine koymayabilir. Az bir süre var. Bunları aşabilirsek sonuç olumlu olabilir.”
Dijitalleşme, kurumları hızlıca dönüştürüyor
DÜNYA Gazetesi Kurumsal Stratejiler Direktörü Murat Yıldız, dijitalleşmenin son dönemde sıklıkla duyulan terimlerden biri olduğuna işaret etti. Dijitalleşmenin kurumları hızlıca dönüştürdüğüne dikkat çeken Yıldız, "Kimi kurumların daha hızlı büyümesini sağlarken, kimi kurumların da yok olmasına sebep oluyor. Örneğin dijitalleşme sayesinde hiçbir taksisi olmayan taksi firmaları, oteli olmayan otel zincirleri ortaya çıkıyor. Bu da geleneksel olarak işlerini yapan firmaları ciddi anlamda tehdit ediyor” diye konuştu. Diğer yandan DÜNYA gazetesi olarak Teknoloji Olgunluğu Barometresi Anketi yaptıklarına değinen Yıldız, böylece tüm Türkiye’de farklı şehirlerde kurumların, özellikle de KOBİ’lerin teknolojiyi kullanarak nasıl farklılaştıklarını ya da farkındalıklarının olup olmadığını rapor haline getireceklerini sözlerine ekledi.
Teknoloji insan hayatını belirleyici hale geldi
Serdar Kuzuloğlu, teknolojinin insan hayatını belirleyici hale geldiğine işaret etti. “İster istemez endüstriler dönüşümleri tetikleyecek. Bunun yaratacağı tasarruf ve kaçınılmaz uluslararası ilişkiler zannettiğimizden daha çabuk bir zamanda özellikle endüstriyel ölçekte bize çözümleri sunacak” diyen Kuzuloğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Geçmişten bugüne ciddi bir dönüşüm var ve varlığımızı buna borçluyuz. Hiçbir zaman unutmamamız gereken gerçek bu. Milyar yıllık dünyada çok kısa bir zaman dilimindeyiz. Medeniyet dediğimiz şey daha 200 yıldır var. Bu seviyeye ulaştık çünkü değişimi yönetebiliyoruz, oluşturabiliyoruz ve uyum sağlayabiliyoruz. Bu sayede varız. Bunu yapabilenler var olurken, yapamayanlar yok oluyor. Tıpkı yapamayan şirketlerin, kurumların yok olduğu gibi. Öte yandan insanlar trendleri, değişimleri, dönüşümleri çok merakla takip ediyor ama uymak için değil. Büyük çoğunluğu önlem almak için bunu yapıyor. İnsanoğlunun en korktuğu şey değişim. Ödümüz kopuyor. Oysa değişimler her zaman sıradışıdır.”