"Özgürlüğe açılan kapı ve gizli bir kardeşlik"
Mazda yöneticilerinden Atsan, motor tutkusunu DÜNYA'yla paylaştı.
AYSEL YÜCEL
Motosiklet bir kez hayatınıza girdi mi, tutkuya dönüşmemesi neredeyse imkansız. ‘Yüzünüze çarpan rüzgar, ciğerlerinize dolan oksijen her şeye bedel’ diyen Mazda yöneticilerinden Tamer Atsan, 40’lı yaşlarda tanıştığı motosiklete duyduğu aşkı DÜNYA'ya anlattı...
■ Tanışma hikayeniz?
Çocukluğumdan beri hep aklımdaydı motosiklet kullanmak fakat hem kendime hem de çevreme güvenemiyordum. 40’lı yaşlara geldiğimde otomobil kullanırken daha sakin bir insan olduğumu farkettim, artık delikanlılık dönemi bitmiş yaşanabilecek riskler dikkate alınmaya başlanmıştı. İşte dedim tam zamanı!! Bununla birlikte çok değerli arkadaşım Bilge Hergüner’in motor tutkusu bana örnek oldu ve 2004 yılında 250 CC’lik bir scooterla motosiklet hayatım başladı.İlk birkaç ayda gördüklerim ve yaşadıklarım neticesinde derhal Honda’nın Şekerpınar'daki tesislerinde organize ettiği motorsiklet sürüş teknikleri eğitimini aldım. 2004 yılının sonlarına doğru çok daha bilinçli, kendine güvenen ve etrafındaki tehlikelerin farkında olan bir sürücü haline gelmiştim.
■ Tarzınız?
Bir dergide motosiklet editörlüğü yaptığım için işim gereği her tarz motorsikleti uzun süre test etme imkanı buluyor ve bundan büyük bir keyif alıyorum. Ülkemizde motosiklet kullanmak oldukça pahalı bir zevk. Ancak özellikle İstanbul gibi bir metropolde yaşıyorsanız mutlaka bir Scooter ihtiyacınız oluyor ve bu ihtiyaç önümüzdeki dönemde çok daha fazla artacak. Şu anda 250 CC’lik bir Scooter’ım var yakın gelecekte ise 1200 CC’lik bir Enduro motor alma niyetim var.
■ Sizin için de bir yaşam tarzı mı?
Motosiklet benim için bir yaşam tarzına dönüştü gerçekten. İki teker üzerinde yolları katettikçe farkında olmadığım yeni sebeplerde buluyorum motor kullanmak ve riskleri göze almak için. Temel olarak neyi ifade ediyor diye sorarsanız “özgürlük” derdim. İnsan motorun üstündeyken hiç hissetmediği kadar kendini özgür hissediyor, biraz süratlenince yüzünüze çarpan rüzgar, ciğerlerinize dolan oksijen inanın herşeye bede! Kullandıkça anlıyorum ki bazı farklı duygular var bu işin içinde, sanki “gizli bir kardeşlik” var motoru keyif için kullananlar arasında. Birbirlerine olan saygıları, yardımlaşmaları, selamlaşmaları, otomobilde hiç alışık olmadığımız yol vermeleri. Bu benim için çok anlamlı, birbirini hiç tanımayan ama aynı tutkuyu paylaşmaktan dolayı birbirine değer veren, saygı duyan bir topluluk, bu yüzden motora binmenin dışında çok daha fazla seviyorum bu olguyu ve bu topluluğun bir üyesi olmayı.
■ Peki ya hız?
Asla!! Motosiklet kullanmak zaten başlı başına bir risk Türkiye’de. Bu sebeple ben mümkün olduğunca sakin ve yavaş kullanmayı tercih ediyorum.
■ Motosiklet alırken öncelikleriniz?
Motorun dış görüntüsü önemli. Seyrederken keyif almanız gerekiyor. Bununla birlikte kullanım tarzınız, kilonuz, boyunuz ve ihtiyacınıza göre motor stilinizi belirlemeniz lazım, örnek olarak benim boyum 1.87, ağırlığım 87 kg, bu verilerle bir Enduro motora binebilirim ama 1.60 boyunda 60 kg bir insanın Enduro motora binmesi çok doğru değil. ABS fren sistemi de mutlaka olmalı.
■ Size sağladığı kolaylıklar?
Motor kullanımı zamandan ve paradan tasarruf sağlıyor, özellikle İstanbul gibi metropollerde otomobil yerine motorsiklet tercih ederseniz en az yüzde 50 zamandan, yüzde 50 yakıttan tasarruf edersiniz. Üstelik otomobil içerisinde trafik sıkışıklığı insanların sinir sistemini negatif olarak etkilerken aynı yolu motor ile yapıyorsanız tam tersine keyif ve mutluluk kaçınılmaz oluyor. Bunlara ilave olarak gittiğiniz yerde park yeri arama problemi de yaşamayacaksınız!! Bundan daha güzel bir şey olabilir mi?
■ Trafiktekilere mesajınız?
2016 yılı toplam verilerine göre 295 bin ölümlü ve yaralanmalı trafik kazasının 46 binini motorsiklet kazaları oluşturuyor. Türkiyede trafik ile ilgili katetmemiz gereken çok yol, yapılması gereken çok iş, alınması gereken çok önlem var. Trafiğe çıkan tüm araç sürücülerinin ve yayaların bilinçlendirilmesi ve farkındalıklarının artırılması gerekiyor. Bırakın trafikte motor kullanıcılarına saygıyı, Türkiye’de insanların hiçbir yerde birbirlerine saygısı ve sevgisi yok, zaten temel problem de bu. Ancak bunu aşarsak ve üzerine ciddi bir eğitim koyarsak işte o zaman yavaş yavaş iyileşme başlayacak. Özetle sevgi, saygı ve eğitim!
Motosiklet tutkunları İstanbul’da buluşuyor