Öncü göstergeler güçlü büyümeye işaret ediyor
Türkiye İş Bankası’nın 2008 yılından bu yana DÜNYA Gazetesi iş birliği ile düzenlediği, ‘İş’le Buluşmalar’ toplantılarının ‘Dijital Ekosistem ve Sürdürülebilir Rekabet’ başlıklı 42’nci toplantısı Adana’da gerçekleştirildi.
ECE CEYHUN / GÜLSÜM ERDEM EMEN
Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, bundan sonraki dönemde büyümenin itici gücünün özel sektörün yatırımları olması gerektiğini vurgulayarak “Öncü göstergeler güçlü büyümeye işaret ediyor” dedi.
İş’le Buluşmalar Toplantısı’nda Türkiye ve dünya ekonomisine ilişkin değerlendirmeler yapan İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, dünyada “süper güç” diye tanımlanan tarafların oluşturdukları gündemlere bakıldığında son derece sıra dışı bir dönemden geçildiğinin altını çizdi. Tüm ekonomik ve siyasi zorluğa rağmen Türkiye’nin, geçen yıl yüzde 7.4 gibi hiç beklenmedik ölçüde bir büyüme performansı gösterdiğine değinen Bali, “Bu büyüme performansı ile Türkiye, 2017 yılında G20 ülkeleri arasında ilk sırada, OECD ve AB ülkeleri arasında da ikinci sırada yer aldı. Hiçbir sorunumuzun olmadığını, her şeyin güllük gülistanlık olduğunu ifade ediyor değilim. Tabii ki zorluklarımız, sorunlarımız var. Bunları çözmek için çalışacağız. Lider kuruluşların sorumlulukları da böyle dönemlerde belli olur. İyi konjonktürler ayırt edici değildir. Esas olan zaten zorluğun yönetilmesidir. O bakımdan hepimize sorumluluklar düşüyor” diye konuştu. Adnan Bali, önümüzdeki süreçte yüksek büyümenin sürdürülebilirliğinin önemli olduğuna dikkat çekti.
Büyümede dönüşümün sinyalleri var
KGF uygulaması ve kamunun aldığı tedbirlerin büyümenin arkasındaki temel etmenler olduğunu vurgulayan Bali, yaptıkları hesaplamalara göre 7.4’lük büyümenin 2.5 puanlık kısmının KGF kredilerinden kaynaklandığını söyledi. Bali, “Fakat şimdi bakmamız gereken şu; iyi zamanda, doğru zamanda, doğru kurgularla KGF hayata geçirildi. Çok iyi bir enstrümandı. Şimdi bankalar olarak yenisini de kullandırıyoruz. Ancak kamunun öncülüğünden sonra asıl önemli olan, büyümenin asıl aktörlerince, özel sektörce devralınması gerekir. Daima kamunun itici güç olması sağlıklı değil. Bundan sonra sadece tüketim harcamaları yoluyla değil, üretimle, makine teçhizat yatırımlarıyla, imalat sanayi yatırımlarıyla ve ihracatın artan katkısıyla yeni bir faza, başka bir büyüme kompozisyonuna geçmemiz gerekiyor. Ancak bu şekilde büyümenin kendi dinamikleri üzerinde yürümeye başladığını söyleyebiliriz” değerlendirmesini de yaptı.
Makine teçhizat yatırımlarının 4 çeyrek üst üste geriledikten sonra 3’ncü çeyrekte yüzde 15.7, son çeyrekte de yüzde 8.3 artmasının de önemli bir gösterge olduğunun altını çizen Bali şöyle devam etti: “Öncü göstergeler Türkiye’nin bu yılın ilk çeyreğinde de güçlü performans sergilediğine işaret ediyor. Nitekim ocak ayında sanayi üretimi yıllık bazda yüzde 12 artarken, yılın ilk çeyreğine ilişkin açıklanan PMI verileri imalat sektörünün büyümeyi sürdürdüğünü gösteriyor. Şubat ayı merkezi yönetim bütçesinin geçtiğimiz yıla kıyasla iyileşmesi de mali disiplin açısından olumlu bir tablo ortaya koyuyor.”
Enflasyon ve cari açık
Bali, “Önümüzdeki özellikle birkaç çeyreklik dönem, büyümenin kaynaklandığı alt kalemlerin analizi açısından önemli olacak, bunu izleyeceğiz. Diğer taraftan, jeopolitik gelişmelere ve gelişmekte olan ülkelere yönelik yatırımcı ilgisindeki dalgalanmalara bağlı olarak son dönemde döviz kurlarındaki aşırı yükselişler, enflasyon görünümü üzerinde risk oluşturabilir. Bunları yönetmemiz gerekecek. Ayrıca, 2017’de kaydettiği yükseliş eğilimini bu yılın ilk ayında sürdüren cari açık, önümüzdeki dönemde izleyeceği rota açısından dikkat etmemiz gereken en önemli göstergelerden biri.”
Her KOBİ rekabet üstünlüğü için 'dijitalleşmenin' tanımını iyi yapmalı
DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ’ın moderatörlüğünde; İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aran, Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu ve DÜNYA Gazetesi Yazarı Dr. Rüştü Bozkurt’un katıldığı bir de panel düzenlendi.
Microsoft Türkiye Genel Müdürü Murat Kansu firmaların dijital dönüşümle ilgili öncelikle bir stratejilerinin olması gerektiğini söyledi. Kansu “Dijital dönüşüm herkesin dilinde olan, herkesin tartıştığı bir konu. Burada ne anlamamız gerektiğini iyi tanımlamamız lazım. Şirketimizi daha iyi yerlere götürecek, büyütecek tarafı iyi anlamak ve kurgulamak gerekiyor. KOBİ’lerimizde yeni teknoloji kullanarak yeni fikirleri hayata geçirmeleri çok çok önemli” dedi. Dijital dönüşümü 4 ana grup olarak ele aldığına da değinen Kansu, “Birincisi müşterilerimizi daha iyi tanımamız gerekiyor. Her bir müşterimizin kim ve ihtiyaçlarının ne olduğunu çok çok iyi anlamamız lazım. Onun istediği ürünleri üretebiliyor, değiştirebiliyor olmamız lazım. İkincisi ürünlerimizi değiştirmek. Geleneksel ürünlerimizi, teknolojinin bize sunduğu yeni olanaklarla değiştirebiliyor olmamız lazım. Üçüncüsü teknoloji kullanarak verimliliği artırmak. Dördüncüsü çalışanlarımızın uyumlu ve verimli çalışması. Yanlış anlaşılmalara yer vermeden çalışanların verimliliğini artırabilmeliyiz. Bunları bütün olarak düşündüğümüzde aslında bulut teknolojilerinden bahsediyoruz. Bulut teknolojilerinin farkındalığı artmalı” diye konuştu.
Önce hayal edin
Bankacılıkta dijitalleşmenin yansımaları hakkında bilgi veren İş Bankası Genel Müdür Yardımcısı Hakan Aran ise “Ne iş yapıyorsanız yaptığınız işin 3 sene, 5 sene sonra nasıl yapılacağını ve hangi teknolojilerin kullanacağının hayalini kuruyor olmanız gerekiyor. Bu hayali kurduktan sonrada ‘ben bu işi bu hayale nasıl dönüştürürüm’ün planını yapıyor olmak gerek. Yani bir teknoloji almadan önce yükselen teknolojileri bilmek, bu teknolojileri anlamak, başka teknolojilerde nasıl kullanıldığını, başarılı örneklerini görmek ve kendi alanıma ben bunu nasıl uygularım diye oturup planını yapmak gerek” diye konuştu. Bu nedenle de teknolojideki dönüşümü yakından izlemek gerektiğine değinen Aran, “Hangi sektörde olursak olalım, dünyadaki gelişmeleri çok yakından takip etmemiz gerekiyor. Teknoloji belki çağ başlatmıyor ama teknolojinin tetiklediği bir olay domino etkisi yaratabiliyor” şeklinde konuştu. “Yeni bir dünya kuruluyor. Bizler bu yeni dünyada nasıl konumlandıracağımız sormamız lazım” diyen DÜNYA Gazetesi Yazarı Dr. Rüştü Bozkurt “Dijitalleşme önümüzdeki 5 yılımızı inanılmaz derecede değiştirecek. Zaman anlayışımız değişecek” dedi.
Yenilikçilik 'günlerle' ifade ediliyor
GE Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Canan M. Özsoy, Adana iş dünyasına teknolojik dönüşüm ve dijitalleşme konulu bir sunum yaptı.
Konuşmasında “Adana’nın hızla dijitalleşmesi lazım” vurgusunu yapan Canan M. Özsoy, bu hamlenin hem Adana’nın hem dünyadaki rakiplerine karşı hem de kendisinden daha çok teşvik alan komşu illere karşılık rekabet gücünü artırmasına neden olacağına işaret etti. Bir şirketin sadece imalat gücüyle rekabetçi olmasının zor olduğunu ifade eden Özsoy, “Tüm dünyada sanayide verimlilik artışları ve rekabet gücü tehdit altında. İnanıyoruz ki dijitalleşme ile bu yeniden ivme kazanacak. Neden inovasyon? Şirketlerimizin sadece imalatla katma değer oluşturması çok zor da ondan. Bugünkü katma değer zincirine baktığınızda imalatın payının çok azaldığını Ar-Ge’nin tasarımın ve pazarlamanın öne çıktığını görüyoruz. Ar-Ge ve tasarım yapamazsak, yenilik yapamazsak sadece imalatla rekabet edebilmemiz zor. Bunun içinde eski Ar-Ge alışkanlıklarını değiştirmek lazım. Şimdi artık zaman sürat zamanı. Hız son derece önemli” dedi. Bir fikrin, prototipe, prototipin ise pilota dönüşümünün ‘günlerle’ ifade edilmesi gerektiğine değinen Özsoy, “Eskiden yıllarla ifade edilen yenilikçilik şimdi ‘günlerle’ yapılıyor. Şimdi en yenilikçi ürünleri 90 günde yapıyoruz. 90 günün sonunda ya çöpe atıyoruz ya da hemen gerçek hayatta ölçeklendirmeye çalışıyoruz. İşte Türkiye’de de bize bu sürat ve teknik kıvraklık lazım” diye konuştu. Özsoy ayrıca, emek piyasasının da değiştiğini anlatarak ‘mavi yakalıların’, ‘yeni yaka’ adı verilen robotu programlayan, kontrol eden, geliştiren iş gücüne dönüştüğüne değindi. Türkiye’nin de gençlerini teknik liselerde kodlama öğreterek inovasyon ekosistemini geliştirmesi gerektiğini aktardı.