“Mücbir sebep koşulsuz şartsız uzatılmalı”

31 Ağustos’ta sona erecek olan mücbir sebep hali için geçtiğimiz günlerde Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından bireysel başvurularda uzatma kararı alındı. Karar sonrası bölge oda başkanlarından ortak açıklama geldi. İş dünyası mücbir sebebin koşulsuz şartsız uzatılmasını bekliyor.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Depremden etkilenen kent­lerin ticaret ve sanayi oda­larının başkanları, Adıya­man, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya ile Gaziantep’in İslahiye ve Nurdağı ilçelerinde 31 Ağustos’ta sona erecek mücbir sebep halinin uzatılması için Cumhurbaşkanı Re­cep Tayyip Erdoğan’a seslendi.

Adıyaman’da gerçekleştirilen toplantıya Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Torunoğlu, Kahramanmaraş Ti­caret ve Sanayi Odası Başkanı Mustafa Buluntu, Malatya Tica­ret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuz­han Ata Sadıkoğlu, Antakya Tica­ret ve Sanayi Odası Başkanı Hik­met Çinçin, İslahiye Ticaret Odası Başkanı Selahattin Türkmen, AT­SO Meclis Başkanı Abdulgani Be­reket, Adıyaman Esnaf Sanatkâr­lar Odaları Birliği Başkanı Ziya Duranay, Adıyaman OSB Başka­nı Abdulkadir Çelenk, Adıyaman Ticaret Borsası Başkanı Mahmut Fırat, Adıyaman SMMMO Baş­kanı Aziz Çelik, Hatay SMMMO Başkanı Jale Marufoğlu, Malatya SMMMO Başkanı Serdar Böke, Kahramanmaraş, SMMMO Baş­kanı Abdullah Kalın, İskenderun SMMMO Başkanı İbrahim Kay­nar, ATSO Meclis üyeleri katıldı.

“Finansmana erişimde zorluk yaşanıyor”

Toplantıda konuşan KMTSO Başkanı Mustafa Buluntu, tüm bölgenin sorunlarının ortak ol­duğundan bahsederek, şunları kaydetti: “Organize sanayi böl­gelerinde herhangi bir teşvikten veya kredi imkânından maalesef faydalanamadık. KGF kredileri­ne başvurduğumuzda, en büyük firmamıza bile sadece 15 milyon TL’lik bir limit tanımlandı. Ancak bu tutar, o tesisin sadece üç gün­lük elektrik giderini bile karşıla­mıyor.

Esnaflarımız için de du­rum pek farklı değil. Esnaf kefalet kooperatiflerinden alınan kay­naklar yeterli değil. KOSGEB kre­dileriyle ilgili olarak birçok sektö­rün dâhil edilmesi için mücadele ettik ve 400 bin TL ile 750 bin TL arasında bir kredi imkânı sağla­maya çalıştık. Ancak bu kaynak­lar, sorunların çözümünde yeter­li olmadı. Bu sorunlar sadece ti­caret ve sanayi odalarının, esnaf odalarının veya organize sanayi bölgelerinin değil, hepimizin so­runudur” diye konuştu.

“Bireysel başvurularda uzatma yaralarımıza merhem olmaz”

31 Ağustos’ta mücbir sebep hâli sona ereceğini hatırlatan Musta­fa Buluntu, “Hazine ve Maliye Ba­kanlığımız, bireysel başvurular­la uzatma yapılabileceğini belirtti ancak bu durumun yaralara mer­hem olamayacağı kanaatindeyiz. Bina hasarı olmayan ancak iş gü­cünü, cirosunu, işçisini kaybeden birçok esnaf ve firma var. Bu kriter­leri ayırmak ve her biri için ayrı bir süreç işletmek çok zor olacak” dedi.

Bu süreçte Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın nasıl bir değerlen­dirme yapacağı, bu dilekçeleri na­sıl kontrol edeceğinin net olma­dığını kaydeden Buluntu, “2023 yılı mali verilerimiz hâlâ sisteme işlenmiş değil. 356 mali müşavi­rimiz konteynerlerde hizmet ver­meye çalışıyor.

Bu şartlarda ne be­yanname verebiliriz ne de verilen beyannameleri ödeyebiliriz. Faiz oranları yüzde 60’lara çıkmış du­rumda ve bu oranlarla kredi almak neredeyse imkânsız. Depremde tesisleri hasar görmüş firmala­rın krediye erişimi de yok dene­cek kadar az. Dolayısıyla Bölgede­ki tüm sanayi ve ticaret odaları ile el ele vererek ortak sorunlarımı­za çözüm arıyoruz. Devletimizden ve yetkililerden bu konularda des­tek bekliyoruz” diye konuştu.

Çinçin: Alınan karar bölge gerçekleriyle örtüşmüyor

Antakya Ticaret ve Sanayi Oda­sı Başkanı Hikmet Çinçin, “Coğ­rafyamız bir, yaşanmışlıklar bir kaderimiz bir. Taleplerimizde bir­biriyle örtüşüyor. Dolayısıyla biz arzu ederdik ki enerjimizi baş­ka işlere ayıralım, kentimize baş­ka hizmetler üretelim. Ancak yap­tığımız basın toplantısına tatmin edici bir dönüş olmadı.

Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın bir açıklama­sı var. Herkes zaten bunu biliyor. Neticeyi bireysel başvuruya bağla­mış bulmaktalar. Maalesef bölge­mizin ihtiyaçlarını asla karşılama­ya yetmeyecek. Bölge gerçekleriyle örtüşmeyen bir pozisyon. Dolayı­sıyla muhakkak çaba harcıyorlar ama bizde bu çabayı bilmek istiyo­ruz. Özellikle bölge milletvekille­rimizin de bu konuya son derece duyarlı ve sahip çıkması gerekir. Burada risk altında olan kişiler ge­rek esnaf gerekse iş insanı gerçek­ten çok büyük bir yıkım var.

Aile fertlerini, sermayesini, iş makina­larını, stokunu kaybetmiş bir yığın iş insanı esnaf var. Bunların sorun­larını ben Sayın Cumhurbaşkanı­mızın görmezden gelmeyeceği ka­naatindeyim. Şefkatini de özellikle mücbir sebep ilan edilen il ve ilçe­lerden esirgemeyeceği görüşü biz­de hakim. Biz Adıyaman’da toplan­maktan son derece mutluyuz ama keşke başka hizmetler üretmek için toplanabilseydik.”

Türkmen: Uzatılmama kararı bizi sıkıntıya sokar

İslahiye Ticaret Odası Başkanı Selahattin Türkmen, “İnanıyo­rum Sayın Cumhurbaşkanımı­zın fark edip mücbir sebebi in­şallah uzattırır. Şu anda halen bizim bölgede yıkım devam edi­yor. Halen hiçbir işletmeye işyeri teslim edilmemişken, bütün iş­letmeler konteynerde iş yapar­ken mücbir sebebin uzatılmayıp durdurulması acı verecektir. Ge­rek bölgemizin milletvekillerine gerek siyasi büyüklere herkese ilettik. Bugün de burada toplanıp tekrar medya üzerinden basın açıklaması olarak inşallah duyu­ruruz. Düşüncemiz aynı, kade­rimiz aynı. İnşallah tekrar güzel şeyler için bir araya geliriz”

Sadıkoğlu: Biriken borçlarımız bir defaya mahsus silinmeli

Malatya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Oğuzhan Ata Sadıkoğlu, deprem illerinin büyük göç verdi­ğine dikkat çekerek; Malumunuz 6 Şubat’ta 11 ilimizi derinden etki­leyen depremler yaşadık.

Malatya, Hatay, Kahramanmaraş, Adıya­man, İslahiye ve Nurdağı olarak fiziki anlamda yaşadığımız yıkım­larla birlikte ekonomik ve sosyalhayat açısından da temelden sarsıldık. 4 il olarak çok büyük göçler verdik. Deprem­le yerle bir olmuş şehirlerimizin yeniden ayağa kalkması için hükümetimiz ciddi bir gayret içerisinde. Buna şahidiz. Başta Sayın Cumhurbaşkanımız olmak üze­re, emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. Ama yeterli mi? Elbet­te değil. Yaklaşık 18 aydır devam eden mücbir sebep süresi son kez denilerek 31 Ağustos 2024’e ka­dar uzatılmıştı.

Adıyaman, Ha­tay, Kahramanmaraş, Malatya ve Gaziantep’in İslahiye ilçelerinde uygulanan mücbir sebep eğer sona ererse ertele­nen vergi borçlarımız dağ gibi önümüze çıkacak. Hiçbir işletmenin bu borcu ödeyebilecek gücü yok. İşyerle­rimiz ve konutlarımız teslim olana kadar Mücbir Sebep hali devam etmelidir. 2011 yılın­da Van’da meydana ge­len deprem sonrası mücbir sebep hali süresi 5 yıla kadar sürmüş­tü. Sonrasında da sunulan uzun vadeli taksitlerle ödeme imkanı ile ticari hayat kendini toparlamıştı.

Ya iş yerleri teslim olup ticari hayat normale dönene kadar mücbir sebep devam etmeli. Ya da biriken borçlarımız bir defaya mahsus vergi affıy­la silinmelidir. Adıyaman, Hatay, Kahra­manmaraş, Malatya, İslahiye ve Nurda­ğı’ndaki esnaf, sanayici ve tüccar ve sana­yiciler olarak hükümetimizden müjdeli bir haber bekliyoruz.”

"Depremzede esnaf ve sanayiciye her alanda destek gerekiyor"

Adıyaman Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Torunoğlu, deprem bölgesindeki iş dünyasının hazırladığı ortak bildiride taleplerin net olduğunu söyledi.

-Esnaflar yeni iş yerlerine kavuşuncaya kadar mücbir sebep süresi mutlak suretle uzatılmalıdır.

-Hatay’da gerçekleştirilen ortak basın toplantısı sonrasında, Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklanan mücbir sebep halinin uzatılması için gereken şartlar ve istenen bireysel başvuru şekli kafa karışıklığına yol açmaktadır. Mücbir sebep hali bu bölgede, kayıtsız şartsız uzatılmalıdır.

-Deprem illerine özel teşvik düzenlemeleri hayata geçirilmelidir.

-Deprem illerindeki küçük esnafa ve serbest meslek erbaplarına yeni finansman paketleri hazırlanmalıdır.

-Depremzede işletmelere SGK ve BAĞKUR prim muafiyeti getirilmelidir. 

-Depremin verdiği sorunların yanında işgücünde problem yaşayan işletmelere personel istihdam desteği sağlanmalıdır. 

-Deprem bölgesinde faaliyet gösteren işletmeler enflasyon düzeltmesi uygulamasından muaf tutulmalıdır. l Deprem bölgesindeki mükellefler için sermaye kaybı ve borca batık olma durumuna ilişkin yeni düzenlemeler hayata geçirilmelidir.

-Kredi Garanti Fonu tarafından deprem bölgesinde kullanılan kredi faiz oranlarının yeniden değerlendirilmesi, uygun hale getirilmesi gerekmektedir.

-Deprem illerindeki mükelleflerin KDV iade süreçleri hızlandırılmalıdır.

-Deprem illerinde zayi belgesi müracaatını yapamamış olan mükelleflere yeni bir ek süre tanınması, zayi olan defterlerin noter onayının yapılmasının sağlanması ve takdir komisyonlarının etkinliğinin arttırılması sağlanmalıdır.

-Deprem nedeniyle araçları hurdaya ayrılan vatandaşlara, yeni araç alımlarında ÖTV ve KDV indirimi uygulanmalıdır.

-Rezerv alan dışında kalan imarlı parsellerin yerinde dönüşümü için verilen 750 bin TL hibe 750 bin TL kredi ödemesi günümüz enflasyonist ortam ve deprem etkisiyle oluşan ekonomik şartlar gibi nedenlerden ötürü yetersiz kalmaktadır. Destek tutarları mutlak surette güncellenmelidir.

-Ek ihtiyaç duyulan nakit desteği için uygun faizli banka kredileri devreye sokulmalıdır.

-İnşaat sektöründe İşgücü göçü yaşanması sebebiyle oluşan maliyet artışları SGK prim muafiyeti ile desteklenmelidir. l Damga Vergisi, Emlak Vergisi, MTV, ÇTV, harç, ücret vb. mali yükümlülükler belli bir süre alınmamalı veya indirimli uygulanmalıdır. l Deprem illerinde bulunan mükellefler ile burada yeni yatırım yapacak müteşebbisler için amortisman oranları yüzde 50 artırımlı uygulanmalıdır. l Deprem ile birlikte çok zor duruma düşen şehirlerimizde, teşvik belgesi kapsamında yapılacak yatırımlarda yüzde 100 vergi indirimi uygulaması tekrar getirilmelidir. Bu uygulama ya yapmaya devam eden, ya da yeni yatırım yapacak işverenlerimizin elini güçlendirecek ve deprem bölgesi şehirlere yatırım yapmayı nispetten cazip hale getirecektir.

-Yatak sayılarında ciddi düşüş olan bölgede yeni turizm yatırımları uygun finansman paketleriyle desteklenmelidir.

-Deprem illerinde bulunan Gelir ve Kurumlar Vergisi mükellefleri için vergi oranları indirimli uygulanmalıdır.

-Deprem bölgesinde gerçekleştirilecek konut teslimlerine indirimli KDV oranı uygulamasına devam edilmelidir.