Kurumsallaşmanın önündeki en büyük engellerden biri ego
Kurumsal Yönetim ve Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma Semineri'nde, kurumsal yönetimin gelişmesinin önündeki en önemli engellerden birinin, kişisel faktörler olduğu vurgulandı
ÖZÜM ÖRS
ANKARA - Ankara’da gerçekleştirilen Kurumsal Yönetim ve Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma Semineri’nde aile şirketlerinde kurumsal yönetim uygulamaları konusu masaya yatırıldı. Kurumsallaşmanın önemine değinilen seminerde, kurumsal yönetimin gelişmesinin önündeki en önemli engellerden birinin, kişilerden kaynaklanan duygusal ve psikolojik faktörler olduğuna dikkat çekildi.
Türkiye Kurumsal Yönetim Derneği (TKYD) ile Ankara Sanayi Odası’nca (ASO) Avrupa KOBİ Haftası kapsamında düzenlenen ‘Kurumsal Yönetim ve Aile Şirketlerinde Kurumsallaşma Semineri’ önceki gün ASO’nun ev sahipliğinde gerçekleştirildi. ASO Başkanı Nurettin Özdebir ile International Finance Corporation (IFC) Avrupa ve Orta Asya Finansal Kurumlar Grubu’nda Kıdemli Yatırım Uzmanı Kudret Akgün’ün açılış konuşmalarını gerçekleştirdiği seminerde ayrıca, “Aile Şirketlerinde Kurumsal Yönetim Uygulamaları ve Sürdürülebilirlik” konulu panel gerçekleştirildi.
Moderatörlüğünü DÜNYA Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hakan Güldağ’ın gerçekleştirdiği panelde konuşan Bilkent Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Abdullah Atalar, kurumsal yönetimin şirketlere ortak akılla hareket etme imkanı sağladığını belirtti. Atalar, “Bu durum çalışanların şirkete olan güvenini de çok pozitif etkiliyor. Karar alma süreçlerinde yer alan çalışanlar şirketi benimsiyor, bu da performanslarına olumlu katkı sağlıyor” dedi. Kurumsallaşma için düzenlenen yazılı kuralların her durum için en doğru sonucu vermediğine dikkat çeken Atalar, “Kurumsal şirketlerde eğer 'Haklısınız ama kurallar böyle' diyorsanız yanlış yerdesiniz” diyerek, kurallara bağlı olarak yanlış karar alma noktasına gelindiyse yanlış noktada olunduğunu vurguladı. Atalar, kurumsallaşmanın önemli unsurlarından biri olan şeffaflaşmanın ölçüsünün de çok önemli olduğunu vurguladı.
'Patronlar şirketi değil, sermayeyi yönetmeli'
TKYD Yönetim Kurulu Üyesi ve ODE Yalıtım AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ise kişisel olarak kurumsallaşmanın önemine çok inandığını ve şirketini de bu temeller üzerine inşa ettiğini söyledi. Turan, Türkiye’de yılın girişimcisi ve en rekabetçi şirketi seçildiklerini ve bu başarılarında kurumsallaşmanın payının büyük olduğunu dile getirerek, “Türkiye’de patronlar şirketi değil, sermayeyi yönetmeli. Operasyona değil strateji geliştirmeye odaklanmalı. Kurumsal yönetim şirketlere bu imkanı sağlıyor” dedi. Kuşak çatışması konusuna da değinen Turan, “2’nci, 3’üncü kuşaklar masaya gelecekse bir profesyonel gibi davranarak gelmesi gerekir. Kurumsallaşmada 1’inci kuşağın egosunu delememesi sorununu yaşıyoruz. Bu biraz patronların hobilerinin olmaması, iş odaklı olmalarından kaynaklanıyor. 24 saat iş düşünüyorlar. Patronların hobilerini geliştirirsek kurumsallaşmada farklı bir boyuta gelebiliriz” dedi.
'Duygusal ve psikolojik faktörler en önemli engel'
StratejiCo. Kurucu Ortağı Selim Oktar ise TKYD ile beraber gerçekleştirdikleri kurumsal yönetim algı araştırmasının sonuçları hakkında bilgi verdi. Araştırma çerçevesinde 246 kişiyle görüşüldüğünü belirten Oktar, “Katılımcıların yüzde 47’si TKYD üyesi. Şirketlerinin yüzde 41’i halka açık” dedi. Kurumsal yönetimin gelişmesinin önündeki en önemli engelin, ego gibi kişilerden kaynaklanan duygusal ve psikolojik faktörler olduğunu ifade eden Oktar, bunu, şeff afl aşmanın ticari sırları açığa çıkaracağı endişesinin takip ettiğini belirtti. Oktar, kurumsal yönetimin gelişmesinde ise itibarı artırmak ve sürdürülebilirlik ihtiyacının ön plana çıktığını sözlerine ekledi.
'Daha iyi yapıyorlarsa iş profesyonellere bırakılabilir'
ERSA Mobilya Genel Müdür Yardımcısı ve 3’üncü kuşak ana hissedarı Yalçın Ata ise, üçüncü kuşak olarak şirkete dahil olduğunu, 7 yaşımdan itibaren şirkette üretim, muhasebe, pazarlama gibi her alanda çeşitli çalışmalara dahil olduğunu söyledi. Şirketlerinin bugüne kadar başarı ile gelmesinde kurumsal yönetimi benimsemelerinin çok önemli katkıları olduğunu vurgulayan Ata, “Bir aile anayasası oluşturduk. Şirketimizde yazılı ve sözlü kurallar var. Mesela genel müdür yardımcılığı için örneğin ikinci yabancı dil zorunluluğu bulunuyor. Ben İngilizce ve İtalyanca bilmeseydim genel müdür yardımcısı olarak görev yapamazdım” dedi. Şirketin en önemli hedefinin karlılık ve verimlilik sağlamak olduğunu bildiren Ata, “Eğer daha iyi yapıyorlarsa aile üyeleri yerine işi profesyonellere bırakıyoruz” dedi.